İş Sanat 20. sezonunda dünya sahnelerinden yetenekli isimleri ağırlamaya devam ediyor. O isimlerden birisi de Antonio Zambujo. Geleneklerini ve kültürünü tüm dünyada verdiği konserlerle başarılı bir şekilde temsil eden Zambujo, Türkiye'de ilk kez hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. O halde dilerseniz gelin, 24 Ocak'ta sevilen şarkılarını İş Kuleleri Salonu'nda seslendirecek olan yetenekli sanatçının yaşamından ve kariyerinden önemli satırbaşlarına şöyle bir bakalım... Antonio Zambujo'nun 1975 yılında doğduğu şehir olan Beja, Portekiz'in Alentejo bölgesinde yer alıyor ve kültürel açıdan büyük önem taşıyor. Öyle ki ardındaki müzik mirası ile 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmiş bir yerleşim alanı. İşte Antonio Zambujo böylesi bir ortamda, müzikle iç içe bir şekilde büyüdü ve hatta sekiz yaşında klarnet öğrenmeye başladı.
ÇIKIŞ NOKTASI FADO ESİNTİLERİ
Beja'da geçirdiği yılların ardından Lizbon'a taşınan Zambujo, ülkenin başkentinden Fado'ya derin bir tutku duymaya başladı. Hüznü, özlemi, mutluluğu ve aşkı içinde barındıran Fado, Antonio Zambujo'nun müzikal kariyerinde önemli bir rol oynadı. 2002 yılında Fado şarkılarından oluşan ilk albümü O Mesmo Fado'yu yayınlayan sanatçı, bu albümle adını duyuruyor. Albümlerinin uluslararası dağıtıma girmesiyle de birlikte daha geniş kitleler tarafından tanınmaya başladı. Şarkılarında Brezilya ritimlerinden Bulgar melodilerine kadar pek çok ezgiyi buluşturan Zambujo, 2017 yılında Ate Pensei Que Fosse Minha albümü ile Latin Grammy ödüllerinde En İyi Albüm dalında aday oldu. Bununla birlikte 2018 yılında yayınladığı son albümü Do Avesso (Madalyonun Diğer Yüzü) ise Portekiz'in saygın köşe yazarlarından Joao Gobern tarafından şu şekilde yorumlandı: "Bu albüm bize dünyada yalnızca siyah ve beyazın olmadığını, farklı renklerin de olduğunu, bu çeşitliliğin arasındaki köprü ve sentezlerin de arzulanabilir olduğunu anımsatıyor."
MÜZİKAL SINIRI GENİŞLİYOR
Gobern'in ifadesiyle dünyada yalnızca siyah ve beyazın olmadığını gösteren sanatçı söz konusu son albümünde sinema dünyasının kült filmlerinden Once Upon A Time In America'nın / Bir Zamanlar Amerika'da müziklerinden birini de seslendirdi. Ennio Morricone imzalı ölümsüz şarkılardan biri olan Amapola'yı yeniden seslendiren Zambujo bu yorumuyla da dinleyenlerden tam not alıp büyük bir beğeniye mazhar oldu. Son albümünde müzikal dilinin sınırlarını da genişleten Portekizli sanatçıya Lizbon Senfoni Orkestrası ile birlikte Portekiz'in başarılı müzik insanları Nuno Rafael, Filipe Melo ve Joao Moreira da eşlik etti. Atalarının müziğinin tüm dünyada tanıtılması için gönülden emek veren, Portekiz müziğinin başarılı seslerinden Antonio Zambujo, ilk kez romantik sesi ve duygu yüklü şarkılarıyla 24 Ocak Cuma akşamı 20.30'da İş Kuleleri Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak.
