"Bu, elimde görmüş olduğunuz antika saat 10 TL. Evet, yanlış duymadınız tam 10 TL, bedava! Ama ben 15 arıyorum, var mı 15? Buradan geldi bir 15, evet 20! 25 mi gördüm orada? 25 TL antika saat yok mu artıran?! Yoksa satıyorum... Satıyorum... Bakın 25 TL'ye muhteşem bir saat... Gerçekten yok mu 30? Satıyorum o halde... Satıyorum... Satıyorum... Satttt-tıımm! " Bu sesler Balat'ta yer alan Aksoy Antik Mezat'tan geliyor. Konuşan ise mezat sunucusu Ali Tuna. İçerisi tıklım tıklım, sandalyeler dolu, ayakta kalanlar da var. Çeşit çeşit antika eşya, hepsi birbirinden göz alıcı ve uygun fiyatlı. Aksoy Antik Mezat'ta açık artırmaya çıkarılan hemen hemen her ürünün fiyatı 10 TL'den başlıyor. Yani her bütçeye uygun. Biz de elimiz boş gitmedik. Bir elimizde gazetemizin fotoğraf editörü İlhami Yıldırım'ın satmak üzere bize verdiği bir İran sürmesi ve Yemen kahvesi, diğer elimizde de sevimli bir cep aynası var. Dükkana girer girmez işletme sorumlusu Hüseyin Şimşek'i bulup, açık artırmaya çıkarmak üzere getirdiğimiz ürünleri teslim ediyoruz. Oldukça heyecanlıyız bakalım kaça satılacak getirdiklerimiz?
TMSF'DEN ALINAN TABLO
Şimşek, 10 yaşından beri antikaların arasında yetişmiş, büyümüş ve baba mesleği olan işi yapmaya başlamış. 1950'den beri ailece antika işindeler. Alım-satım ile başlayan antika macerelarına altı yıl önce mezat da eklenmiş. Şimdi alım-satım devam ediyor ama hem dükkanda hem de internet üzerinden mezat satışları da gerçekleştiriyorlar. Dükkanda her ürün 10 TL'den açılıyor bunu biliyoruz. "Peki nedir en pahalı eşya?" diye soruyoruz Şimşek'e, "Dükkanımızdaki ürünlerin en değerlisi, hemen arkamızdaki büyük tablo. 50 bin TL istiyoruz ona. Aslında 200 bin euro bence fiyatı. Ama Türkiye'de bu fiyatı veren olur mu onu bilmiyorum. Tablo Picasso'nun arkadaşına ait. Biz bunu TMSF tarafından el konulmuş eşyaların arasında bir müzayede satışından aldık" Dudak uçuklatan muhabbetin ardından müzayede başlıyor ve Ali Tuna sahnede yerini alıyor. "Şu an içeride gördüğünüz malların birçoğu Fransa'dan geliyor, yüzde 90'ı gibi. Yurt dışından mal getiren bir firma haline gelip, şu an iç piyasaya ve diğer antikacılara mal veren bir firma haline geldik. Burada gördüğünüz herhangi bir ürünü istediğiniz zaman çıkartabiliriz. Bu bizim görevimiz" diyerek, ilk defa katılanları bilgilendirdikten sonra mezatı başlatıyor.
MEZATA KATILDIK ALDIK, SATTIK
Tuna, mezata ilk olarak tahta bir motosiklet ile başladı. Daha herkes ısınma aşamasındaydı. 20 TL'ye satıldı güzelim motosiklet... Ardından güzel bir gaz lambası, minik, sevimli ve kırmızı. O da gitti 20 TL'den. Baktık fiyatlar epey uygun biz de antika ürünleri tek tek gözümüze kestirmeye başladık. Ve o an geldi. Ahşap bir antika masa saati çıktı sahneye. Duruşuyla, o Roma rakamlı halleriyle adeta gözümün içine baktı. "İşte o benim olacak" diye geçirdim içimden ve mücadele başladı. 10, 15, 20, 25 derken baktım fiyat uçuyor, rekabet çok kızgın. Herkes elini kaldırıyor saati alabilmek için. Risk alıp elimi kaldırdım ve 30 TL'ye işi bitirdik. İçinde pili bile vardı, kim bilir nereden gelmişti ve şimdi benim odamda duracaktı... Saatin ardından bir altılı matruşka 10 TL'ye sahibi buldu. Sedef kaplamalı ayakkabı çekeceklerinden, işlemeli fincanlara kadar 20-30 TL seyrinde ilerleyen mezat sonunda bizim ürünlerimizin satışa çıkması ile biraz daha ucuzladı. Getirmiş olduğumuz İran sürmesi ve cep aynası 10 TL'den alıcısını buldu ve elbette yüzümüzde güller açtı.
ORİJİNAL OSMANLI TAPULARI 10 TL
Müzayedenin mantığı şöyle; eğer bir ürün satacaksanız, sattığınız üründen yüzde 10 komisyon alıyorsunuz. Aynı zamanda aldığınız herhangi bir ürün için fiyatının yüzde 10'unu ekleyerek ödeme yapıyorsunuz. Satışa çıkan eşyaların yüzde 90'ı müesseseye ait. Bizim gibi dışarıdan gelenlere sadece aracı oluyor kurum. Şimşek bu işe zamanında 2 milyon TL sermaye koymuş "Bizim bu işe yatırdığımız rakam 2 milyon TL. Dükkan, depolar ve ürünler hepsi dahil. Bu parayı bu işe yatırırsanız çok çok iyi bir yere gelebilirsiniz. Bizim bütün yatırımlarımız Facebook üzerinden satışta. İnternet üzerinden bir gecede 40 adet ürün satıyoruz. Aslında günlük kazancımız belli değil. Aylık satışlarımız 600-700 bin TL arasında değişiyor" diyor. Biz ara ara sohbetimize devam ederken, Hindistan cevizi ağacından yapılma bir rüzgar çanı 30 TL'den satılıyor. Ne oluyor, ne gidiyor derken müzayede sunucusu Ali Tuna eline 1906 yılına ait bir Osmanlı tapusu alıyor ve yine beklediğimiz gibi 10 TL'den açıyor. Böyle bir şeyi kaçırmam mümkün değildi elbette... 10 TL'ye orijinal Osmanlı tapusunun sahibi ben oluyorum.
ÖĞRENCİLER DE ANTİKA ALABİLSİN İSTİYORUZ
Salon mezatlarında halkımızın henüz acemi olduğunu söylüyor Hüseyin Şimşek, "Antikayı benimsememişler. Duvarına bir saat alacak, antikacıya sormuyor da, Çin yapımı yeni bir saat alıyor. Örneğin 150 TL'ye alacağı antika bir saatin yerine 50 TL'lik Çin malı tercih ediyor. Eskiye gönül vermediği için... Biz halkımıza antikayı sevdirmeye çalışıyoruz" diyerek yaptıkları mezatların aslında antika kültürünü korumak olduğunu söylüyor. Yıllardır ülkemizde müzayede yapıldığını söyleyen Şimşek, "Eskiden sadece parası olan insanlar açık artırmadan ürün alabiliyordu. Şimdi biz öğrencilerin de alması için uğraşıyoruz. Her yaştan insanın satın alabilmesini, yararlanmasını istiyoruz. Bu işe girişimizin ilk sebebi bu. Yoksa biz de biliyoruz dükkânımızda mezat yapmadan satış da yapmayı" diyerek her yaştan insanı dükkanına davet ediyor.
FOTOĞRAFLAR: HATİCE ÇINAR