Yaralı hayvanlar için protezler yapan Hasan Kızıl, annesi ile eski oyuncakları tamir edip ihtiyaç sahibi çocuklara gönderen Muammer Kavazoğlu, tek amacı kronik hastalığı olan çocukları mutlu etmek olan Leyla'dan Sonra ekibi, köy okullarına yardım eden Bir Tebessüm İçin Derneği, kız çocuklarının eğitimine kendini adayan Iğdırlı Mehtap Öğretmen ve kitap satarak hayvanlara yardım eden Koala Kitap girişimi... İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin insanlığa umut veren iyilik hikayelerinin paylaşılması ve gizli kahramanların ilham kaynağı olması için seçtikleri ilk 10 hikayede bu isimler var. Biz de bu gizli kahramanların öyküleri daha yüksek sesle anlatılsın dedik. Nasıl bir motivasyonla yola çıktılar, ne gibi farkındalıklar yarattılar hepsini konuştuk, hem de hikayelerine daha yakından tanık olduk...
HEDEF 1 MİLYON ÇOCUĞU MUTLU ETMEK
Muammer Kavazoğlu, 36 yaşında ve Bursa Orhangazi'de yaşıyor. İki yıl önce bir çöp konteynırın yanında bulduğu oyuncak bebek ile bir iyilik hareketinin ilk adımını atıyor. Önceleri emlakçılıkla uğraşan Kavazoğlu, sonra bu işi bırakıp kendini tamamen eski oyuncakları tamir edip ihtiyaç sahibi çocuklarla buluşturmaya adıyor. Üstelik yanına annesi Şükrüye Hanım'ı da alarak... Anne-oğul ülkenin birçok yerinden gönderilen eski oyuncakları tamir ediyor, oyuncak bebeklerin elbiselerini yıkayıp, saçlarını tarıyor ve çocuklarla buluşturuluyor. "İlk başta civardaki okullarda zor durumdaki çocukları kendimiz buluyorduk. Daha sonra ise kurumlarla dirsek temasına geçmeye başladık" diyor Muammer Bey. Şimdiye kadar 4 bin 500 oyuncak tamir edip çocuklara gönderen Muammer Bey ve annesinin en büyük hedefi ise 1 milyon çocuğu oyuncakla buluşturmak. İki kişilik yorucu operasyonu da şöyle anlatıyor Kavazoğlu: "Annemle gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Bazıları bize 'Bu kadar hırpalamayın kendinizi' dese de biz bunu severek yapıyoruz. Bu işten herhangi bir gelirimiz yok. Ama bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi gördüğünüz an isteseniz de bu işi yapmaktan zaten vazgeçemezsiniz."
KİTAP KOALA
Kitap al hayvanlara sahip çık
Umut Kısa'nın küçükken bir hayali var, o da "Bir hayvan ambulansı olsun ve yaralananları tedavi etsin." Bu işin sponsorluklarla, bağışlarla istikrarlı bir şekilde sürdürülebileceğini düşünmüyor. Bu yüzden farklı bir model üzerine düşünmeye başlıyor ve yanında 20 arkadaşıyla Koala Kitap girişimini başlatıyor. Koala Kitap bir e-ticaret sitesi. Ziyaretçilerine kitap satmayı amaçlıyor sadece ve onlardan herhangi bir bağış vesaire istemiyor. Umut Kaya ve arkadaşları "Eğer sokakta acı çeken hayvanların acılarını dindirmek istiyorsanız normalde satın almak istediğiniz kitapları kitapkoala.com'dan alın. Hem kitap okumuş hem de planladığımız sistemi kurmamıza yardımcı olmuş olursunuz" diyerek girişimi özetliyorlar. Hatta bu noktada bir şeyin altını çiziyorlar: "Unutmayın kötü olan ticaret değil, kötü olan ticaretin kimin çıkarlarına hizmet ettiğidir. Kısacası aynı 'ticaret' birçok hayvanın acısının dinmesini de sağlayabilir."
