Türkiye'yi ayağa kaldıran Emine Bulut cinayetinden sonra hepimiz kendimize şu soruyu sorduk: "Ne oluyor bize?" Gerçekten kadına, çocuğa, hayvanlara karşı şiddet olayları neden bu kadar artıyor, araba kullanırken bile neden birbirimize tahammül edemiyoruz? İçimizdeki bu öfke ile nasıl yaşayacağız?
Üsküdar Üniversitesi de bu sorularla yola çıkarak Türkiye'nin öfke haritasını çıkardı. Klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapan 125 öğrenci tarafından gerçekleştirilen saha çalışması ile gerçekleştirilen projede 81 ilden 18-81 yaş arası evli, bekâr, çocuklu veya çocuksuz bireylerden oluşan 25 bin kişiyle yüz yüze görüşme gerçekleştirildi.
Biz de çalışmanın başında olan Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Böl. Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Ünübol ile Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar ile bir araya geldik ve çalışmanın tüm detaylarını konuştuk.
Ünübol: "Türkiye'nin Bağımlılık ve Ruh Sağlığı alanında yapılmış en geniş katılımlı çalışması TURBAHAR'dan çıkarılan Türkiye'nin Hostilite Haritası'dır. Ama öncelikle günlük hayatımızda tam olarak yer bulmayan hostilite kavramının bilinmesi gerekir. Hostilite temel olarak saldırganlığın bir boyutu olarak karşımıza çıkar. Saldırganlığın duygu boyutu öfke, düşünce boyutu düşmanlık (Hostilite) ve davranış boyutu şiddettir. Öfke tek başına yaşamamızın en temel duygularından biridir ve varlığı yaşamsal öneme sahiptir. Öfke yaşamımızın her anında sürekli vardır. Su içmeye giderken, yemek yerken, işe giderken gibi yaşamımızın devamında ki tüm davranışlarımızdaki temel duygudur.
İSTEDİĞİMİZ OLMAYINCA SİNİRLENİYORUZ
Peki, yıkıcılıkla ve şiddetle eş anlamda kullanılan öfke yaşamımızın her saniyesinde nasıl var olmaktadır? Çünkü isteme eylemini sağlayan en temel duygudur öfke. Herhangi bir davranışın seyrinde görülmez, o davranışın gerçekleşmesini durdurduğunuzda görebilirsiniz. İşte öfkenin en temel nedeni engellenmedir. Engellenen her davranış, arkasındaki duygunun tıkanmasına ve doğrudan öfkenin çıkmasına neden olur. Dışarı çıkmak isteyen birisinde öfkeyi, kişinin geçmesini engellediğinizde görebilirsiniz. Aslında öfke bir bağlantının kopması gibi, amacınıza yönelik eyleminizin bölünmesi, bir hayalinizin olmaması, beklentilerinizin karşılanmaması durumlarında ortaya çıkar. Yani temelde fizyolojik olan öfke bir sebebe bağlıdır."
GENÇLERİMİZ ÖFKE DOLU
Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar genç nüfusumuzun öfke puanın çok yüksek olmasına dikkat çekiyor: "Diğer bir sonucumuz ise 18- 29 yaş arasındaki genç nüfusun hostilite puanlarının diğer yaş gruplarına göre yüksek olmasıdır. Bu ülke olarak çok dikkatli olmamız gereken, yakın takip ve inceleme gerektiren bir sonuçtur. Bu yaş grubu yetişmekte olan erişkinler olarak değerlendirilir. Ergenlikle yetişkinlik arasında bir yaş grubudur. Henüz farkındalığı az, beyin gelişimi devam eden, duygu kontrolü düşük olan bir grup olması bir parça bu grubun hostilite puanlarının yüksek olmasına neden olmuş olabilir. Yine de bu grubun ülkemizin üretken, dinamik ve aile kuran yaş aralığı olması, üstünde durulması gereken bir konudur. Hostilitenin saldırganlığa dönüşme potansiyeli olduğu gibi, yaptığımız analizlerde, hem madde bağımlılığıyla, hem de davranışsal bağımlılıkla ilişkisi görülmüştür. Özellikle alkol ve madde bağımlılığı olan bireylerinde hostilite puanlarının Türkiye ortalamasının bir buçuk katına kadar yüksek olabildiğini göstermiştir. Ünübol ayrıca sosyal medya kullanımı ile ilgili ilginç bir tespiti paylaşıyor: "Bireylerin yaşamına aktarabileceği, sorunlarını çözebileceği, yaşamsal enerjisi olan reaktif öfkenin aktarılamaması, bunun hostiliteye dönüşmesine neden olmaktadır. Bu durumu ülkenin mevcut doğal kaynaklarının boşa gitmesi ve hatta yıkıma neden olması olarak değerlendirmek mümkündür.
