10 yıl içinde Türk moda tasarımcılarının kat ettiği yolu görebiliyor musunuz? Artık tasarımcılarımız kendi isimlerinden dünyanın dört bir yanında bahsettiriyor. Dünyanın dört bir yanında kendi isimlerini taşıyan butikler açıyor. Yurt dışında bir moda haftasına katılarak kendilerini ispat etmeye çalıştıkları dönemler ise çok gerilerde kaldı.
Türkiye'den dünyanın dört bir yanına tasarımlarını ihraç ediyorlar ve yurt dışındaki moda otoritelerinin kendilerinden bahsetmelerini sağlayabiliyorlar. Ve tabii ki konu burada kalmıyor. Modanın altı ayda bir yapılan bir moda haftasında koleksiyon sergilemekten çok öte olduğunu bize yer aldıkları sanat çalışmalarıyla bir kez daha gösteriyorlar.
Tasarımcılarımız modanın sadece moda olmadığının farkında.
Artık başka bir düzeyde faaliyet gösteriyorlar.
Örneğin moda ve sanatı birleştiren performans tadında aktiviteler yapıyorlar. Bunun bir örneğini geçen hafta sayfalarımıza taşımıştık. Bu performans bu hafta içinde sahnelendi. Bashaques' markasının kurucusu Başak Cankeş'in Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde sergilenen The Truth ismini verdiği performansı gerçekten etkileyiciydi.
Cankeş, son koleksiyonunu hem dans hem de tiyatro performansını aynı çatı altında bir araya getirdi. Aynı gün yine aynı tarzda sanatla modanın bir arada olduğu bir başka performans daha vardı: Aslı Filinta'nın Maslak Atatürk Oto Sanayi'nde yer alan Aslı Filinta Market isimli stüdyosundaki büyülü dans performansıydı.
Dans performansının koreografı Korhan Başaran'dı. Ve Filinta'nın tasarladığı kostümlerle dans bir araya gelince ortaya bambaşka bir dünya çıktı. Biz de tasarımcıyla sanatla olan buluşmasını konuştuk:
KENDİNİ İYİ İFADE ETME VAKTİ
- Market, bambaşka bir atmosfere sahip. Sadece tasarımlarını satın almakla kalmıyor, sanat performansı da izleyebiliyoruz.
Böyle bir alana sahip olma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Dünyanın bambaşka bir yöne gittiğini kabul etmemiz gerekiyor. Artık modaevleri de tasarımcı markaları da kendi müşterileriyle farklı bir bağ kurmanın yollarını arıyor. Tasarım markasının kalbinde, çekirdeğinde her ne varsa onun müşteriyle daha da bütüleştirilmesi gereken bir dönemden geçiyoruz.
- Sizin markanızın DNA'sında sanat var...
- Sanat var. Bu alanda ilk katta koleksiyonu görebiliyorsunuz. Sürpriz odamızda eski koleksiyonlara ait parçaları görüp satın alabiliyorsunuz.
Bunu tamamen benim dekorasyonunu yaptığım Türk helkeltraş ve ressamlara ait eserler, moda kitapları ve antikalar arasında yapıyorsunuz. İkinci katımız atölyemiz, bizim çalıştığımız alan.
Üçüncü kat ise bu tür performanslar sergilenecek bundan sonra. Hedefim bu. Yani moda ve sanat bir arada olacak.
- Sizin Korhan Başaran ile buluşmanızın altında da müşterilerle bir araya gelme ve kendinizi daha doğrusu kendi dünyanızı daha iyi tanıtabilme ihtiyacınız yatıyor öyleyse...
- Çok doğru. Başaran ile bir araya gelme hikayemiz çok eskilere dayanıyor.
Bilkent Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra tanıştık.
Bundan 1.5 yıl önce tiyatro oyunu Tüy Kalemler'in kostümlerini hazırladığım zaman tekrar yolumuz kesişti. O da oyunun koreografisini hazırlamıştı. Yıllar sonra birbirimizi bulduğumuza çok sevindik. Ve bunun ardından neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bir koreograf ve bir moda tasarımcısının bir araya gelmesinden de iddialı kostümleri olan dans performansları çıktı tahmin edeceğiniz üzere.
- Perşembe günü performans alanınızda izlediğimiz çalışma bu işbirliklerinin ikincisiydi...
- Evet ilkini geçtiğimiz yıl aralık ayında gerçekleştirdik. Bundan sonra başka projelerde de işbirliklerimiz olacak.
150 kişilik ekiple özel bir şov
Başak Cankeş, kariyerinin en başından itibaren iki farklı disiplin olan moda ve sanatı bir araya getiren çalışmalar yapıyor.
Cankeş'in perşembe günü sahnelenen performansı The Truth/Gerçek toplamda 150 kişilik bir ekiple gerçekleştirildi.
Şovun kadrosunda gerçek makyaj artistleri, saç tasarımcıları, terziler, modelistler, atölye çalışanları ve 15 profesyonel tiyatrocu yer aldı. Bunun yanı sıra, 40 kişilik bir gönüllü ekibi de sahnedeydi. Performanstaki tek manken Gizem Barlak'tı.