HEM YENİLİKÇİ HEM GELENEKSEL CAZ
İş Sanat'ta sezonun caz konserleri, 17 Aralık Salı akşamı Kübalı piyanist Omar Sosa, İtalyan trompet sanatçısı Paolo Fresu ve vurmalı çalgı üstadı Trilok Gurtu'nun buluşmasıyla başlayacak. Sosa, Fresu ve Gurtu'nun müzikal yolculukları ve bir araya gelme öyküleri ise şöyle... Üç Grammy adaylığı bulunan Kübalı besteci ve piyanist Omar Sosa, hem solo hem de tanınmış birçok caz sanatçısı ile birlikte kaydettiği albümleri, konserleri ve canlı performansları ile dünya müziğinin en sevilen isimlerinin başında geliyor. Miles Davis'i idol olarak belirlemiş trompetçi Paolo Fresu ise şimdiye dek yüzlerce albüm kaydında yer almış bir isim. Tiyatro ve sinema müzikleri de yapan sanatçının aynı sahneyi paylaştığı isimler arasında Enrico Rava, Giorgio Gaslini, David Liebman ve Richard Galliano başta olmak üzere Afro-Amerikan müziğin en önemli isimleri bulunuyor. Omar Sosa ve Paolo Fresu'nun yolları ise 2012 yılında kesişiyor. 2012'de birlikte müzik üretmeye başlayan Sosa ile Fresu ilk albümleri Lara'yı yayınlıyor. Kısa süre içinde Avrupa'nın sevilen grupları arasına girmeyi başaran ikili, dört yıl sonra da ikinci albümleri Eros'u piyasaya sürüyor. Enstrümanları ile adeta bir bütün oluşturan Sosa ve Fresu'ya Trilok Gurtu'nun da katılmasıyla ortaya yenilikçi ve geleneksel bir duruşu olan özgün bir müzik çıkıyor. Bu müzik ziyafetine tanık olmak isteyenler 17 Aralık Salı akşamı 20.30'da İş Sanat Sahnesi'nde yerlerini alabilir...
HİKAYE DİNLETİLERİNDE YAŞAR KEMAL VAR
İş Sanat'ın klasikleri arasına giren hikâye dinletilerinde bu ay Yaşar Kemal yer alıyor. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazarımız olan Yaşar Kemal'in Tek Kanatlı Bir Kuş adlı öyküsü ilk kez İş Sanat'ta izleyicilerle buluşacak. Serdar Yalçın'ın müzik direktörlüğü yaptığı, Mehmet Birkiye ve Atilla Birkiye'nin sahneye hazırladığı hikâye dinletisi, ücretsiz olarak izleyicileri ile buluşacak. İlk kez bu sezon sahnelenecek Tek Kanatlı Bir Kuş, 22 Aralık Pazar saat 16.00'da, 23 Aralık Pazartesi saat 20.30'da olmak üzere iki ayrı etkinlik olarak gerçekleştirilecek. Kapıların saat 20.00'de açılacağını ve yerlerin numarasız ve salon kapasitesiyle sınırlı olduğu bilgilerini de ekleyelim...
KLASİK MÜZİĞE YENİ BİR SOLUK
Klasik müzik dünyasının önemli şeflerinden Claudio Abbado ve Daniel Harding'in kurduğu Mahler Oda Orkestrası, 13 Aralık akşamı 20.30'da İş Kuleleri Salonu'nda sahne alacak. 20 ülkeden, 55 üyesi ile gezgin bir topluluk olan orkestra, klasik müziğe getirdiği yeni solukla Haydn'dan Ligeti ve Martinu'ya uzanan bir repertuvarla müzikseverlerin karşısına çıkacak. Alman piyanist Holger Groschopp, Berlin Filarmoni Orkestrası'nın solo kornisti Stefan Dohr, timpanist Mattias Kelemen'in de sahne alacağı gecede, orkestranın şefliğini ise Londra Senfoni Orkestrası'nın daimi şeflerinden François-Xavier Roth üstlenecek. 13 Aralık akşamı izleyicilerle buluşacakları konser öncesinde Roth, İstanbul izleyicisini nasıl bir konserin beklediğine dair düşüncelerini şöyle ifade ediyor: "Geçen zaman içinde bestecilerin sanat ve müzik üretimlerini nasıl geliştirdiklerinin bir çeşit panoramasına tanıklık edeceğiz. Böylece iki yüzyıl arasında, birbirlerini tanımayan ve farklı dönemlerde yaşayan bu bestecilerle bir diyalog kurmamıza imkân tanıyacak."