1984'te Kanada'da iki sokak sanatçısı tarafından kurulmuş Cirque du Soleil, sadece akrobasi hareketlerinin yapıldığı ve vahşi hayvanların olmadığı bir sirk değil aynı zamanda estetik, tasarım ve mühendisliğin sanatla harmanlandığı eşsiz bir gösteri. İşte şimdi bu gösteride yıllarca yer almış iki yakın dost, 11 Nisan akşamı İş Sanat Konser Salonu'nda bir araya geliyor; Francesca Gagnon ve Réné Dupéré. Cirque du Soleil'in en sevilen eserlerini sergileyecek Gagnon ve Dupéré ikilisine Türkiye'nin başarılı topluluklarından olan Semplice Quartet ve akordeon sanatçısı Melanie Bergeron eşlik edecek. Francesca Gagnon, Cirque du Soleil'in baş solisti, özellike Alegria adlı şovdaki performansıyla akıllarda yer etmiş bir isim. Réné Dupéré ise Benoit Jutras, Violaine Corradi ve sirkin diğer bestecileri ile birlikte önemli bestelere imza atmış bir müzisyen. Bestelerinde lirik bir atmosferi etnik müzik ile bir araya getiren Dupéré, kendine özgü bir müzikal dünya oluşturmuş durumda. 11 Nisan akşamı gerçekleşecek konser öncesi ikiliyle Cirque Du Soleil'in büyüsü ve müzikal yaşamları üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Francesca Gagnon
Harika insanlarla tanıştım
- Bilindiği gibi, efsanevi sirk Cirque Du Soleil'deki Alegria gösterisiyle uluslararası bir şöhrete kavuştunuz. Bu durum nasıl gelişti?
- Babamın öldüğünü haber verdiklerinde
Paris'te yaşıyor ve şarkı söylüyordum.
Babamın haberinden sonra Montreal'e döndüm.
O sırada Cirque Du Soleil, yeni gösterileri
Alegria için yeni bir ses arayışındaydı.
200'ün üzerinde şarkıcıyla görüşmüş, ancak
aradıkları sesi bulamamışlardı. Benimle
görüşmek istediler. Görüşme sırasında
René'nin müziğini duyduğum an beni içine
çekti, bu şarkıyı söylemek istediğimi biliyordum.
O sonbahar babamı kaybettim ama
René ve Cirque du Soleil'i keşfettim.
- Kaydettiğiniz albümler ve birçok yeri gezip farklı dillerde söylediğiniz şarkılardan sonra seyahat ederken ne hissediyorsunuz?
- Beş kıtada şarkı söyleyerek seyahat ettim
ve hala seyahat etmeyi çok seviyorum.
Seyahat etmek, insanları keşfetmeme ve
kültürlerini kavramama izin veriyor. Müzik
sayesinde birçok ülkede harika insanlarla
tanıştım. Şili halkını keşfettim ve Inti-Illimani
isimli uluslararası üne sahip grup ile
beş farklı dilde şarkı söylediğim harika bir
kayıt gerçekleştirdik.
- Alegria'yı yorumlarkenki duygularınızdan bahseder misiniz?
- Doğrusu, dönemin başkanı Clinton
için çaldığımız zaman çok heyecanlıydık.
Çadırın içinde ve dışında yoğun bir güvenlik
kontrolü vardı ve hepimiz oldukça
stresliydik. Ayrıca, sahneye çıkıp onlarla
söylememi isteyen Sting, Steven Tyler,
Robin Williams, David Gilmour ve Rick
Wright gibi sıra dışı müzisyenlerin kulis
ziyaretleri de bizi çok heyecanlandırmıştı.
Çadırın muazzam genişlikteki alanında
ışık ve renklerin oyunuyla, René'nin müziğinin
yarattığı eşsiz ruh hali vardı. Bir
saniye sonra hayatlarını tehlikeye atacak
olan akrobatların hemen yanında dururdum.
Mükemmelliyetçi bir çabanın teriyle
parlayan tenlerini görebiliyordum. Onlar,
hayatlarını her gece tehlikeye attılar, ben,
şarkı söyledim. Hepimiz elimizden gelenin
en iyisini yaptık.
