Haftalardır moda sayfalarımızda moda dünyasına damga vuran olaylardan, modanın yön değiştirmesinden bahsediyoruz. Etik moda anlayışı, kürk kullanımının modaevlerinde neredeyse tamamen ortadan kalkması, bilinçli alışveriş, vintage'ın yükselişi, okyanus plastiklerinin yeni giyilebilir ürünlere dönüştürülmesi, organik koton, geri dönüştürülmüş materyalden tasarımlar ve ırkçılığa karşı denetim birimleri düzenli olarak sayfalarımızda...
Farkında mısınız, dev şirketlerin ana gündem maddesine oturan, tüm basın toplantılarında konuşulan, derneklerin üyelerini bilgilendirmek için kullanılan tüm bu konular neredeyse bir anda hayatımıza girdi... Son beş değil, son iki sene içinde tüm moda dünyası bir anda düşünce tarzını değiştirmeye çalışıyor. Hiç merak ettiniz mi, dünyanın en büyük üçüncü endüstrisi olan moda ve tekstil alanında ne oldu da birden tüm bu gerçekliklerin farkına varıldı?
Tabii ki kocaman bir endüstri yön değişiklikleri yapıyorsa bunun tek nedeni ancak gelirlerini devam ettirebilmek ve yeni müşterilere ulaşabilmek içindir. Daha doğrusu kendisinden önceki tüm jenerasyonlardan daha gelişmiş bir bilince ve satın alma gücüne sahip olan Z jenerasyonunu kendisine çekebilmek için...
HEMEN ALIŞVERİŞİ KESİYOR
Google'ın doğuşuyla aynı olan 1996-2010 arası doğmuş kimselere Z jenerasyonu deniliyor. Bu bile karşımızdaki jenerasyon karşısında tüm bir endüstrinin neden kabuk değiştirmek zorunda kaldığını açıklıyor. Tamamıyla doğuştan dijital ve global ilk jenerasyon olan Z'ler aynı zamanda huzursuz ve belirsiz bir dünyaya geldikleri için de oldukça realistler. Bu özelliklerini yaratıcılıklarıyla birleştirip daha iyi bir dünya yaratma misyonunu da içten içe üstlenmiş durumdalar...
Yani karşınızdaki kuşak; cinsiyet ayrımı yapmayan, benzersiz ve otantik kişi veya ürünlere daha çok değer veren, görsel ve teknolojik yoldan iletişime geçmeyi tercih eden bir jenerasyon. Yaşları itibariyle birer tüketici haline gelen, kendine güveni ve sosyal duyarlılığı bu kadar yüksek olan bu jenerasyonu hızlıca anlayıp ona göre hareket eden markalar bugün yükselişe geçiyor. Ve Z jenerasyonunun ilgilendiği konularda yenilik yapmak, bunu duyurmak ve pazarlamak markaların şu anki ana işi.
Geçtiğimiz hafta Los Angeles Times'ta yayınlanan bir makalede, "Yeni müşteriler üretimle, üretim yeriyle, çalışanlarla, kullanılan malzemeyle ilgili sorular soruyor artık. Hayvan haklarına duyarlı olmanız gerekiyor. Çalışanlara iyi davranmanız, onları korumanız gerekli. Ayrıca çevreye de duyarlı olmanız gerekiyor. Bunları sağlayamadığınız takdirde müşterileriniz sizi terk ediyor ve yeni nesil zaten sizden alışveriş yapmıyor. Markalar ve modaevleri sürdürülebilirlik başta olmak üzere birçok kavramın artık bir tercih değil, bir mecburiyet olduğunun farkına varmış durumda" diye yazdı.
Kâr amacı gütmeyen ve moda dünyasının daha şeffaf olması için çalışan ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 100 ülkede çalışmalarını sürdüren Fashion Revolution, "Moda dünyası daha fazla şeffaf olmak zorunda. Üzerimizdeki kıyafetlerin insan hayatına, hayvan ölümlerine ve çevreye zarar vermeden üretilmesini istememizden daha doğal bir şey olamaz. Bu kadar duyarlı, dünyanın bir başka noktasındaki insan ve doğa olaylarına karşı bilinçli yaklaşan bir jenerasyonun tüm dünyayı değiştirmesi mümkün" yorumunda bulunuyor.