Bir spor düşünün ki yüzlerce yıllık bir gelenekle, maneviyatla iç içe... Sahasına 'er meydanı' diyorlar... Çığırtkan meydana çıktığında şöyle naralanıyor; diyor ki bas bas bağıraraktan, en üst perdeden: "Pehlivan pehlivan/Altta kaldım diye yerinme/Üste çıktım diye sevinme/Üste çıkarsan apış, alta düşerken yapış/Hz. Hamza'dır piriniz, yıkılıp yıkmaktır arınız/ Elbet yıkacaktır birinizi biriniz." Geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nden bahsediyoruz elbette. Elbet birinin birini yıkacağı belli, bir iç ve manevi disiplini olan ata sporundan... Dile kolay... Bu yıl 658'incisi düzenledi tarihi güreşlerin. Bu iş her ne kadar Edirne'de düzenlense de, tarihinde yüzlerce pehlivan, başpehlivan çıkarmış Antalya'dan geldi yine bu yılın başpehlivanı: Ali Gürbüz. Daha önceki yıllarda da Kırkpınar'da mühim derecelere sahip olmuştu Gürbüz. 2008 Başaltı Şampiyonu, 2009 Başpehlivanlık Üçüncüsü, 2010 Kırkpınar Başpehlivanlık İkincisi, 2011 Kırkpınar Başpehlivanı, 2012 Kırkpınar Başpehlivanı, 2016 Kırkpınar Başpehlivanlık üçüncüsü...
DEDESİ YETİŞTİRDİ
Ali Gürbüz dededen pehlivan. Dedesi Mehmet Öztürk ve dayısının oğlu da güreşçi... Babası Recep Gürbüz ise 1988 yılında Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanı olup ilk defa Antalya'ya altın kemeri getiren kişi. Fakat ne yazıktır ki, bu başarısından kısa bir süre sonra, Ali Gürbüz bir buçuk yaşındayken beyin tümörü nedeniyle vefat ediyor baba. Ali Gürbüz'ün annesi Elmalılı, babası Korkutelili. Her iki ilçe de pehlivanlarıyla ünlü. Yörük bir aile. Dolayısıyla yağlı güreş onlar için gerçek anlamda bir ata sporu. Nasıl müzisyen bir ailede doğan çocuk, ritmin, melodinin tam göbeğine doğuyorsa Ali Gürbüz de yağlı güreşin, pehlivanlık felsefesinin içine doğuyor. Dedesinden ve annesinden babasının hikayelerini, sporuna olan düşkünlüğünü dinliyor. Bir odaya çekilip saatlerce babasının güreş görüntülerini izliyor. Evde yastıklarla görüşmekle geçiyor çocukluğu. 11 yaşında ise güreşe başlıyor Ali Gürbüz. Pehlivan dede Mehmet Öztürk de bütün bildiklerini öğretiyor torununa. Bir nevi ilk antrenörü oluyor. Sonra başarılar ardı ardına geliyor. Katıldığı her müsabakada en az üçüncü geliyor. Katıldığı her turnuvada fırtınalar estiriyor. Gazi Üniversitesi'nde, Beden Eğitim Bölümü'nü de bitiriyor Ali Gürbüz. Kısa bir süre minder güreşiyle de uğraşıyor.
HAYAT DA YAĞLI GÜREŞ GIBI KAYGANDIR
658'inci başpehlivan Gürbüz, "Yağlı güreş maneviyatla iç içe bir spordur. Bir yaşam felsefesidir" diyor ve ekliyor: "Peygamber efendimizin amcası Hz. Hamza ve Hz. Ali efendimiz bu işin pirleridir." "Yağlı güreşte hem manevi bir ruh, hem akıncı hissiyatı vardır" diyor Gürbüz. Asıl hayali ise üç sene üste üste kazanarak, sürekli olarak altın kemeri memleketi Antalya'ya hediye etmek: "Bu kemeri hem rahmetli babam Recep Gürbüz, hem de memleketim adına aldım" diyor. Peki bir pehlivan, er meydanına çıktığında nasıl bir ruh halinde olur: "Ne kadar yorgun olursanız olun, hatta sakatlığınız bile olsa her şeyi unutuyorsunuz. Pehlivan sadece rakibiyle değil, kendi nefsiyle de mücadele eder. Meydanda zamandan, mekandan kopuyorum." Gürbüz yağlı güreşin bir yaşam görüşü getirdiğini söylüyor: "Çok sakin, temkinli oluyorsunuz günlük hayatta. Her adımınızı neler getireceğini düşünerek atıyorsunuz. Ben minder güreşi de yaptım. Ama bu 'yağlı' güreş. Adı üstünde. Tıpkı hayat gibi. Her şey her an elinizden kayabilir. O yüzden alta kaldık diye yerinmiyoruz, üste çıktık diye sevinmiyoruz!"
BAŞPEHLİVANLIĞIN İŞARETİ
"Babam ben bir buçuk yaşındayken vefat etti. İnanın bu yaşıma kadar bir kere bile rüyamda görmemiştim kendisini. Ama bu son Kırkpınar'dan birkaç gün önce ilginç bir rüya gördüm. Babamın öldüğü tarihe gidiyorum. Onu pehlivan kıyafetiyle görüyorum. Ve kendisiyle bir gün geçiriyorum. Belki bu kısacık bir rüyaydı ama ben o bir günü geçirdiğimi hissettim onunla. Bana öğütler verdi, kemerini gösterdi... Sanki bana başpehlivanlığın işaretini verdi. Çok umutlandıran bir rüyaydı beni. Çünkü uzun zaman sıkıntılar çekmiştim. Sakatlıklarım olmuştu."
Eskiden düğün güreşleri olurdu
"Eskiden düğün güreşleri olurmuş Antalya'da. Yani seyirlik... İki pehlivan düğünde güreşirlermiş. Düşünün biz yörükler için böylesine vazgeçilmez bir kültür yağlı güreş. Şimdi artık kalmadı düğün güreşleri. Pehlivan hamamı geleneği ise devam ediyor. Başpehlivan ünvanını aldığınızda Fetih Marşı eşliğinde hamama gidersiniz. Bu geleneği sürdürüyoruz."
GENÇLERİMİZİ GÜREŞE TEŞVİK ETMELİYİZ
"Üç kez başpehlivan olup altın kemeri daimi olarak almaya hak kazananlara Devlet Sporcusu unvanı verilmesi camiamızı çok mutlu etti. Ata sporumuza gençlerimizi özendirmek ve daha çok teşvik etmek için bu unvan bütün başpehlivanlara verilebilir. Bu gurur verici bir şey olur. Gençlerimizi daha çok teşvik edebiliriz ata sporumuza. Böyle bir ricam var."