- Müzik konusunda sizi etkileyen örnekler verebilir misiniz?
- Gençliğimde, annem Edith Piaf ve
Jacques Brel dinlerdi. O zamandan beri bu
müzikleri çok sevdim ve söyledim. Bunun
yanında blues ve Afrika müziğini de çok
sevdiğimi söyleyebilirim... Ve tabi dünya
müziğini! Ailem ayrıca rumba, tango gibi
yeni ritimlere sahip müziklerle dans etmekten
hoşlanırdı. Bu yüzden, bu müzikler
benim ikinci evim oldu.
- Cirque du Soleil'de beraber çalıştığınız René Dupéré ile 11 Nisan akşamı İş Sanat sahnesinde olacaksınız. Bu birliktelikten ne beklemeliyiz?
- Elbette en iyisinden başka bir şey
olmayacak! Akordeon da ekleyerek, yaylı
dörtlü için yeni düzenlediğimiz şarkıları
Semplice Quartet ile birlikte çalmanın ayrı
bir zevk olacağından eminim. Hem Fransızca
hem de İspanyolca müzikler seçtik. Bu
şarkıların birçoğunun dinleyiciler tarafından
bilindiğine eminim.
- Peki, gelecekteki projeleriniz hakkında bize bir ipucu istesek?
- René ve ben, ister sahnede ister
stüdyoda olsun, birlikte muhteşem çalışıyoruz.
Birlikte verdiğimiz konserler, tıpkı
Alegria'daki sihrin yeniden yaratılması
gibi oluyor. Bu yüzden, yeni bir albüm
kaydetmeye karar verdik. Sonra da uluslararası
turneye çıkacağız.
UD VE KANUN SESİ BÜYÜLEYİCİ
- Türk müziği ile ilgili misiniz?
- Türk şarkıcıların vokal virtüözitesinden son derece etkilendim. Bir notadan diğerine duygusal bir dışavurumla, yürek burkan bir şekilde kayabiliyorlar. Bu şekilde söylemek için o müziğin içinde doğmuş olmalısınız. Türk müziğini gerçekten çok seviyorum, ud ve kanun sesi büyüleyici şekilde güzel ve vurmalı çalgılarınız karşı konulmaz derecede mükemmel!
René Dupéré
Müziğin çağrışımcı olması gerekir
- Turnelerde ve beste yapmakla geçen çok yoğun bir programınız var. Zamanınızı nasıl yönettiğinizden ve eserlerinizde nelerden esinlendiğinizden bahseder misiniz?
- Birkaç yıldır enerjimin çoğunu Francesca'yla
birlikte yaptığımız turnelere harcıyorum.
Altı yıl önce Montréal'de bir yardım konserinde
yeniden karşılaştık. Yalnızca keyif için beraber
çaldık ve adım adım bir gösteri ortaya çıkardık.
Bir besteci olarak daha önce hiç performans sergilememiştim.
Şimdi hem performanslar sergiliyorum,
hem de zamanımın çoğunda bestecilik
yeteneklerimi kullanarak beraber ortaya çıkardığımız
şarkıların aranjmanlarını yapıyorum.
- Film müzikleri bestelerine yaklaşımınızla Cirque du Soleil bestelerine yaklaşımınız arasında bir fark var mı?
- İkisi arasında çok büyük farklılıklar var.
Filmlerde bir hikaye akışı, diyalog gibi unsurlar
var. Cirque du Soleil gösterilerinde ise neler olduğunu
anlamanıza yardımcı olan ipuçları yok.
Bu nedenle gösterilerin hikaye anlatımını müzik
üstleniyor. Aynı zamanda, gösteri oldukça
şiirsel iken müziğin çağrışımcı olması gerekir.
- Alegria ile Grammy Ödülleri'ne aday gösterildiğinizde ne hissettiniz?
- İlk olarak çok mutlu oldum, ama aynı zamanda
müziğimin yalnızca sirk müziği değil de
kendi başına bir müzik olarak görüldüğü için
gurur da duydum.
