Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM)'nin kadınlara hukuk, iş hayatı, ekonomi, eğitim gibi alanlarda destek olduğuna çoğu zaman şahit oldum. Hem yazılı hem de görsel medyada İnovasyonda Kadın Girişimcilik Kampı'nın tanıtımlarına denk gelince, projenin içeriğini merak ettim. Teknoloji, AR-GE, sanayi gibi erkek egemen bir alanda kadınlarımızın neler yapmış olabileceğini yakından görmek istedim ve kampa katılıp projeleri dereceye giren üç kadın ile bir araya geldik. Aralarında zeytin çekirdeğinden ilham alan da var Japonya'da bulunan bir bakteriden de... Geliştirdikleri yazılımla görsel medyada çığır açmaya hazırlanan da... İşte KADEM'in desteği ile ilerlemiş girişimci Duygu Yılmaz, Servet Akçaalan ve Begüm Esra Aytan'ın projelerinin hikayeleri...
SERVET AKÇAALAN
Altı dilde yerli ve milli yazılım
40 yaşından sonra aldığı girişimcilik eğitimleri ile Bodrum'da şirket kuran Servet Akçaalan, inanç, disiplin ve ekip çalışması ile İstanbul'a taşıdığı başarısını şöyle anlatıyor: "Evli ve iki çocuk annesiyim. Ailemin desteğini her zaman yanımda. Ancak evde ve işte erkeğin işi kadının işi diye bir ayrım yok. İki tarafında birbirine desteği önemli. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerli teknoloji ve yazılımlarının üretilmesi gerektiğini söylemesi bana enerji verdi. Biz de tamamen yerli bir sistem geliştirdik. Yayıncıların internet kullanıcılarına, internet kullanıcılarının yayıncılara çok hızlı ulaşıp cloud içerisinde kendi online rejisinde kanalını yönetebileceği bir sistem. Bireysel yayıncı, şirket TV, profesyonel içerik üreticileri, cloud üzerinde sadece beş dakika içinde bir kanal ya da platform kurup, İnteraktif Digital Medya ağını yönetebilmesini sağlıyor. Yayıncı kendi ara yüz seçip, APP'lerini hazırlayabiliyor. Diğer yayıncılar da olduğu havuzdan içerik alabiliyor, ayrıntılı ölçümlenebilen reyting analiz ve reklam, satış ilave edebiliyor. Bu sistemi altı dil de dünyaya açmak için çalışmaları başlattık."
BEGÜM ESRA AYTAN
Geri dönüşüm firmaları sıraya girdi
Begüm 23 yaşında, İstanbul Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji ve Genetik eğitimi almış. Son sınıftayken okuduğu bir makale onun kariyer rotasını çizmesine de vesile olmuş: "Bir makalede Japonya'da bir bakterinin keşfedildiğini iki enzim salgılayıp plastiği petrol türevi hammaddelerine ayırıp bununla beslendiğini okudum. Aklımda hemen bir geri dönüşüm sistemi canlandı. Bu enzimleri sentetik olarak üretirsek bu hammaddeleri elde edebilir miyiz diye merak ettim ve bir proje yazmaya başladım. Geliştirip TÜBİTAK'a başvurdum. O sırada KADEM'in reklamını gördüm ve başvurdum. Kampa kabul edildim. Bir hafta boyunca çok yoğun bir program vardı. Bu kamp bana inanılmaz fayda sağladı. Pet türü plastiğin hammaddeleri petrol türevli olduğu için Türkiye'de üretilemiyor. Yurt dışından almak zorundayız. Ülke olarak özellikle plastik gibi maddelerin geri dönüşümünün artırılmasına dair hedeflerimiz var. Ancak bu süreç pahalı ve zor olduğu için yerine getirilemiyor. Benim hedefim kimyasal kullanmadan tamamen biyolojik olarak gıda, giyim, tıp alanında kullanılabilecek türden plastiği geri dönüştürebilmekti. Pek çok ilaç firması başka bir organizmaya ait bir ürünü laboratuvar ortamında üretip satıyor. Sadece plastik sektöründe böyle bir şey yok. Bana cazip geldi. Çünkü yüzde 98 oranla plastiği hammaddelerine ayırıyor. Kimyasal ve sıcaklık kullanılmadığı için insanla temas eden her alanda kullanılabiliyor. Daha etkili ve ucuz bir yöntem. 2017'de ilk desteği TÜBİTAK'tan aldım. Enzimlerin üretilmesini hangi genler sağlıyor onu bulduk. Japonya'daki bakteri altı haftada o işlemi yaparken bizim sistemimizi 15 dakikada bir üreyen bakterilere aktardık. Genetik materyali bizim istediğimiz organizmaya aktaracak düzeye geldik. Bakteriler bizim üretim fabrikamız gibi oluyor. Onlar ürettikçe biz de kullanıyoruz." Begüm şimdiden altı tane geri dönüşüm firmasından talep almış. Çok büyük firmalar hammadde üretmek için enzim istemeye başlamış bile.
