Tarih 24 Şubat 2019, yer ABD, Minneapolis. Türkiye saati ile 07.00 sularında birçoklarına göre Türkiye boks tarihinin en büyük maçı başlıyor. Sivaslı Türk boksör Avni Yıldırım, ABD'li rakibi Anthony Dirrell'in karşısında ringde, herkes nefesini tutmuş ve acaba Avni, daha önce Muhammed Ali'nin, Mike Tyson'ın taktığı altın kemeri kazanabilecek mi diye bekliyor. Derken maçın bitmesine daha 2 raund varken, 10. rauntta maçın hakemleri Avni'nin rakibi Dirrell'in kaşının açıldığı gerekçesiyle maçı durduruyor ve karşılaşmayı bitiriyorlar. Yapılan puan hesaplaması sonucu ise kemer ve şampiyonluk Dirrell'e veriliyor. Avni Yıldırım hem yıkılıyor hem donup kalıyor hem de fazlasıyla öfkeleniyor. Sonuçta yıllardır çalışıp çabaladığı şampiyonluk bir anda elinden alınmış oluyor... İşte bu olaylı maçın ardından Avni Yıldırım ilk kez Pazar SABAH ile bir araya geldi. Yıldırım ile skandal hakem kararını da, rövanş talebini de, havaalanında bir şampiyonmuş gibi karşılanmasını da konuştuk. Türkiye'ye dönüşünde halkın ona desteğinden çok etkilenen Yıldırım eğer rövanş talebi kabul edilirse bu kez şampiyonluğu şansa bırakmayacağını ve gece gündüz çalışacağını söylüyor...
- Havalanındaki karşılamadan başlayalım isterseniz. Şampiyon gibi karşılandınız. Ne hissettiniz o kalabalığı görünce?
- Gerçekten şok oldum. Kendi kendime dedim ki o an "Evet hesapta maçı kaybettik ama çok daha değerlisini, halkı kazandık galiba". Gerçekten halk beni sahiplendi, "Kaybetsen de bizim şampiyonumuzsun" dedi. Bazen insan ne diyeceğini, ne yapacağını bilemez, şaşırır ya, benim için öyle bir andı. Doğrusu biraz duygulandım da.
- Belki rakibinizi nakavt edip maçı kazanıp dönseydiniz böyle bir kalabalık olmayacaktı?
- Yemin ederim, herkes bunu söylüyor (gülüyor). Doğrudur. Bizim halkımız hakkı yeneni korumayı, ona sahip çıkmayı iyi bilir. O gece insanların ABD vizesi olsa hiç düşünmez çıkar gelirlerdi sanki oraya. Boksu takip eden etmeyen, hatta ev kadınları bile gelip "Maçını izledik, üzüldük" diyorlar.
- Daha önce "Bazen bir mağlubiyet 15 galibiyetten iyi olabilir" demişsiniz, sizce bu son mağlubiyet o türden miydi?
- Burada kaybettiğimi düşünmüyorum aslında. Kağıt üzerinde mağlup görünsek de çok şey kazandık. Bir kere bu maçla birlikte dünya bizi kabullendi. "Evet" dediler "Türkiye'de Avni Yıldırım diye bir boksör var ve bu kemerin en büyük taliplerinden biri..."
- ABD'de maç yapıp ABD'li bir boksörden kemeri almanın imkansız olduğu, isteseniz bile bunu size vermezler yorumları çok yapılıyordu. Hakikaten siz de buna benzer bir tavırla karşılaştınız mı ABD'de?
- Futboldaki gibi bir ev sahibi avantajları elbette ki vardı. Bahsettiğiniz tavrı maçı 10. rauntta bitirdiklerinde hissettik zaten. Onun haricinde, tabii ki tahrikler ve psikolojik baskılar oluyordu. Fakat ben bunların hepsini aştım, zaten buna hazırdım. Yoksa maçtan önce basın toplantısı için salona girdiğimde rakibimin ekibi havlamaya başlamıştı. Konuşmaya başladım, havlama taklitleri, el hareketleri devam ediyordu. Resmen psikolojimizi bozup, bizi tahrik etmeye çalışıyorlardı.
- Maçtan önce rakibinizle konuşmuş muydunuz?
