Çocuk bakıcıları ile ilgili genelde 'Çocuğu dövdü, çalıştığı evi soydu' tarzında haberler okuruz. Tüylerimiz ürpererek: 'Ne kadar vicdansızmış, Allah kalbi güzel olanlarla karşılaştırsın' deriz. Madalyonun diğer yüzünü çevirdiğimizde aslında ülkemize çalışmaya gelen göçmen kadınlar da vicdanlı kişilerle karşılaşmayı umut ederek geliyorlar. Okulların kapanıp yaz sezonunun açılmasıyla çocuklu aileler soluğu yazlıklarda ya da otellerde aldılar. Bu aileler tatile giderken yanlarında mutlaka bakıcılarını da götürüyor. Durum böyle olunca kulağımıza enteresan olaylar da gelmeye başladı. Plaja giderken dadıya giriş ve şezlong ücreti ödemek istemeyen de oluyormuş, menüdeki en ucuz yemeği seçmesini isteyen de... Bakıcıyı otel odasında saatlerce aç bırakan da varmış, ayakkabılıkta yatıran da... Biz de ülkemizdeki pek çok aileye Filipinli bakıcı ve yardımcı personel gönderen şirket sahibi Olcay Nazlı Karakuş ile bu durumu konuştuk. Karakuş: "Bakıcı her ay maaşını ödediğiniz, sigortasını yatırdığınız bir robot değil. Mutluluk verin mutluluk alın. Dünyanın en kıymetli varlığını, evlatlarını bıraktığınız kişileri bir robot olarak görmeyin. Maaşını veriyorum gerisi beni ilgilendirmiyor demeyin" diyor ve özellik yaz aylarında karşılaştıkları durumları şöyle anlatıyor:
YATLAR BÜYÜK SORUN
"Yatlarda herkes çok geç uyuyor. Yatların temizliği de çok zor. Yatta kalan ailelerimiz kızlarımızdan hem çocuğumuza bak, hem yatı temizle, hem servis yap hem de çocuklarla gir yüz diyorlar. Belli bir insanlık seviyesinde dengeyi kurmazsanız personel çalıştıramazsınız. Onlar da insan. Personellerimizin yazlık yerlerde en büyük problemi açlık. Plaja gidip yemek söylemiyor. Evde bırakıyorsa mutfakta yemek yapacak bir şey olmuyor. Plajlar da çok pahalı evet. Ona giriş parası, şezlong, yemek, dondurma derken günlük en az 500 lira harcıyorum diyorlar. Yemek konusunda ortak bir nokta bulunabileceğini düşünmüyorum. Çünkü siz ne yiyorsanız o da onu yemek isteyecektir."
"MENÜDEN UCUZ YEMEK SEÇİN" DEMEK VİCDANA SIĞAR MI?
"Aileler plaja gittiklerinde, öğle yemeklerini genelde orada yiyorlar. Bakıcı da gün boyu onlarla olduğu için acıkıyor. Genelde aileler beni arayıp 'Olcay Hanım menüdeki en pahalı şeyi seçiyor. Biz bile deniz mahsullü makarna ya da balık sipariş etmezken bakıcı onu istiyor. Lütfen menüdeki en pahalı şeyi değil de uygun bir şeyi seçmesini söyler misiniz?' diyorlar. İnsan nefsidir bu. Bakıcılarımız da genelde yoksulluktan gelmiş kızlarımız. Biz bile bu kadar varlığın içinde açık büfe gördüğümüzde tabağımıza önümüze geleni dolduruyoruz. Menüdeki ucuz şeyleri sipariş edin, nasıl diyebilirim ki?"
ROBOT DEĞİL İNSAN
"Aileler bu maliyetlere katlanmak istemiyorsa, evde bıraksınlar bakıcıyı. O da evdeki işleri halleder o arada. Ya da bu personelle çalışmayıp daha uygun fiyata bir bakıcı bulacaklar kendilerine. Geçenlerde Antalya'daki bir otelde kalan personelim aradı. Üç aylık bebeğe bakıyor. Aile sabah odadan çıkıp güneşlenmeye gitmiş. Bakıcı odada bebekle beraber kalmış. Aile güneşlenmiş, spaya falan gitmiş ve 16.00'ya kadar odaya dönmemişler. Bakıcı beni aradı: 'Olcay Hanım, saatlerdir odadayım, kahvaltı bile yapmadım. Çok acıktım, ne yapabilirim?' diye soruyor. Ben de aileyi aradım: 'Otel her şey dâhil bir otel. Keşke bakıcıya da bu konuda bilgi verseydiniz. Saatlerdir odada kahvaltı bile yapmadan çocuk bakıyor...' dedim. Aile: 'Aaa unutmuşuz' diyor. Bakıcı bir robot ya da köle değil ki, çocuğumuzu emanet ettiğimiz birini nasıl unutabiliriz..."