LEYLA'DAN SONRA
Çapa'dan yayılan iyilik dalgası
50 tıp fakültesinde, 7 bin 245 tıp öğrencisinin aktif olarak çalıştığı ve şimdiye kadar 5 bin 606 çocuğa umut vermiş bir girişim Leyla'dan Sonra. Hikaye Çapa Tıp Fakültesi'nden üç öğrencinin onkoloji servisi ziyareti esnasında küçük Leyla ile tanışmasıyla başlıyor. Leyla'nın minicik dileklerini gerçekleştirip, yüzünde az biraz gülümse yaratmak istiyor üç arkadaş. Fakat Leyla'nın vefatıyla büyük bir hüzün yaşıyorlar. Daha fazla pişmanlık yaşamamak ve Leyla gibi birçok çocuğa destek olmak için hızla bir ekip kuruyorlar. Adını da Leyla'dan Sonra koyuyorlar. Amaçları, tıp fakültelerinde aktif olarak ziyaret yapan, kronik hastalıklı çocuklarla kaliteli vakit geçiren ve dileklerinin gerçekleşmesine aracı olmaya çalışan tıp öğrencilerini bir araya getirmek... Proje iki yılda Çapa'dan başlayıp nerdeyse tüm yurda yayılıyor. Öğrenciler yeri geliyor palyaço, yeri geliyor örümcek adam yeri de geliyor Pamuk Prenses oluyor. Üstelik sadece kostümlü partiler de yapmıyorlar. Bisikletten tutun formaya, oyuncak bebekten enstrümana çocukların seveceği hemen her şeyi gönüllülerin yardımlarıyla temin edip, ulaştırıyorlar.
BİR TEBESSÜM İÇİN DERNEĞİ
Kaloriferli dairelerden sobalı köy evlerine
Üç hayalperest arkadaş, Burak, Denise ve Mert, İstanbul'da büyümüş, yalnızca bu şehri tanımış, nezih muhitlerin avantajlı okullarında okumuş, hayatlarında hiç tarla görmemiş çocuklara ülkelerinin gerçeklerini göstermek amacıyla ilk olarak Ordu'ya gidiyorlar. 2017'nin sonbaharı... Ordu'da yollarının düştüğü bir köy okulunda çocuklara hediyeler verdiklerinde onların yüzlerinde gördükleri tebessüm işte bu derneğin kurulmasına sebep oluyor. 18-24 yaş arasındaki gönüllü gençlerin baştaki üç hayalpereste eklenmesiyle birlikte Bir Tebessüm İçin Derneği her ay bir Anadolu kentine ziyaretler yapmaya başlıyor. Hem 'şehirli' gençlerle köy halkı arasında bağ kuruluyor hem de köy okullarındaki çocuklarla çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Derneğin kurucuları "Bir çocuğun pastel boyaya ihtiyacı varsa boyayı ona götürüyoruz. Ama verip geri dönmek için değil birlikte resim yapabilmek için" deyip ekliyorlar: "Her projemizde kaloriferli apartman dairelerimizden çıkıp sobalı köy evlerinin masumiyetiyle ısınıyoruz..."
MEHTAP ÇEVİK
Kız öğrenciler için seferber oldu
Iğdır'da bir beden eğitimi öğretmeni, Mehtap Çevik. Öğrencilerinden Canan Şengül'ün annesini kaybedip, kardeşlerine bakması gerektiği için okulu bırakmak zorunda kalmasıyla hem kendisinin hem de öğrencisinin hayatında yeni bir sayfa açılıyor. Mehtap Öğretmen derslerinde çok başarılı olan Canan'ın eğitimini yarıda bırakmasını bir türlü kabullenmiyor ve küçük kızın maddi manevi sorumluluğunu üstleniyor, evine gidip sınava hazırlanması için test kitapları alıyor, bitince yenilerini getiriyor. Canan, döndüğü okulda birinci olarak ortaokulu bitiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kız Çocuklarının Eğitimi Projesi kapsamında Mehtap Çevik ise bugün hâlâ Iğdır'da onlarca kız öğrencinin eşit eğitim hakkından yararlanabilmesi için çalışıyor.