- Maçtan üç hafta önce ABD'nin FOX kanalında Dirrell ile bir yüzleşme programı oldu. Hatta orada da Kerem Bürsin tercümanlığımı yaptı sağ olsun (gülüyor). Dirrell orada o kadar rahattı ki, fazlasıyla küçümsüyordu beni. "Nakavt edeceğim seni" dedi. Orada tavrını gördüm "Görüşürüz" dedim. Çıktım ve aslanlar gibi mücadelenin hakkını verdim. Yaptığınız işin hakkını verirseniz herkesin ağzı kapanır. Öteki türlü kimse sizi ciddiye almaz.
- Maçtan sonra ciddi bir sinirlenme anınız da var, ben hatta "İyi ki hakemler falan Türkçe bilmiyor" dedim.
- Kendimden geçtiğim, sinirlendiğim doğru. Ama onlara da birileri tercüme etmiştir herhalde ya (gülüyor).
"YİNE GELDİ AVNİ" DİYECEKLER
- Peki, rövanş talebiniz oldu, o süreç nasıl gidiyor?
- Maçtan sonra psikolojik olarak çökmüştüm. "Yahu, kemer avucumuzun içinden gitti resmen. Maçı çaldılar" dedim. Menajerim Ahmet Öner dünya boks camiasında güçlü bir isim bana dedi ki "Güven bana, bu işi kovalayacağız". Maçtan sonra toplandık apar topar Meksika'ya WBC'nin (Dünya Boks Konseyi) merkezine gittik. Orada Meksika Büyükelçimiz Tahsin Timur Söylemez bizi ağırladı. O da "Ne yapılması gerekiyorsa yapalım, " dedi. İtirazımızı yaptık. Şimdi WBC'nin 18 kişilik komisyonu toplanacak, önümüzdeki iki hafta içinde sonuç açıklanacak. Biz fazlasıyla ümitliyiz. Çünkü bütün dünya bu rövanşı bekliyor. Amerikan seyircilerinin bile içine sinmedi bu maçın sonu, tribünleri terk edenler oldu. Kendi sporcularına sahip çıkmadılar. Sonuçta sen Amerikalı boks seyircisini kandıramazsın.
- Amerikalılar da çok şaşırdı yani?
- Onlar bir kere Türkiye'den böyle bir boksör gelmesini beklemiyorlardı. Hele bir de rövanş maçı yapılsın daha da şaşıracaklar. "Yine geldi Avni" diyecekler. Zaten rövanşa onay verilirse büyük bir olaydır bu, belki böyle bir şey 100 yılda bir yaşanır.
- Rocky filminde Rocky Balboa ve Apollo Creed'in rövanş maçı vardı hatırladığımız, onun gibi olur herhalde.
- Ondan da iyi olur merak etmeyin (gülüyor).
- Diyelim ki, rövanş yapıldı ve maçı kazanıp kemeri aldınız. Peki ya sonra?
- Sonrası zaten Şampiyonlar Ligi. Asıl mücadele inşallah ondan sonra başlayacak. Unvan koruma maçları, daha sert rakipler... Türkiye olarak bambaşka bir boyuta geçeriz boksta.
- Rövanş kesinleşirse ilk maçtan neyi farklı yaparsınız?
- Beş çalışmışsam 15 çalışırım. Bu sefer şansa bırakmam. O ateşi yaktılar içimde çünkü. Bu ateşi yakan da halkımın beni sahiplenmesi.
- Peki diyelim ki rövanş talebiniz reddedildi o zaman ne yaparsınız?
- Buna sadece bizim değil tüm dünyanın tepkisi olur muhtemelen. Ama ben ne yaparım şu an onu hiç düşünmek bile istemiyorum. Şimdi sadece rövanşa odaklandım, reddedilirse falan deyip enerjimi düşürmeyin (gülüyor).
- Karar kesinleşirse maç ne zaman yapılır tahminen?
- Üç ay içinde. Yani hazırlanmak için yine epeyce vaktim olacak.
- Peki, biz lobi konusunda ne yapıyoruz?
