"Gemiden indiğimizde beni orada Johnson isimli, ufak tefek, Allah korkusu olmayan bir başka kötü adama sattılar. Birçok suç işlediğini bizzat gördüğüm bu adamın yanında kalmaktan korktum ve kaçtım. Kuzeye doğru 320 km yol gittim ve Kuzey Karolina'nın Fayetteville kasabasına vardım. Dua etmek için bir kiliseye girdim orada bir çocuk beni fark ederek babasına söyledi. Kısa süre sonra at üstünde iki adam beraberlerinde köpeklerle gelerek beni aldılar ve hapse attılar."
Bu sözler 1800'lerde Afrika'dan kaçırılıp Amerika'ya köle olarak getirilen bir Müslüman'a, Ömer İbn-i Said'e ait. Kendisinin bugüne ulaşan otobiyografisi geçtiğimiz günlerde ABD Kongre Kütüphanesi tarafından satın alınarak internette erişimine açıldı. 1831 yılında 60'lı yaşlarındayken kaleme aldığı anılarında Amerika'daki Müslüman bir kölenin günlük yaşantısına, hayatına ve toplumdaki yerine dair az bilinen detayları paylaşan İbn-i Said'in anıları önce kendi dilinde Arapça yazılmış daha sonra İngilizceye çevrilmiş. Yıllar içerisinde pek çok kez el değiştiren belgeler en son 1996'da bir açık arttırmada 20 bin dolara alıcı bulmuş.
Batı Afrika ülkesi Senagal'deki köyünde, kendi tabiriyle 'kötü adamlar ordusu' tarafından alıkonulan ve altı hafta süren cehennem azabı bir gemi seyahati sonrası Charleston şehrine getirilen 37 yaşındaki İbn-i Said, köyündeki pek çok insanın vahşice öldürüldüğünü, kaçmaya çalışanların ise yine acımasızca, ağır şekilde cezalandırıldığını anlatıyor. Günümüze ulaşabilen tek Müslüman-Amerikalı köle otobiyografisi olan belgeler Afrika'nın 18. ve 19. yüzyıllarına ayrıca Amerika'nın kölecilik tarihine ışık tuttuğu için, bu alanlarda araştırmalar yapanlar içinde müthiş bir kaynak. Bu otobiyografinin yayımlanması, Türkçeye Pınar Yayınları tarafından çevrilen, Arap yazar Muhammad A. Al Ahari'nin derlediği Afrikalı Beş Müslüman Köle'nin Hatıraları adlı kitaba götürdü bizi... İlginçtir kitapta bahsedilen beş köleden biri de otobiyografisinin tamamı ortaya çıkan Ömer İbn-i Said.
'EFENDİ'SİNDEN EĞİTİMLİ
Kitapta da belirtildiği üzere Ömer İbn-i Said, Afrika'dan Amerika'ya köle ticareti yıllarında getirilen Müslüman, eğitimli bir birey. Varlıklı bir ailenin çocuğu. Hayatının ilk yılları yoğun bir eğitimle geçmiş. Yaşadığı bölgede çocuklara aritmetik, Kur'an-ı Kerim ve Arapça dersleri vermiş. Senegal'deki köyünde yaşarken, bir yolculuk esnasında Amerikalı köle tüccarları tarafından alıkonularak çok kötü şartlarda Amerika'ya getiriliyor. Dindar bir insan olan Ömer, içinde bulunduğu şartlar gereği bir süre sonra kiliseye gitmeye başlıyor.
Hatıratına Mülk suresiyle, her şeyin aslında Allah'a ait olduğunu hatırlatan ayetlerle başlıyor Said ve şöyle devam ediyor: "Benden hayatımı yazmamı istedin. Hayatımı yazamam çünkü hem kendi dilimi hem de Arapların dilinin çoğunu unuttum." Ömer maalesef, 90 yaşında, özgürlüğüne kavuşamadan bir köle olarak hayata veda ediyor. Afrikalı Beş Müslüman Kölenin Hatıraları'nda yer alan beş isim de günlük veya otobiyografi olarak değerlendirilebilecek notlar bırakmışlar. Köleleştirilen ve Amerika kıtasına götürülen Müslüman Afrikalıların birçoğu 'efendi'lerinden daha eğitimli. Okuma yazmaları olduğu için 18. ve 19. yüzyılı daha iyi anlamamızı sağlayan notlar, hatıratlar bırakmışlar. Ömer İbn-i Said'le beraber Selim Ağa, Eyüp İbn-i Süleyman, Nicolas Said ve Ebu Bekir Şerif gibi isimlerin yaşadıklarını anlattıkları bu metinlerin asıl kıymeti ise Amerikan İslam edebiyatının fitilini ateşlemiş olmaları.
ALİMİ BİLE KÖLE YAPTILAR
Eyüp İbn-i Süleyman eğitimli bir Arap alimi. Köle ticaretinin başlangıç yıllarında Amerika'ya götürülen Eyüp, dindar bir Müslüman. Eyüp'ün hatıratı kendisiyle Amerika'da tanışan Thomas Bluett tarafından kaleme alınmış. Ancak Bluett onun hatıratını yazarken biyografisine değil, geldiği ülkeyle ilgili bilgilere daha çok yer vermiş. Eyüp, İngiltere'ye geldikten sonra serbest bırakıldı. Geç de olsa bir bilim insanı olarak itibar ve saygı gördü. Onun bilgilerinden araştırmacılar ve yetkililer de yararlandı.
ÖZGÜR KALDI OKUL AÇTI
Doğu Sudanlı Nikolas Said 224 sayfalık hatıratında Afrika, Asya ve Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde geçen kölelik yıllarını ve bir Rus prensinin yardımıyla özgürlüğüne kavuşmasını anlatıyor. Hatıratında İslam öğretileri, beş kıta görmüş bir insan olarak karşılıklı ırk ve ekonomiyle ilgili görüşleri üzerinde dururken, din değiştirmek için zorlandığını da yazıyor. Amerika'da siyahi çocukların eğitimi için okullar açan Said, İstanbul'a da geldiğini belirterek, kadim kente denizden bakıldığında "dünyanın en güzel şehri" olarak anıyor.
HER TARAFIMI İPLE BAĞLADILAR
Şerif soyundan gelen Ebu Bekir Şerif de köleleştirilen Müslüman Afrikalılardan. Hatıratında hem kendi soyuyla hem de gelenekleriyle ilgili birçok detay bulmak mümkün. Birkaç sayfalık bu kısa hatırata göre Ebu Bekir, kıraat ve tefsir dersleri aldıktan sonra bir savaş sonrası çıkan karışıklıkta köle olarak ele geçirilmiş. Ancak sabrı elinden hiç bırakmamış, yaşadıklarını bir imtihan olarak görmüş: "Elbiselerimi parçalayıp çıkardılar, her tarafımı iplerle bağladılar, ardından bir gemiye götürdüler. O günlerden bugünlere kadar kölelik yaptım. Allah insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa artık onu kısıp tutacak olan yoktur; her neyi de kısıp tutarsa artık onu salıverecek olan yoktur. Cenab-ı Allah'ın buyurduğu gibi: 'Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla isabet etmez. Şüphesiz pek çok hata işledim ve günahkârım, fakat beni dosdoğru yola ileteceği hususunda yalnız Allah'a güveniyorum. Zira gönlümün derinliklerindeki ve bahtımdakini bilen yalnız o'dur."