DUYGULARINA YABANCILAŞIYORLAR
Öfkenin sosyal medyaya kullanımına, oyun oynamaya ya da yemeğe aktarılması kısa vadede duygunun sönümlenmesine ama uzun vadede daha da güçlenerek geri dönmesine neden olmaktadır. Yaşanılan sorunlara gerçek çözümler getirilmediği takdirde, o duygunun kaynağı her zaman duyguyu üretmeye devam etmektedir.
Özellikle de sosyal medya kullanımıyla öfkenin ifade edilmesi ya da aktarılması toplumsal bir birikime de dönüşmektedir. Giderek artan şiddet içerikli paylaşımlar, eleştirici ve suçlayıcı ifadeler, toplumun çözmeye çalıştığı öfkeyi daha da artırmasına neden olmaktan öteye gitmemektedir. Diğer bir yönü ise, sürekli öfke varlığının kişinin kendi duygularına yabancılaşması ile sonuçlanmasıdır. Çalışmamızda da duygu farkındalığı düşüklüğü, duyguların ifade yetersizliği hostilitenin en temel nedenleri arasında bulunmuştur."
CİNSİYET FARKI YOK
"Türkiye Hostilite Haritasında ilk göze çarpan durum cinsiyet farklılığının olmamasıdır. Hostilitenin en önemli nedeni şiddet mağduriyetidir. Şiddeti gösteren ve şiddete maruz kalan bireylerde hostilitenin benzer çıkması literatürle de uyumludur. Şiddetin tüm topluma eşit şekilde yayıldığını gösterir."
EN ÖFKELİ YAŞ GRUBU 18-23 EN ÖFKELİ YAŞ GRUBU
* Yaş grupları açısından 18-23 yaş arası en riskli grup
* Ülkenin doğu, güneydoğu ve iç kesimlerinde hostilite puanları daha yüksek
* Sigara, alkol, madde kullanımı ve davranışsal bağımlılıklar hostilite ile ilişkili
* Kişisel iyi oluş düşüklüğü hositilite ile ilişkili
* Duyguları tanıma güçlüğü ve duyguları ifade güçlüğü hostilite ile ilişkili
DOĞU'DAKİ YOĞUN ÖFKEYİ TERÖR ÖRGÜTLERİ KULLANABİLİR
Sayar "Yapılan analizler sonucunda bölgesel farklılıkların olduğu gösterilmiştir" diyor ve ekliyor: "Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hostilitenin yüksek olduğu görülmektedir. Bunun nedenleri daha detaylı incelenmeli. Ama terör sorununun daha sık yaşandığı bölge olması, dil ve ifade yetersizlikleri, bastırılmış duyguların yüksekliğine ve duygu ifadelerinin yoğun olmasına neden olduğu düşünülmelidir. En çok dikkat edilmesi gereken, bu bölgelerdeki hostilitenin yüksekliği, o bölgedeki kişilerin şiddete yönelmesine neden olabileceği, belki daha da önemlisi o bölgeyi terör örgütlerinin kışkırtmasına daha açık getirebileceği gözden kaçırılmaması gereken önemli bir noktadır."