Esin Çelebi, dünyaya insan olmanın, insan kalmanın yolunu öğreten, bu coğrafyanın en büyük mutasavvıflarından Hz. Mevlana'nın 22'nci kuşak torunu. Çelebi, Evet Aşk Güzel Şeydir adlı kitabında, hem bu mübarek aileye mensup olmanın nasıl bir his olduğunu, bunun getirdiği sorumluluğu, hem de Mevlana hakkındaki yanlış algıları anlatıyor. Ayrıca bunların nasıl düzeleceğine ilişkin fikirlerini de aktarıyor.
- Efendim önce kitabınızın adından başlayalım. Aşk neden güzeldir ve aşk insanı hangi diyarlara, nerelere götürür, nerelere yakın kılar?
- Gerçek aşk güzeldir çünkü insanı güzelliklere götürür. Beşeri aşkı ele alalım; âşık olduğumuz zaman Allah ile en çok konuştuğumuz zamandır. "Allah'ım görsem, Allah'ım gördüm, Allah'ım arasa, Allah'ım arıyor" gibi misalleri çoğaltabiliriz. Böylelikle beşeri aşk da insanı ilahi aşka götürür. Hz. Mevlana'nın dediği gibi "Bütün aşklar ilahi aşka köprüdür"
- Çelebi ailesinden gelmek, bu mübarek ailede yetişmek edebiyle, ahlakıyla, kendi ritüelleri ve iç disipliniyle nasıl bir duygu, nasıl bir işleyiştir? Mevlana Hazretleri'nin torunu olmanın üzerinizde nasıl bir etkisi, yükü, sorumluluğu var?
- Ailemiz bizleri her Müslüman, Türk çocuğunun yetişmesi gerektiği gibi yetiştirdi. O bilgileri, edebi, ahlak anlayışını öğrettiler. Bunu Hz. Mevlana'nın eserlerinden ilham alarak yaptıklarını büyüyüp eserleri okumaya başlayınca daha iyi anladık. İç disipline gelince büyüklerimiz bize "Dikkat edin yanlış yaptığınız zaman 'Hz. Mevlana'nın torunu nasıl yanlış davranıyor' derler" dediler. Özetle "Taşıdığın kana saygılı ol" dediler. Bu bize yetti, çocuklarımızı yetiştirirken bize öğretileni paylaştık.
- Uzun yıllardır Batı'da Hazret'e büyük bir ilgi var. Sizce Batı'ya yeteri kadar anlatabiliyor muyuz Mevlana Hazretleri'ni? Nasıl algılıyorlar?
- İranlılar Hz. Mevlana'ya büyük şair diyorlar ve Batı'ya da böyle anlatıyorlar ancak Batı'daki insanlar bir şeye ilgi duydukları zaman araştırıyor, okuyor, bilgileniyorlar. Hz. Mevlana'nın eserlerini okurken İslamiyet'i öğreniyorlar ve hatta dinlerini değiştirip Müslüman olanları çok görüyoruz. Ben size bir soru sorayım. Biz Türkler Hazret dediğimiz, veli mertebesine koyduğumuz Mevlana'yı ne kadar tanıyoruz, ne kadar biliyoruz ki neyi anlatalım? Demek ki daha çok okuyup, daha çok bilgilenip kendi Velimize sahip çıkmalıyız.
- Konya Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde, bilinen yaygın diller dışında Mesnevi'nin 50 dile daha çevrileceğini duyurdu, konu hakkında malumatınız, projeye dahliniz var mı?
- Bugüne kadar yapılan tercümeler çok istifade ettiğimiz bir hizmet ancak bu yeni projeyi ben de basından duydum. Tabii ki çok sevindirici bir gelişme.
- Bazı kesimler, Hz. Mevlana'yı ve tasavvufu sanki İslam'dan ayrı, bir kişisel gelişim metodu olarak görüyorlar. Bu bakıştaki hata ve doğuracağı sonuçları nasıl özetleyebiliriz? Oysa bizler biliyoruz ki, Mesnevi bir nevi Kuran tefsiridir. Hatam varsa düzeltin lütfen.
- Estağfirullah efendim, Hz. Mevlana'nın bu gibi kimselere cevap olacak kendi beyti var: "Canım sağ oldukça ben Kuran'ın bendesiyim/ Seçilmiş Muhammed'in yolunun tozuyum/Kim ondan başka bir söz naklederse benden/ Ondan da şikayetçiyim, o sözden de şikayetçiyim." Bu yeterli bir cevap sanırım.
- Yurt dışında bulunup, yabancı Mevlana aşıklarıyla da tanışıyorsunuzdur. Aklınıza Mevlana Hazretleri'ni tanıyıp Müslüman olan kişilerden örnekler, anılar geliyorsa bizlerle paylaşmanız mümkün müdür?
- Şu anda İsviçre'de, Almanya'da, Hollanda'da, Amerika'da pek çok Müslüman olmuş kişi tanıyoruz. İçlerinde Katolik Papaz iken yolu Hz. Mevlana ile kesişip Müslüman olan da var, umreye, hacca giden de var, bilgisini çok ilerletip etrafını aydınlatan da var.
DÜNYA BİR TEKKE
Herkesin kendince bir Hz. Mevlana anlayışı var. Bir kere Hz. Mevlana hümanist diyorlar, beni en çok rahatsız eden bu. Hz. Mevlana yalnız hümanist değil çok daha ilerisi. Hümanistliğin içinde yalnız insan sevgisi ve saygısı var ama Hz. Mevlana yaratılmış her şeye saygı gösteriyor, her şeye sevgi gösteriyor ve her şeyde Allah'ın bir esmasını bulmaya çalışıyor. Mevleviliği bir felsefe olarak düşünüyorlar. Hayır Mevlevilik bir manevi yolculuktur. İnsanın, maddi hayatla, manevi hayatını nasıl dengeye sokacağına dair bilgilerin olduğu bir yoldur ki Hz. Mevlana bize bunu anlatıyor. Ona "Bir tekkemiz olsa" diyorlar. "Dünya bir tekke" diyor!
RABBİM BİZİ ŞERDEN KORUSUN
Hz. Mevlana'nın yaşadığı zaman gibi bir zamandan geçiyoruz, zor bir yerden geçiyor bütün dünya insanı. Bugün de Hz. Mevlana'nın bu kadar anlaşılmaya çalışılması, insanların Hz. Mevlana'yı bu kadar okumaya gayret etmesi, oradan bir şey öğrenmek, oradan feyz almaya gayret etmesinin en büyük nedeni bu. O zaman Moğollar varmış, şimdi kimler var ben de bilmiyorum doğrusu. Herhalde başka birileri var, nereden geldikleri belli değil, ne yapacakları belli değil. Rabbim onların şerrinden hepimizi korusun, onlara da hidayet versin inşallah.