ÇAMAŞIR ODASINDA YATIRAN DA VAR AYAKKABILIKTA DA
"Bakıcıları evin en olmaz yerinde yatıran ailelere de denk geldik. Mesela bir bakıcıyı evin depo gibi kullanılan ayakkabılığın da olduğu bir yerde yatırıyorlardı. Personelimiz ayakkabı kokusundan sabaha kadar uyuyamadığını söyledi. Başka bir personelimizi de çamaşır makinesinin olduğu odayı vermişlerdi. Üstelik makineyi de gece çalıştırıyorlardı. Siz olsanız başınızın hemen yanında çalışan çamaşır makinesinin gürültüsünden uyuyabilir misiniz?"
DEFOLU DADI VERDİNİZ
"Bakıcının sağlık problemi çıktığında bazı ailelerimiz kendi kızları gibi tüm imkânlarını seferber ediyor. Bazıları da 'Sigortan var git kendin devlet hastanesinde baktır' diyor. Mesela bir yıldır ailenin yanında olan bir bakıcımızın aniden evde kisti patlamış. Aile beni arayıp 'Bize defolu bakıcı vermişsiniz' dedi. Bir insanın vücudunda gelişen bir hastalık için böyle bir cümle kuran vicdanlarla karşı karşıya kaldım. Biz personelimizi alıp hastaneye yetiştirdik. Daha sonra kistin kötü huylu olduğu anlaşıldı. Aile, hastane de ziyaretine bile gelmedi. Personelimiz ülkesine döndü. Marmaris'te bulunan başka bir ailemizin yanında iki yıldır kalan bir bakıcımızda da böbrek yetmezliği çıkmıştı. Bu aile ne gerekiyorsa yaptı. Tüm hastane masraflarını da karşıladı. O personelimiz de ülkesine dönmek zorunda kaldı. Ancak ailenin hakkını ödeyemeyiz."
YÜKSEK MAAŞTAN ÇOK, İYİ AİLE
"Bu işin temelinde gönül zenginliği var. Bakıcılar bir insanın maddi geliri ile değil gönül zenginliği ile huzur buluyorlar. Aile seçerken bana ilk olarak 'Hangi aile beni ailesinden biri olarak görür sizce?' diye soruyorlar."
SOSYAL MEDYADA REZİL EDERİM
"Bir anne aradı geçenlerde: 'Bakıcı benim altınlarımı çaldı, çocuğuma vurdu' dedi. Ben de 'Hemen karakola gidelim, şikâyetçi olalım.' dedim. Ardından 'Biz artık 800 dolar veremiyoruz. Bu bakıcıyı siz başka bir aileye verin. O aileden aldığınız parayı da bana verin' dedi. Ben de 'Altınlarınızı çalan, bebeğinize vuran bakıcıyı başkalarına gönderip onları dolandırmamı mı istiyorsunuz?' dedim. 'Bunu yapmazsanız sizi sosyal medyada rezil ederim' diye karşılık verdi. Bir süre sonra eşi aradı: 'Özür diliyorum sizden karım adına. Ne altın çalma ne de çocuğumuza vurma olayı var. Eşim olayları abartıyor. Altınları kimin aldığını bilmiyoruz. Sekiz yaşındaki çocuğum yemek tabağını fırlatmış. Bakıcı da tabağı makineye hızlı koymuş, olay bundan ibarettir. Biz maaşını veremiyoruz artık, siz bakıcının mağduriyetini ona yeni bir iş bularak giderin' dedi."
BAKICI VE ÇOCUĞA TEK MENÜ
"Çocukla bakıcıya bir porsiyon yemek söyleyenler oluyor. Bir balık sipariş ediliyor. Balığın bir kenarını çocuk diğer kenarını bakıcı yiyor. Ya da hamburger söyleyip, yarısını çocuğa diğer yarısını bakıcıya veriyorlar."
BUSE ÇOK VİCDANLIDIR
Olcay Hanım pek çok sanatçıya da bakıcı ve yardımcı desteği sağlıyor. İçlerinde bakıcılarını aileden biri gibi görüp yıllardır aynı kişi ile çalışanlar da var: "Buse Varol çok vicdanlıdır. Plaja gittiklerinde önce sen yemeğini ye, çocuğuma bakıyorsun' der. Gece bir yere gideceklerinde 'Geç kalırız, oğlum Burak ağlar, fırsat bulamazsın, sen önce yemeğini ye de biz sonra çıkalım' der bakıcısına. Popülerim istediğim kadar bakıcı bulurum diye düşünmüyor. Tamamen insanlıkla, vicdanla alakalı. Ceyda Düvenci muhteşem bir işveren. Bakıcıyı evin üçüncü çocuğu gibi görüyorlar. Eşi Bülent Bey 'Ablamız o' deyip sarılıyor bakıcıya. Gülşen çok vicdanlıdır. Buse- Merve Terim bakıcılarının her türlü haklarını sonuna kadar verirler. Patron-işveren düzeyini çok iyi ayarlarlar"