HAYAT TAMİRCİSİ
300'ün üstünde hayvana yardım eli
Hasan Kızıl'ın öyküsü yaralı bir yavru kedi görmesiyle başlıyor. Bir arabanın altında kalan ve yaralanan bir kediyi veterinere götüren fakat hayatta kalmasını sağlayamayan Kızıl için bu olay dönüm noktası oluyor. Sonraları yurt dışında birkaç yerde tek tük yapılan protezleri görmesi üzerine ise "Ben neden yapmayayım" deyip işe girişiyor. "İlk olarak en sevdiğim oyuncakları kırıp dökerek bir şeyler yapmaya başladım" diyor Hasan Kızıl. Zaten çocukluğundan beri meraklıymış bir şeyler tasarlamaya, önceleri ısıtmalı botlar, görme engelliler için navigasyonlu bastonlar bile yapmış. "Okul zamanı derslerle hiç aram yoktu ama bir hoca gelip yürüyen bir robot yap dese yapardım" diyor. Doğuştan mucit anlayacağınız. Mardinli beş çocuklu bir ailenin ferdi. Çocukluğundan beri hayvanları çok seven, kanadı kırık kuşları tedavi eden birisi Hasan Kızıl. Gel gelelim yavru bir kedi için yaptığı protez bacakların medyada yer bulması, şu anda 24 yaşında olan genç Mardinli'nin hayatındaki esas kırılma noktası oluyor. Çünkü bu öyle bereketli bir haber oluyor ki yurdun dört bir yanından bir anda zor durumda ne kadar hayvan varsa insanlar onlar için Hasan Kızıl'dan yardım istemeye başlıyor.
ASIL VAKALAR ÜLKENİN BATISINDA
"Bu kadar talep gelince ne yaparım, nasıl ederim bilemedim. İş kontrolümden çıkmıştı artık, tek başıma yapıyordum çünkü. Sonraları bir firma bana destek oldu ve Mardin'de bir AVM de bana malzemeler konusunda katkı sağladı" diyerek yaşadığı süreci kısaca özetliyor Hasan Kızıl. Hayat Tamircisi lakabı da işte bugünlerde veriliyor kendisine. 100, 200 derken 300'ün üstünde hayvanın yarasına merhem olup engellerini aşmasını sağlıyor hayat tamircisi. Sosyal medya üzerinden "Abi keçimiz sakatlandı, yardımcı olur musun?" diyen de oluyor "Buzağımıza bir protez yapabilir misiniz?" diye soran da... Yeri geliyor hayvanlar için protezler yeri de geliyor tekerlekli yürüteçler tasarlıyor. Kedi, köpek, at, eşek, koyun, kartal, sincap hatta iguana... Her türden hayvana yardım elini uzatıyor. Tasarımlarını ise üç gün ila bir hafta arasında tamamlıyor. "Peki, nerede nasıl yapıyorsunuz tüm bu işleri" diye sorduğumuzda ise Mardin'de kendine bir atölye kurduğunu söylüyor Kızıl, bu noktada ailesinden aldığı desteği söylemeyi de ihmal etmiyor. Fakat hedefleri arasında İstanbul'da da bir atölye kurmak var, "Çünkü asıl vakalar ülkenin batısında" diyor.
HER YÜRÜTEÇ VETERİNER ONAYLI
En çok merak edilen sorulardan birini de soruyoruz elbette: "Hayvan fizyolojisine ne kadar hakimsiniz ve bu tasarımlar veteriner onaylı mı?" Hasan Kızıl tereddütsüz yanıtlıyor: "Evet, bu en sık karşılaştığım soru. Boğaziçi Veteriner Kliniği'nden Mahmut Velayi hocamız tüm yürüteçlerime bakıp onaylıyor. Onun haricinde beş veteriner daha var çalışmalarıma bakan. Zaten onların bilgisi, onayı haricinde böyle bir işe kalkışmam düşünülemezdi." Kendisini en sevindiren olaylar ise yürüteç yaptığı hayvanların bir süre sonra iyice iyileşip yürüteçe dahi gerek duymadan yürüyüp koşmaya başlaması... Hem mekaniğe meraklı hem de hayvanlara ilgili biri olarak bu alanda eğitim almayı düşünüp düşünmediğini merak ediyoruz. Çünkü üniversiteye gitmemiş Hasan Kızıl. "Veteriner olmayı ya da mühendisliği tercih edebilirdim. Ama bunlar çok zaman alacak süreçler olacaktı benim için. Bir hafta bile protez yapmasam, onlarca hayvan birikiyor, ne yapayım" diye açıklıyor durumunu.