Frank Hoogerbeets yeni nesil bir deprem tahmincisi. Son dönemde Türkiye için yaptığı uyarılar ile gündeme oturdu. Öyle ki, 20 Mart'ta Denizli'de meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremi tahmin etmişti. Hemen bir gün sonra Malatya'da meydana gelen 4.4 büyüklüğündeki deprem için de Türkiye'yi uyarmıştı. Biz de dünyanın konuştuğu deprem tahmincisine ulaştık, bu tahminleri nasıl yaptığını sorduk. 50 yaşındaki Frank Hoogerbeets Hollanda'nın Haarlem kentinde doğup büyüyor. Güneş sistemine, gezegenlere ve uzaya olan ilgisi küçük yaşta başlıyor. Babasının bilgisayar mühendisi olması da bu merakını destekleyici bir araç oluyor. Onun zamanında bu alanlarda bir eğitim veya herhangi bir okul bulunmadığı için kendi yöntemleri ile işe koyuluyor. Babasının da yardımı ile geliştirdiği bir yazılım sayesinde evrendeki hareketlenmeleri görüp bir tahmin yapabiliyor. Ona göre depremleri tetikleyen şey; gezegenlerin dizilimi ve Ay'ın hareketleri. Çünkü deprem ve Ay arasındaki ilişki yıllardır bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları, yeryüzünden yayılan ışımaların, Ay'ın dolunay veya yeni ay dönemlerinde artığını belirledi. Kimisi bu ilişkiyi reddederken kimisi destekliyor. Hoogerbeets'in son tahminleri de bu ilişkiyi doğrular nitelikte.
- Deprem araştırmalarına olan ilginiz ne zaman başladı?
- 14 yaşımdayken ilk önce gezegenler ve Güneş arasında var olan ve Titius-Bode yasası (Her gezegenin Güneş'e uzaklığı, bir önceki gezegenin iki katıdır) olarak da adlandırılan bir matematik yasasını öğrendim. Geometri ve sayı teorisini incelemek için bana ilham verdi. Bu alanlarda bir eğitim olmadığından, kişisel çalışma yapmaya karar verdim. Bu bireysel çalışmanın bir parçası da, muhtemelen babamdan ilham aldığım bilgisayar programcılığıydı.
- Deprem konusunda çalışmaya nasıl başladınız?
- 20-22 yaşlarındayken kendime daha büyük depremlerle gezegenlerin konumu arasında bir ilişki olup olmayacağı sorusunu sordum. Fakat o sırada (1988-1990) gerekli sismik verileri elde etmek kolay değildi ve gezegensel geometriyi hesaplayacak bir yazılım yoktu. Bu yüzden o zamanki odak noktam, yazma geometrisi ve sayı teorisi yazılımı dâhil, geometriye kaydı.
- Doğru yolda olduğunuzu ilk ne zaman fark ettiniz?
- Bu soru hep aklımdaydı, 'Gezegen ve Ay konumları daha büyük depremleri tetikliyor mu?' Uzun bir süre bu soruyu göz ardı ettim. Çünkü konunun çok karmaşık olabileceğini düşündüm. Ancak 2014'te, 23 Haziran'daki bir dizi büyük depremden sonra, artık soruyu önleyemedim ve mevcut Güneş sistemi animasyon yazılımı nedeniyle daha kolay hale gelen gezegenlere bakmaya başladım. Sekiz aylık yoğun bir çalışmadan sonra, ilk deprem tahminimi 20 Nisan 2015 tarihinde Facebook'ta 22-27 Nisan tarihlerinin kritik olacağı uyarısıyla yayımladım. 25'inde Nepal'de 7.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. O an doğru yolda olduğumu anladım.
- Depremleri tahmin etmek için kullandığınız özel metodunuz nedir?
- Gezegenlerin ve ayın pozisyonlarına bakıyorum. Bu amaç için özel olarak geliştirdiğim Solpage adlı bir bilgisayar programı var. Belirlediğim geometri kritik bir hal aldığında, bir deprem saati ve uyarısı veriyorum.
- Peki, gezegenler ile depremin nasıl bir bağlantısı var?
- Gezegenler, Ay ve Dünya birbirleri arasında spesifik bir geometri hizasına geldiğinde bu büyük depremlerin habercisi olabiliyor. Ancak bu aynı zamanda Dünya'nın kabuğunun durumuna da bağlı. Dünya kabuğu üzerinde, yani tektonik plakalar arasında bir stres meydana geliyor. Bu da depremi tetikliyor.
- Depremin büyüklüğünü nasıl tahmin ediyorsunuz?
- İlgili gezegenlere ve Ay'ın konumuna göre bir tahmin yapılabilir.
- Depremi tam olarak ne tetikliyor?
- Şimdiye kadar yapılan gözlemler, elektromanyetik olayların gezegenler ve Ay arasındaki spesifik geometrilerin bir sonucu olarak gerçekleştiğini gösteriyor. Gök cisimlerini dinamolar olarak düşünün. Döner ve elektromanyetik dalgalar oluştururlar. Elektromanyetik olaylar meydana geldiğinde, doğrudan atomik seviyede bir etki yapar. Moleküller tektonik plakalar arasında kritik bir şekilde sıkıştırıldığında bir noktada stres meydana gelir. Dengeyi yeniden sağlamak için doğanın doğal bir tepkisi olan deprem biçiminde salınır (stres salınımı). Bu gerçekleştiğinde, genellikle Dünya yüzeyinden daha fazla miktarda elektron salınır ve sismologlar bunu bilir. Ayrıca serbest elektronları yaklaşmakta olan daha büyük bir depremin işareti olarak ölçer.
BÜYÜK SİSMİK HAREKETLER NADİR GÖRÜLÜR
- Deprem konusunda şanssız bir ülkeyiz sanırım...
- Evet, Türkiye oldukça büyük depremler geçirme olasılığını taşıyor. Örneğin kolayca 7.8 büyüklüğünde bir depreme ev sahipliği yapabilir. Ancak bu büyük sismik olaylar nadir görülür. Batı, güney ve doğu kesimi de dahil olmak üzere, Türkiye'deki diğer alanlar da deprem riski taşımaktadır.
- Depremin olacağına dair kesin bir işaretiniz var mı?
- Bu işin yüzde 100 kesinliği yok. Ancak bazı gezegenler ve Ay arasındaki geometrinin büyük bir sismik aktiviteyi tetikleyeceği öngörülebilir.