DUYGU YILMAZ
Zeytin çekirdeğini mucizeye çevirdi
Duygu Yılmaz, Yüksek Endüstri Mühendisi. Her şey babasının kahvaltıda zeytin çekirdeği yutması ve midesine iyi geldiğini söylemesi ile başlıyor: "Babam kahvaltıda zeytin çekirdeği yuttu. Bunun üzerine zeytin çekirdeğini araştırmaya başladım. Embriyosunda güçlü bir antioksidan madde olan oleuropeini buldum. İsviçre'de kanser tedavisinde kullanılıyor bu madde. Ancak bu yutarak alınmıyor. Öğütüp sıvı halde kullanmak gerekiyor. İşte hikayem tam da burada başladı. Ülkemiz zeytin üretiminde dünyada üçüncü sırada. Zeytinyağı fabrikaları zeytin çekirdeklerini atıyor. 500 bin ton atık çıkıyor. Bu atıklar fabrikalar için sıkıntı yaratıyor. Çünkü lojistik maliyet demek. Fabrikalarla iletişime geçip 'biz sizin lojistik maliyetlerinizi karşılayalım siz bu çekirdekleri bize verin' diyoruz. Çekirdekleri kendi geliştirdiğimiz bir işleme tabi tutuyoruz. Sonra çekirdekten plastik sektöründe kullanılabilecek küçük granüller üretiyoruz. Bu granülleri bir otomobil firması da kullanabiliyor, elektronik firması da sandalye üreticisi de. Önemli olan bizden hangi özellikte granül istediklerini söylemeleri. Dünyada ilk kez uygulanan bu teknoloji ile TÜBİTAK'ı temsil edip Amerika'da Silikon Vadisi ve Los Angeles'da Uluslararası İleri Malzeme Ödülü'nü aldık. Bu ödülü alan ilk Türk biziz. Yenilebilecek kadar saf bir madde üretiyoruz. Ayda 100 ton üretim yapmaya başlayacağız. Amerika'dan yatırım isteği var ancak biz kendimiz devam edeceğiz. Başka bir ürünümüz de streç filmler. Anti bakteriyel ürettiğimiz streç filmler bir peyniri iki ay kadar taze tutabiliyor. Mikrop tutmuyor."
KADEM İŞ DÜNYASI VE EKONOMİ KOMİSYONU BAŞKANI ARZU ODABAŞI
Kamptan ayakları yere basarak çıkıyorlar
KADEM İş Dünyası ve Ekonomi Komisyonu Başkanı Arzu Odabaşı, önemli projelere nasıl destek olduklarını anlatıyor: "Bir fikri nasıl hizmete dönüştürebilir, yerli ve milli üretime nasıl dâhil olabiliriz diye düşünüyoruz. Milli gelirimize de katkıda bulunalım istiyoruz. Bu bizim motivasyon noktamız. Türkiye'de kadınlarımızın projesine destek olarak bir ilkin gerçekleşmesine önayak olmaya çalışıyoruz. 'Eğer AR-GE çalışmanız varsa, teknolojik tarafı güçlüyse bize başvurun' diyoruz. Kamplarımızda eğitimler veriyoruz kadınlarımıza. Dereceye girenlere 25 bin lira ödülümüz var. Kişilerin algısı açılıyor. Başka nerelerden destek alabiliriz diye araştırmaya başlıyorlar. Çünkü kampımızdan projelerini yazmış olarak çıkıyorlar ve ellerinde başvuru yapabilecekleri profesyonel bir proje oluyor. Kampa katılım ücretsiz. Girişimciler fiikrini nasıl ticaretleştirebilir, şirket kurduklarında nakit akışını nasıl yönetebilirler bunların eğitimi veriyoruz. 'Evet, senin fikrin var ama hemen zengin olmayacaksın. Zor süreçlerden geçeceksin. Farklı yerlerde savaş vermek zorunda kalacaksın'ı göstererek ayaklarının yere basmasını sağlıyor, verecekleri savaşta nasıl dayanaklı olacaklar onları öğretmeye çalışıyoruz. Melek yatırımcılarla buluşturuyoruz. Sonrasında kadınlarımızla iletişimi koparmıyoruz. Her zaman destek veriyoruz.