- Sizi en çok etkileyen besteniz hangisi?
- Alegria
, çünkü Cirque du Soleil'deki ilk
on yılımın doruk noktasıydı. Alegria'dan sonra
Cirque du Soleil'i on yıllığına bıraktım ve 2004'te
Las Vegas'taki KÁ gösterisi için geri döndüm.
Alegria o kadar başarılı oldu ki, Cirque du Soleil
bu yıl yeni bir gösteri sahnelemek yerine Alegria'yı
25. yıldönümü için yeniliyor.
- 11 Nisan'da İş Sanat Sahnesi'nde Francesca'yla gerçekleştireceğiniz konser hakkında neler hissediyorsunuz?
- Oldukça heyecanlıyım. Semplice Quartet
ile birlikte izleyenlerimize çalmak için sabırsızlanıyorum.
FRANCESCA'NIN SESİ KALPLERE DOKUNACAK
- Sanırım bu Türkiye'ye ilk gelişiniz olacak. Türkiye'den ve oradaki izleyicilerinizden beklentileriniz nelerdir?
- Francesca'nın sesinin insanları etkileyeceğini ve onların kalplerine dokunacağını bekliyor ve umuyorum. İnsanların tepkilerinin nasıl olacağına dair bir fikrim yok, ancak Francesca ve ben en iyisini umuyoruz.
İŞ SANAT'TA BU BAHAR BAŞKA NELER VAR?
Sabahattin Ali'den dört hikaye: Bu Dünya Böyledir İşte!
Sabahattin Ali, kırsal kesim insanının çaresizliğini, içine düştüğü trajikomik durumu, ironik ve yalın bir dille anlattığı dört hikayesiyle bir kez daha İş Sanat'ta seyirciyle buluşuyor. Bu Dünya Böyledir İşte! adlı dinletide, Sabahattin Ali'nin Katil Osman, Ayran, Kafa Kâğıdı ve İki Kadın adlı hikayeleri, Serdar Yalçın'ın besteleri eşliğinde ve eski bir radyo kayıt stüdyosunun canlandırıldığı sahne düzeninde müzikle birlikte seslendiriliyor. Atilla Birkiye'nin metinlerini düzenlediği dinletiyi ise Metin Birkiye sahneye uyarlıyor. Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek'in hikâyeleri seslendireceği gecede Seda Şubaşı keman ve Şemsa İdil Ural çello çalacak. Etkinlik, 8 Nisan 20.30'da.
DOĞU'NUN BATISI BATI'NIN DOĞUSU
"Doğu'nun batısı, Batı'nın doğusu"... Tahir Aydoğdu, Bilgin Canaz ve Burçin ve Büke'den oluşan Tanini Trio ile Klasik Türk Müziği yorumcusu Melihat Gülses işte bu proje altında İş Sanat sahnesinde bir araya geliyor. 1981'de girdiği TRT İstanbul Radyosu'ndaki görevine halen devam eden Melihat Gülses, 2005'te Beyrut Konservatuarı'nda dersler ve konserler vermiş, ülkemizi de çeşitli festivallerde temsil etmiş önemli bir ses. Adını Türk müziğinde, 9 komadan oluşan tam ses olarak adlandırılan taniniden alan Tanini Trio 17 Nisan Çarşamba akşamı yanlarına kontrbasta Baran Say ve davulda Erhan Seçkin'i de ekleyip Melihat Gülses ile buluşuyor. Müzikseverleri şimdiden kültürel bir yolculuk bekliyor...
?PARLAYAN YILDIZLARIN NİSAN KONUKLARI
İş Sanat'ın genç müzisyenlere sanat hayatına attıkları ilk adımlarında destek olmak amacıyla Millî Reasürans'ta gerçekleştirdiği Parlayan Yıldızlar serisinin nisan ayı konukları, İdil Arıcan (keman) ve Duru Aydın (piyano) oluyor. Genç müzisyenlerin dinleyicilere enstrüman hakimiyetlerini sergileyecekleri konser, 22 Nisan Pazartesi akşamı saat 20.30'da Millî Reasürans Konser Salonu'nda.