12 yaşında tekstil atölyesinde çalışıp kickboksta Türkiye şampiyonu olan Emine'nin hikayesini hatırlarsınız. İlkokula kadar okudu. Annesi terk edip gitti. Babası vefat etti. Kardeşleri ile çaresiz kaldı. Tam pes edecekken Kick Boks Milli Takım Antrenörü olan, dünya şampiyonu Hasan Fahri Şen ile tanıştı. 23 yaşında spora başlamasına rağmen kickboksta üçüncülük, ikincilik derken Türkiye şampiyonu oldu. Bağcılar Belediyesi Emine için Bağcılar Gençlik Merkezi'nde antrenmanlarını daha rahat yapma olanağı olan bir iş imkanı sağladı. Emine imkanlar verildiğinde, elinden tutulunca zor durumda olan birinin neler başarabileceğini en iyi şekilde gösterdi. SABAH Pazar tam o dönem Emine ile bir röportaj yaptı. O röportajda bir söz verdi Emine: Dünya şampiyonu olacağım! Aradan iki yıl geçti ve Emine artık dünya şampiyonu. Üstelik hayata kırgın değil artık barışmış. Hasan Fahri Şen Spor Kulübü'nde Emine ile buluşup aradan geçen iki yılı ve yaşadığı değişimleri konuştuk.
- "İki yıl önce tek hedefim dünya şampiyonu olmak" dediniz, hedefinize ulaştınız...
- Benim için stresli bir dönem oldu. Çok çalıştım ve çok dua ettim. Her antrenmandan en son ben çıktım. Nasıl kazanırım diye düşünerek geçti zamanım. Bir söz vermiştim ülkeme. Benim şampiyon olmam lazımdı. Dünya ikincisi Emine değil, dünya şampiyonu Emine olmak istedim. Sürekli kendimi motive ettim. Verdiğim sözü içimden hep tekrarladım. Stresten yatamadığım günler oldu. Hatta final günü stresten kafamın içinde Rus Milli Marşı çalıyordu. İstiklal Marşı'mızı içimden söylemeye çalıştım. Çok korktum yenileceğim diye. Bir puan bana, bir puan rakibime verdiler. Bir ara kaybettiğim sandım. Çok ağladım. Hâlâ inanamıyorum. Dünyanın en mutlu insanı kimdir diye soran olursa Emine Arslan dersiniz.
- Nasıl geçti iki yılınız? Hayatınızda neler değişti?
- Her darbe aldığımda yediğim dayaklar aklıma geliyor. Yine mi öyle olacak diye korkuyla yaşadım. Ama her yeni gün bir umuttu benim için. İki yıl boyunca her gün kendime "Hadi Emine" dedim. Eskiden çok karamsardım ama şimdi karamsarlığa düştüğümde atlatabiliyorum. En önemlisi gülüşüm, duruşum ve bakışım değişti. Önceden kendimi ifade edemiyordum. Biri beni suçladığında "Ben yapmadım" bile diyemiyordum. Bağcılar Gençlik Merkezi'nde çalıştığım için sürekli insanlarla iletişim halindeyim. Bol bol kitap okudum. Bambaşka biri oldum. Çok ilerledim. Kendimi tebrik ediyorum. Konuşma ve psikolojik açıdan da çok geliştirdim kendimi. En önemlisi insanları teselli edebiliyorum artık. Kendimi teselli ve ifade edemeyen biriydim. Eziktim desem yeridir. Özgüvenim arttı. İkinci kademe antrenörlük belgesi aldım. Buraya gelen sporculara bazen antrenörlük yapıyorum. Konuşmamdan tutun yatma ve yemek saatime her şey değişti. Kendime yeni bir dünya kurdum burada.
- Şampiyonluk için neler yaptınız?
- Sabah 06.00'da kalktım. 09.00'da iş başı yapana kadar çalıştım. İşten 17.30'da çıktım. Yine idmana geldim. İşimle sporu aynı anda idare edebiliyorum. Önceden spora gidemiyordum. Gitsem ya laf oluyordu ya da işimden oluyordum. Şimdi rahat rahat idmanlara gidebiliyorum. Kendime ve ülkeme sözüm vardı. Onu tuttum.
Hayatla barıştım çok şükür
- Tekstilde birlikte çalıştığınız akrabalarınız bile karşı çıkmış spor yapmanıza. Başarından sonra çevrenizdeki insanlardan nasıl tepkiler aldınız?
- Hakkımda kötü düşünenler de artık konuşmamaya başladı. Zamanında yanında çalıştığım kişilerden ve spora gidiyorum diye söylenen akrabalarımdan tebrik mesajları aldım. Ama şimdi yeğenimi göndereyim diyorlar. Akrabalarımın gözünde saygı duyulan biri oldum ve kötü algıyı yıktım. Dünya çapında örnek bir isim olup gençlere idol olmak istiyorum. Gençlik merkezinde yanıma gelen kadınlar oldu. "Spora başlamak istiyordum ama bu yaşta sizin başarı kazandığınızı görünce ben de yapabileceğime inandım beni de çalıştırır mısınız" diyenler oldu. Derdini anlatıp nasıl bir yol çizebilirim ne yapabilirim diye soranlar oldu, çok dua eden oldu. Bu dualarla şampiyon oldum.
- Şu an nasıl bir hayatınız var? İki hayatınızı karşılaştırmanızı istesem neler söylersiniz?
- Bu zamanlarımı asla hayal etmezdim. Belki kötü bir evlilik yapabilirdim. Çok sigara içiyordum kötü hastalığa yakalanabilirdim. Ama hayatımı başka yöne çevirdim. Sağlıklı ve mutluyum. Milli takım formasını giyince kıskanılacak bir hayatım olduğunu hissediyorum. Formayı her giydiğimde hakkını vermelisin bunun diyorum. Hayatla barıştım çok şükür. Bana gülen yüzünü gösterdi ben de gülümsüyorum. Çok mutluyum.
Gözyaşımda acılar vardı
- 12 yaşında tekstil atölyesinde gizlice ağladığınız zamanlar olduğunu söylemiştiniz şimdi tüm dünyanın gözü önünde mutluluktan aktı gözyaşlarınız...
- Duygu patlaması yaşadım. Bayrağımıza sarılarak hıçkıra hıçkıra ağladım Gözyaşlarımın içinde yılların acısı, kırgınlıkları, zorlukları, çektiğim acılar var. Ağladığım anın fotoğrafını paylaşmak istiyorum. Ama altına ne yazsam anlatabilirim tüm yaşadıklarımı diyorum, bulamıyorum. "Emine'den bir şey olmaz başarısı tesadüf" diyenler olduğu için kendimi kanıtlama çabası içindeydim. Hepsi o gözyaşlarımda saklı. Hâlâ gözlerim doluyor... Gizli gizli ağlayan küçük Emine'den şimdi sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlayan şampiyon Emine oldum. Mutluluktan da ağladım ama yılların da birikimi vardı. Gözyaşının içinde bütün çektiğim acılar, uğradığım haksızlıklar vardı. Geçim derdi, ekmek parası bulamadığım günler, annesizlik, babasızlık... Dünya şampiyonası ülkemizde yapıldı. Herkesin annesi babası geldi benim yanımda sadece hocam vardı. Bunun da eksikliği var. Karşılamada da kimse yoktu... Hep eziklik oluyor ama dik durmaya çalışıyorum.
HİLAL TAŞ