Şırnak'ta yüzde 62'ye yakın oyla belediye başkanı koltuğuna oturan Mehmet Yarka ile şehri gezdik, onun halkla olan güven dolu diyaloğuna yerinde tanık olduk. Ayrıca Yarka'yla, memleketine yapacağı hizmeti ve hayat öyküsünü konuştuk...
Şırnak'ta pırıl pırıl bir bahar günü... Abartısız söylüyoruz, yolda karşılaştığımız herkesin yüzü gülüyor. Talihin en kötü davrandığı illerden biri burası. Çok acılar çekmiş bir halk. Hizmet görmekten ziyade, can güvenliği derdinde olmuşlar hep...
Yüzde 62'ye yakın bir oyla Şırnak Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan AK Parti adayı Mehmet Yarka ile konuşacağız. Mazbatasını görüşmemizden bir gün önce almış... Belediyenin önünde müthiş bir kuyruk var. Yeni başkan neredeyse bütün Şırnak'ın tebriklerini tek tek kabul ediyor. İlçe belediye başkanları, şehrin önde gelen aşiretleri, kadın, çocuk, genç herkesi odasında kabul ediyor Yarka... Sadece şehri değil, 12 beldenin 11'ini, yedi ilçenin dördünü de AK Parti kazandı Şırnak'ta...
Yeni Şırnak Belediye Başkanı Yarka ile Şırnak için yaptığı seçim dönemi çalışmalarını, bundan sonraki hedeflerini ve hayat hikayesini konuştuk.
- Gelirken ve belediye binasının girişinde halkla sohbet ettik. Sizi çok seviyorlar. Şırnak sizin için ne ifade ediyor?
- Şırnak benim memleketim. Çocukluğum, her şeyim. Burada doğdum, burada büyüdüm. Çocukluğum sıkıntılarla geçti. Rahmetli babam dürüst bir orman muhafaza memuruydu. Yedi kardeşiz. Üç ablam var. Onlardan sonra ben doğmuşum. Benden sonra üç erkek kardeş daha olmuş. İlk erkek çocuk olduğum için babam beni çok severdi. Tek başına hepimize yetmeye çalışırdı. Bir gün rahmetli annem babama "Biraz da kendine bir şeyler al" dedi. "Olmaz öyle şey, önce çocuklarım" dediğini duydum. Ben o günden sonra okurken bir yandan da çalışmaya başladım. Ayakkabı boyadım, sigara sattım, karpuz sattım. Ne iş olursa yaptım. Böylelikle ticareti öğrendim. Ortaokul ve liseyi bu bölgede okudum. Gençliğimde bir market açtım Şırnak'a. İlk vitrinli buzdolabını getirdim mesela, yoksa yazın burada yumurta, peynir bulamazdınız. Bana "O parayla araba alırdın" diyorlardı.
-Siyasetle ilişkiniz nasıl başladı?
- Anavatan Partisi'nin il teşkilatı kurucuyum. 26 yaşında, 1983 yılında kurdum. 1989'da askere gittim geldim. Ticaret işini de ilerletmiştim epey. Askere gittik geldik. Asker dönüşü belediye meclisinden bana gelip, "Aza olur musun?" dediler. Ben aza nedir bilmiyorum, aklıma ihtiyar heyeti gibi bir şey geliyor. Kabul ettim. Allah rahmet eylesin, o dönemki belediye başkanımız Ahmet Hamdi Yıldırım vekaleti bana verirdi. Yani o dönem ben Şırnak Belediye Başkanlığı yaptım. 1990'da Şırnak il oldu. 10 bin nüfuslu bir ilçe bir baktık il oldu. Tam kabuk değiştireceğiz derken, terör olayları başladı maalesef.
-Terör öncesi, çocukluğunuzun, ilk gençliğinizin Şırnak'ı nasıl bir yerdi?
- Küçük ama huzurlu bir yerdi. 1984'te Eruh-Şemdinli olayları yaşandı. Kundaktaki bebekler öldürüldü. Toplu katliamlar yaşandı. Ve ne yazık ki 90'larda da çivisi çıktı terörün.
- Ama siz Şırnak'tan hiç vazgeçmemişsiniz...
İnsan memleketinden vazgeçer mi! 1994'te Şırnak Sanayi ve Ticaret Odası'nı kurdum. Gelir gelmez hizmet binasını yaptık. Hâlâ o bina kullanılır. Genç İş Adamları Derneği'nin başkanı oldum. İl ve İlçeleri Geliştirme Vakfı'nın, Şırnak Spor Kulübü'nün başkanlığını yaptım. Her zaman memleketimin yararına olacak her faaliyette bulundum.
- 2004'te de AK Parti'den aday olmuşsunuz...
- Evet AK Parti'den davet geldi. O zaman evim Diyarbakır'daydı. Türkiye genelinde çalışan bir firmanın sahibiyim. Dört kardeş yönetiyoruz. O dönem burada bir aday problemi olmuştu. Seçimden bir ay önce çalışmaya başladık. Son günleriydi. Kaybettik. Gidip Başkan Ahmet Ertağ'ı tebrik ettim. "Halkın takdiri çok önemli. Bu takdire layık olun" dedim. Ama maalesef... Dediklerimiz orada kaldı. 2009'da yine aldılar. Üstelik yüzde 60-70 oylarla... Ama kıymet bilemediler. 2013 Çözüm Süreci'nde de devletin iyi niyetini suistimal ettiler. Hizmetten öte halkı zor durumda bırakacak işler yaptılar. Cumhurbaşkanımız "Gerekirse baldıran zehri içeriz, yeter ki huzur olsun" dedi ama huzur istemeyen, barış istemeyen kesimler devreye girdi.
