Hatay Kültür Merkezi'ndeyiz. Salon cıvıl cıvıl gençlerle dolu. Önce usta müzisyenlerden oluşan saz ekibi sahnede yerini alıyor. Ardından Türk Sanat Müziği'nin güçlü sesi Aylin Şengün Taşçı sahneye çıkıyor. Türk Müziğini Tanıtma ve Destekleme Projesi kapsamında bir seminer verecek olan Taşçı'nin gençlere ilk sorusu şu oluyor: "Makam nedir?" Söz alan bir liseli "Mevki, yer" yanıtını veriyor. Evet, makamın anlamlarından biri bu. Ama burada bahsi geçen elbetteki müzikteki anlamı. İşte seminerin verilme amacı tam da bu. Gençlere Türk müziğini tanıtmak ve sevdirmek. Taşçı, seminer boyunca gençlerin diliyle konuşup onlara Türk müziğinin tarihsel yolculuğunu ilgi çekici örneklerle anlatıyor. Beş vakit namazın her birinin makamını tek tek açılıyor, kadın bestekarları tanıtıyor. Sadettin Kaynak'ın Muhabbet Bağı adlı eserini peygamberimizi rüyasında gördüğü bir gecenin sabahında bestelediğini sadece gençler değil, biz de ilk kez Taşçı'dan öğreniyoruz. İnteraktif bir seminer bu. Gençler sahneye çıkıp Türk müziği enstrümanlarını ustalarının yardımıyla deneme şansı buluyor. Birçoğu belki de hayatlarında ilk kez bir neye, kanuna, kemana dokunuyor. Sonra bir bakıyorsunuz bütün salon "Ceddin deden neslin baban..." diyerek Mehter Marşı'nı söylemeye başlıyor. Taşçı, Mehter Marşı'nın ünlü besteci Mozart'a nasıl ilham verdiğinden bahsetmeyi de ihmal etmiyor. Saz ekibi önce tasavvuf müziğinden bir örnek veriyor ardından bir sultan bestekarın eserini çalıyor. Türk müziğinin ustaları sahnedeyken zaman nasıl akıp geçiyor kimse anlamıyor. Seminerin ardından meraklı gençler Taşçı'nın çevresini kuşatıp sorular sormaya devam ediyor. Aralarında ney üflemek isteyen de var, kanun çalmak isteyen de... 5 BİN KM YOL YAPILDI
Tokat'tan Rize'ye Türkiye'nin birçok iline ulaşmayı planlayan proje Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde gerçekleşiyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un eşi Raha Selçuk ve Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'in eşi Nebahat Özer de projeyi desteklemekle kalmıyor, seminerin gerçekleştiği her şehre gelerek gençlere Türk müziğinin sevdirilmesi konusunda katkıda bulunuyor. Selçuk ve Özer, gittikleri şehirlerde okulları ziyaret ederek gençlerle sohbet ediyor, onların sorunlarını, isteklerini de dinliyor. Seminerin ardından akşam saatlerinde ise Taşçı'nın gençlere ve ailelerine verdikleri Türk Sanat Müziği konserini izliyoruz. Konseri tecrübeli sunucu Jale Şengün sunuyor. Konser boyunca yaptığı kısa sunumlarla geceye renk katıyor. O da bu projenin gönüllülerinden... Hatay'daki konserde şarkıların hep bir ağızdan söylenmesi sanatçıları da keyiflendiriyor. Gecenin istek parçası ise Rana Selçuk'tan geliyor. Selçuk'un Muhabbet Bağı isteğini Taşçı ve saz ekibi büyük mutlulukla yerine getiriyor. Raha Selçuk, Nebahat Özer ve Aylin Şengün Taşçı, bu projeyle 30 ildeki gençlere ulaşmayı planlıyor. Bugüne kadar 5 bin kilometreye yakın yol yapılmış. Ama heyecan ve mutluluk hep ilk günkü gibi kalmış.
Aylin Şengün Taşçı
Müzik sadece eğlence ürünü değil
- Türk Müziğini Tanıtma ve Destekleme Projesi nasıl ortaya çıktı?
- Türk müziği tüm müzisyen arkadaşlarımın hayatının merkezinde. Onunla büyüdük, yaşadık, mesleğimizi kazandık, hayatımızı geçiriyoruz. Fakat bu süreç içinde dikkatimi çeken genç neslin yaptığımız müziğe karşı yabancılık içinde olmasıydı. Bu yüzden geçen yıl yanıma birkaç gönüllü arkadaşımı da alarak bir çalışma yapmak istedim. Lise müdürlerini aradım ve öğrencilere yönelik Türk müziğini anlatmak ve anlatırken örnekleyecek seminerle yapmak istediğimi söyledim. Gittiğimiz her okulda büyük ilgi gördük. Ve şunu gördüm, liseli gençler bin yıllık geçmiş olan bu mirasımızı kendilerine anlattığımızda konuya çok daha farklı bir şekilde yaklaşıyorlar. Müziğin sadece eğlence değil, bir kültür ürünü olduğunu anladıkça sahip olduğu değeri ona çok daha kolay yüklüyorlar. Sonra İstanbul'la sınırlı kalmamak adına Sayın Raha Selçuk ve Nebahat Özer ile bir araya geldik. Ve proje Türkiye çapında başladı.
- Gençlerin sanat dallarıyla ilgili olarak bilinçsizliğinden bahsettiniz. Onlara okullarda nasıl bir eğitim verilmeli?
- Osmanlı dönemindeki padişahların aldıkları eğitimi, enderunu gözden geçirdiğimde burada yetişen bir gencin her konuda eğitildiğini gördüm. Sadece fizik, kimya ve matematik de değil. O çocuğa aynı zamanda iyi bir hattat, iyi bir müzisyen olmak gibi vasıflar da yükleniyor. Bunların eğitimlerinin önemli bir parçası olması sağlanıyor. Günümüz eğitim sisteminde de müzik, resim gibi sanat derslerinin çocuklara özellikleriyle anlatıldığı birer saat dilimi olmasına özen gösterilse ufuklarının daha çok gelişeceğini düşünüyorum. Çünkü bir sanat dalıyla bile uğraştıklarında hayata bakış açıları da değişiyor.
Rana Selçuk
Gençlere alternatif sunmalıyız
"Bir kış gün Ziya Beyle birlikte arabayla Bolu'dan dönüyoruz. Uzakta bir siyahlık gördüm, yaklaşınca bir grup öğrenci olduklarını anladım. Öğretmen olmama rağmen o güne kadar taşımalı eğitim hiç ilgi alanıma girmemişti. Ziya Bey, bakan olunca ben de taşımalı eğitim gören o çocuklara dokunmak istedim. Ankara'nin iki ilçesinde taşımalı eğitim öğrencilerine bir müzik kursu açtık. Ben bunlarla meşgul olurken Nebahat Hanım, Aylin Hanım'ın Türk müziği ile ilgili projesinden bahsetti. Çok mutlu oldum. Çünkü gençlerle ilgili şikayetlerimizin birçoğu onların eksikliği değil. Biz onlara alternatif sunmadığımız için farklı yönlere gidiyorlar. Gençlere bir nebze de olsa hayatlarında farklı pencereler açmak için bu projeye destek olmak istedim. Kültürümüzü tanısınlar. Diğer kültürlere entegre etsinler. Bestecilerimizin, enstrümanlarımızın farkında olsunlar. Ve içlerinde onlara karşı duydukları aşk varsa bunu fark etsinler."