- ABD'de boks bizim ülkedeki futbol gibi. Herkes işin içinde. Bizim ülkede o kadar yeri yok ne yazık ki. Benim menajerim dediğim gibi bu camiada güçlü bir isim. Onun girişimleri var, Meksika Büyükelçimiz devrede yine. Onların haricinde biraz zayıfız doğrusu. "Boksörümüze sahip çıkıyoruz, hakkını yedirmiyoruz"
FARKLI ŞEYLER DE DENEYECEĞİM
Fotoğraf çekimindeki şıklığıyla göz kamaştıran Avni Yıldırım'a "Modayla aranız nasıl" diye soruyoruz. Yıldırım, "Şu zamana kadar klasik bir tarzım vardı, siyahtan vazgeçmezdim. Ama artık olabildiğince trendleri de denemeyi düşünüyorum" diyor. Keza, Avni Yıldırım'ın şık kostümlerine imza atan Levon Kordonciyan da benzer bir görüşte: "Avni, ülkemizi tüm dünyada temsil eden bir sporcu ve ne giyse kendine yakıştırıyor. Dolayısıyla tarzında farklı dokunuşlar da yapılabilir."
BU FİNAL, HİKAYEMİN KIRILMA NOKTASI OLACAK!
- Bir sporcunun tarihte iz bırakması için güçlü bir hikayesi olması da gerekir. Sanki sizin hikayenin kıvılcımları bu maçla birlikte atıldı, ne dersiniz?
- Kesinlikle. Bir gün dünya şampiyonu olursam eğer hikayenin kırılma noktalarından biri bu final maçı olacaktır.
- Cemal Kamacı, Sinan Şamil Sam gibi önemli boksörler çıkarmış bir ülkeyiz. Şimdi de boksta Avni Yıldırım ismi en önde. Hikayenin devamında Türkiye'de boksu isminizle özdeşleştirmek dünyada Muhammed Ali'nin yarattığı etkiyi siz de ülkenizde gerçekleştirmek istersiniz herhalde.
- Kim istemez ki! Türk bayrağını omzuna alıp, İstiklal Marşı'yla maça başlayıp, rakibini alt ettikten sonra "Ne Mutlu Türküm diyene", Allahu-Ekber diyebilmek, ki Amerikalılar bundan çok rahatsız oluyor, parayla satın alınamayacak duygular... 10 milyon dolar verseler yine de bu duyguya değişmem çünkü bana sanki 80 milyonun sesiymişim gibi hissettiriyor o anlar.
ARDA ABİ İLE DERTLEŞECEĞİZ
- Maçtan sonra kimlerden destek telefonları geldi?
- Hemen hemen bütün siyasilerden, birçok sanatçıdan destek telefonları geldi sağ olsunlar.
- Bu maçtan sonra sokakta hayat nasıl değişti sizin için?
- Geçen gün yoldayız. Birisi arabadan inip koşarak yanımıza doğru geliyor. Onun da arkasından trafik polisi koşturuyor. Adam arabayı yolda bıraktı bana doğru depar atıyor. Sonra hem o adamla hem de polisle fotoğraf çektirdik.
- Arda Turan ile de yakın arkadaşsınız. Konuştunuz mu maçtan sonra?
- Arda Abi sağ olsun yazdı maçtan sonra "Hiç canını sıkma, kendini topla en kısa zamanda yanıma gel dertleşelim" diye... Bir iki güne gideceğim yanına inşallah.
O RİNGİ YIKARIM!
- Maçtan gelip eve gittiniz, anne babayla karşılaştınız, eve dönüş anında neler yaşandı?
- Anne, baba ne olursa olsun sizi gururla, sevgiyle karşılıyor zaten. Yine öylelerdi. Annem "Maç sabahı bütün eş dost, konu komşu geldi birlikte izledik. " diyor. Böyle bir şey var mı, sanki şampiyon gibiyiz, halkımız coşkuyu yaşamış cidden. Eh bizim de bir sorumluluğumuz, halkı gururlandırma misyonumuz var. Ülkemiz zor günlerden geçiyor gerek iç gerek dış meselelerden. Bu halkın bir yerlerde birleşmesi, gururlanması, sevinmesi lazım. Uzun yıllardır spor branşlarında geride kaldık. Hâlâ 2002'de, 2008'de futbolda yakaladığımız başarıları anımsayıp mutlu oluyoruz. Niye üstüne yeni coşkular eklemeyelim ki, bu halk bunu hak etmiyor mu? İşte eğer ki bu rövanş maçını bana verirlerse ben o coşkuyu bu halka yaşatırım, ringi yıkarım. Çünkü inanmışlığı gördüm bir defa.