- Uzunca bir süredir Ankara'da yaşadığınızı biliyoruz...
Ben 2012'den beri Ankara'dayım ama memleketimden hiç kopmadım. Annemin, babamın mezarı burada. Akrabalarım burada... En ufak bir şey olsa hep buradaydım.
- Başarınızı neye bağlıyorsunuz?
- 2016'da, çukur siyasetinden sonra Şırnak'tan pek çok insan, o zor günlerde yakın şehirlere gittiler. Mardin'e, Siirt'e... Bir baktılar çok yakın şehirler güllük gülistanlık. Hayatı gördüler. Hayat her yerde böyle zor değildi. Düşünebiliyor musunuz, Şırnak ilk asfaltı kayyım atandıktan sonra gördü... Halkın defalarca şans verdiği bir parti hizmet namına bir şey yapmamış.
- Hendek Operasyonları'ndan sonra şehri yeniden canlandırmak kolay olmamıştır...
Bizim halkımız başına bir iş geldiği zaman ülkesini terk etmiyor. Bunu gördük. Şırnak halkı ülkesinde, memleketinde kaldı. Ve gerçek hizmetin ne olduğunu gördü.
- Size olan bu teveccühün filizlenmesi nasıl gerçekleşti?
- Şehrin insanı, yakın şehirlerdeki huzurlu hayatı görünce "Sadece bizim burası yıkıldı, neden Şırnak?" diye sormaya başladı. O zaman biz geldik halkla sohbet ettik. "Arkadaşlar neden hesap sormuyorsunuz bunlardan" dedik. 24 Haziran seçimlerinden sonra millet yerel yönetimi sorgulamaya başladı. Ben henüz aday bile olmadan temayül yoklamaları yapıldı. Halkın yüzde 70'ine yakınının bizi istediğini gördük. Bir gün sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan beni aradı, "Mehmet Bey, Şırnak'ın sana ihtiyacı var. Sen git, ben de sana destek vereyim" dedi. Bu onurlu görevi kabul ettik. 130 gün boyunca kapı kapı dolaştık, çalıştık. Kadın kollarımız, il teşkilatımız, gençlik kollarımız... Her gün halka büyüdü.
- İlçelerde de büyük bir başarı kazandınız, bunu neye bağlıyorsunuz?
- Hiçbir aşiret dışarıda kalmadı. Hepsi bizimle oldu. İnanın, bazı küs akrabalar "Senin sayende barıştık" dediler bana. Artık ideolojiye değil, hizmet siyasetine oy veriyor insanlar Şırnak'ta. Batı'da büyük şehirler hizmete doymuş gibi. Hatta bir doyumsuzluk var. Burada en küçük bir katkınız insanları mutlu ediyor.
-Yakın dönem projeleriniz neler olacak?
- Öncelikle çukur siyasetinden dolayı Şırnak'ta büyük yıkım oldu. Halk bizden daire bekliyor. TOKİ evlerini tez zamanda sahiplerine vereceğiz. Şırnak'ta imar diye bir şey yok. İmar sorunun çözeceğiz. Buradaki evler plakasız arabalar gibi. Bir sebze halimiz bile yok. Onu yapacağız... Otogarımız vardı, yıkıldı. Onu yeniden inşa edeceğiz. Gençleri stresten uzak tutmak için macera parkları kuracağız. Bisiklet ve yürüyüş yolları yapacağız. Kısacası Mardin'de, Siirt'te yakın şehirlerde, huzurlu olan her yerde ne varsa onlar da burada olacak Cumhurbaşkanımızın ve tüm kabinemizin de desteğiyle...
-Doğma büyüme Şırnaklı olarak bu şehir için başka bir hayaliniz var mı?
Olmaz mı! Hatta teknik çalışmalarına bile başladık. Biliyorsunuz turizm her yer için çok önemlidir. Ve Şırnak'ta bulunan Cudi Dağı, Hz. Nuh'un gemisinin olduğu yer olarak biliniyor dünyada. Burası şehr-i Nuh'tur. Şehir merkezinden Cudi Dağı'nın tepesine bir teleferik kurmayı planlıyoruz. Şu anda şehrimizin güvenliği yüzde 90'dan fazla bir şekilde sağlanmıştır. Tam huzur ortamı oluştuğunda, bu projemizi de gerçekleştireceğiz Allah'ın izniyle.
KAPIMIZ HERKESE AÇIK
Benim için HDP'li seçmen ile bana oy verenler arasında bir fark yok. Biz Şırnak için yola çıktık. Şırnak'a gönül veren herkes bizimledir, biz de onlarlayız. Her şey Şırnak için dedik ve öyle olacak inşallah. Kapımız herkese, her fikre, her görüşe açık. Artık ideoloji değil hizmet bekliyor insanlar. Biz de bunun farkındayız, bu oyu da böyle aldığımızın bilincindeyiz.
FOTOĞRAFLAR: MURAT ŞENGÜL