Ferragni'nin dünyasının başkenti Milan. Doğup büyüdüğü, ilk fotoğraflarını çektiği ve arkadaşlarıyla paylaşmaya başladığı yer. Chiara Ferragni tüm kariyerine The Blonde Salad adlı moda blogunu kurarak başladı.
Büyüyüp, tanınıp, dünya çapında ünleneceğinin o zamanlar henüz farkında değildi. Bir blogla başlayan serüveni kendi adına çıkardığı markası ile devam etti.
10 yıl önce Ferragni, Bocconi Üniversitesi'nde hukuk okurken The Blonde Salad'ı İtalyanca ve İngilizce olarak hayata geçirmeye başladı. Moda klişelerinin dışına çıkarak her şeyi bir salata misali birbirine karıştırmak istiyordu. Kızıl-kahve olan saçlarını sarıya boyattıktan sonra ise bloguyla uyum sağlayarak yükselişinin hızlandığını fark etti. İtalya'daki şöhreti ona kaliteli ve iyi bir yaşam sunacak kadar hızlı büyüdüğü için okulu bitiremedi. Halbuki mezun olmasına yalnızca üç sınavı kalmıştı.
2010'da giyim ve aksesuvar ürünlerini kendi web sitesi üzerinden satmaya başladı. Milano, Paris ve Şangay'daki ünlü mağazalarda da ürün satışlarını başlattı.
2013'te Los Angeles'a taşındı. Artık Milano sahnesi ona küçük geliyordu. Kendisini uluslararası bir boyuta taşımak, daha iyi İngilizce öğrenmek ve İtalyanca aksanından uzaklaşmak istiyordu.
Kısa bir süre sonra Forbes dergisi, '30 yaş altı 30' adlı 30 kişilik başarı listesinde onun ismine yer verdi. Harvard İşletme Okulu blog ve kişisel markadan, nasıl para kazanılacağı konusunda onu örnek alarak bir çalışma gerçekleştirdi. Moda ve tasarımı buluşturan ürün yelpazesinde Chiara Ferragni marka bir sırt çantası 395 euro'dan alıcı buluyor bugün. Öyle ki, Ferragni satışlarından elde ettiği gelirle markasını 30 milyon euro'luk bir değere ulaştırdı.
Şu an Chiara Ferragni'nin Instagram'da 17 milyon takipçisi var. Bu sayı, Hollanda nüfusuna eş değer. Eşi şarkıcı Fedez'in 8 milyon takipçisi ile birlikte İtalyan çiftin toplamda 25 milyon, yani Avustralya'nın nüfusu kadar takipçisi var. 1 Eylül'de devasa bir organizasyonla evlenen çiftin düğününü sosyal medya üzerinden 67 milyon kişi izledi. Bu da, İngiltere nüfusu kadar insan demek! En çok takipçisi doğup büyüdüğü yer, İtalya'da... Ardından Fransa, Rusya ve İspanya geliyor. Yüzde 15'i de Asya'da. Geri kalanlar ise onu ABD'den takip ediyor.
Ferragni 2016'da İtalya'ya döndü. Çünkü dünyanın en çok takip edilen moda blogger'ı olarak istediği uluslararası üne ulaşmıştı...
MUHABİRLİK TEKLİFİ ALDI
Blogunu yayınladıktan iki yıl sonra, Silvio Berlusconi'nin medya grubu tarafından, İtalya'nın en büyük özel TV ağında moda muhabirliği yapması için bir iş teklifi aldı. Teklifi geri çeviren Ferragni, hayır demesinin sebebini şöyle anlatıyor: "TV işine girmek istemedim. Bu benim rüyam değildi. Uluslararası boyutta tanınmak istedim. TV bana çok daha hızlı bir ün verecekti ama yalnızca İtalya'da... İtalya'da er ya da geç potansiyel izleyicileriniz azalacak."