1970'lerde Hatay'dan Hollanda'ya göçen bir ailenin kızı, Karsu (Dönmez). Müziğe babasının Amsterdam'daki restoranında klasik ve caz bestelerini piyanoda yorumlayarak başlamış. Şimdilerde sesi, yeteneği ve müzikal tavrıyla tüm dünyada büyük takdir görüyor. Karsu, müziğini şekillendirirken Türk öğelerini de ustaca kullanıyor. Türkçe şarkıları, türküleri caza taşıyor. Türkçe besteler yapıyor. Bir yandan da sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor. Barış elçiliği yaptı, Suriye'de arkadaşıyla birlikte kamplarda sıkışıp kalan sığınmacı çocuklara eğitim verdi. Müzisyen, 9 Mayıs'ta piyanosuyla Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde olacak. PSM Caz Festivali kapsamındaki konser öncesi sorularımızı yanıtladı.
- Evrensel bir platformda müzik yapıyor ama bağlı olduğunuz kültürleri de yadsımıyorsunuz. Bu yolu seçmenizin nedeni nedir?
- Kardeşimle iki kültürün içinde büyütüldük. Anne ve babamız iki kültürün iyi noktalarını bize aşılamayı başardılar. Çocukluğumuz bahçesinde salıncak olan bir evde ve yeşilliklerin arasında huzur içinde geçti. Yazları gerçekleşen Türkiye ziyaretlerimizde mutlaka iki haftamızı Karsu Köyü'nde geçirirdik ve oradaki çocuklarla kaynaşırdık. Akdeniz kıyılarını da bol bol ziyaret ederdik. Dolayısıyla bağlarımız olan bu kökleri içimizde taşıyoruz.
- İsminiz Hatay'daki köyünüzün ismi...
- Annem ve babam Hollanda'da doğacak çocukları kökeninden haberdar olsun diye kendi doğdukları bölgeden bir hatıra bırakmak istemişler. Bu hatıra da Karsu Köyü'nden Karsu ismi olmuş. Adımdan çok memnunum, Karsu Köyü sakinleri de bu durumdan epey memnunlar, "Köyümüzün kızı" deyip beni sahipleniyorlar. Bu güzel bir duygu.
- Akrabalarınız konserlerinize geliyor mu?
- Hemen hemen her sene köye gitmeye çalışıyorum. Onlar da konserlerime geliyorlar. Mersin'deki bir konserime köyden bir otobüs dolusu insan geldi. 2012'de ise tam kadro orkestramız ile köy meydanında bir konserimiz oldu.
- Sosyal konularda da duyarlı birisiniz. Nasıl bir dünyada yaşamayı hayal ediyorsunuz?
- Uzun süre MasterPeace Vakfı için elçilik yaptım. Wubbo Ockels isimli Hollandalı bir astronot var. Birkaç yıl önce kanserden vefat etti. Nice yıldızın ve gök cisminin arasında turkuvaz rengiyle parıldayan dünyamız için "Ne olur dünyamızın değerini bilin, başka bir yere gitme imkanımız yok. Birbirimizi öldürmeyelim" demişti. Bu mesajı unutamıyorum. Müzik mesleğim ve sağladığı olanakları barış içinde yaşamak için kullanmam gerektiğini düşünüyorum.
- Suriye iç savaşı ile birlikte büyük bir mülteci hareketi oldu. Amsterdam'a gelen mültecileri tren istasyonunda karşıladınız. Neydi sizi tren istasyonuna götüren duygular?
- Sosyal medya üzerinden iletişimde olduğum arkadaşlarım istasyona gelen mültecileri karşılıyor ve onlara yardım ediyorlardı. Onlara ulaştığımda daha çok yemeğe ihtiyaçları olduğunu öğrendim. Ben de börek yapıp gittim. Bu şekilde birkaç ay boyunca trenleri karşılamaya devam ettik.
- Acılara tanık olmak kişiyi nasıl etkiliyor?
- Müzik bu acılara ilaç olabilir. Müziğimle acılara merhem olursam pozitif bir etki de oluşturabileceğimi düşünüyorum.
SEYİRCİLERE KOLONYA VE LOKUM DAĞITTIM
- Türkçeniz çok güzel. Türkçe okuyup yazma konusunda da anne ve babanız mı hassas davrandı?
- Kardeşim ve ben çift dil konuşarak büyüdük. Ancak yurt dışında günlük Türkçe kullanımımız az olduğu için pratikte biraz eksik kalıyoruz. Bu durumu fark etmemle beraber daha dikkatli olmaya ve Türkçe dersleri almaya başladım. Tabii ki zamanla yarışan bir insan olarak bunu devam ettirmekte zorlansam da son zamanlarda Türkçemi epey düzelttiğimi düşünüyorum. Bu durumun etkisini yeni albümümde de açıkça göreceğiz.
- Mustafa Sandal'ın Jest Oldu şarkısını yorumladınız ve çok sevildi. Türk müziğine ilgi her zaman var mıydı?
- Henüz sekiz yaşındayken Ayvalık'ta geçirdiğimiz bir yaz tatili sırasında Mustafa Sandal'ın açık hava konserini izlemiş ve çok etkilenmiştim. Mustafa Sandal'ı o konserle tanıdım, diyebilirim. Şimdilerde Jest Oldu kaydımın beğenilmesi çok hoşuma gidiyor. Çocukken evde her türlü müzik dinlenirdi; klasikten pop ve reggae'ye kadar. Azeri, Karadeniz ve Türk Sanat Müziği repertuvarını daha çocukken dinlemeye ve söylemeye başladım. Konserlerde seslendirdiğim Gesi Bağları ve Divane Aşık gibi şarkılara bu dönemden aşinayım.
- Bir konserinizde, fuaye alanına gidip öncesinde seyircilere lokum dağıtmıştınız. Özel bir nedeni var mı?
- Türk kültüründe misafirperverliğin önemli bir rolü var. Salondaki konserime gelen misafirlerime hoş geldin demek için kolonya ve lokum dağıttım. İnsanların da hoşuna gitti ve ben de onlarla tanışmaktan çok hoşlandım.