"Bırak Gazi'yi, Türkiye'den gitmeyi düşünüyordum. Yılmıştım. Artık burada çocuk bile büyütürüm, çünkü mahallede huzur var." Doğma büyüme mahalleli, kuaför Uğur Bulut'un (31) bu sözleri Gazi Mahallesi'ndeki değişimi açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kilit bir kelime huzur. Esnafın da, parka çocuğunu oynatmaya getiren anne- babaların da, okuldaki öğretmenin de, basket oynayan gençlerin de ağzında... Peki; 90'lı yıllardan başlayarak kimi yasa dışı örgütlerin mesken tuttuğu ve bu örgütlerin mahalleli üzerinde baskı kurup olay çıkardığı Gazi Mahallesi'ne huzur nasıl geldi? Bütün iş 2014'te İstanbul Emniyet Müdürü olan Dr. Mustafa Çalışkan'ın, toplum destekli polislik anlayışıyla İstanbul'daki suçla topyekün mücadele etme kararıyla başlıyor. Suç oranının yüksek olduğu ilçeler tespit ediliyor ve her ilçede yoğun olarak işlenen suçun türüne göre mücadele biçimi belirleniyor. Gazi Mahallesi ise özel bir yer... Toplumsal olayların sıklıkla yaşandığı bu semtteki suçla mücadele için, emniyet literatürüne Gazi Modeli olarak geçen, 'insan odaklı', sosyolojik bir bakış açısıyla çözüm üretiliyor. İşte bu modelin nasıl hayata geçirildiğini, neler yapıldığını anlamak için bir haftadır Gazi'nin sokaklarındayız...
ÇALIŞKAN: GAZİ'YE ÇALIŞIN
Gazi'de görev yapan üst düzey emniyet yetkilisi semtteki normalleşmenin kolay olmadığını, incelikli bir projenin hayata geçirildiğini anlatıyor: "Darbe girişiminden önce İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan Gazi'yi normalleştirmek için ekibi toplayıp 'Çalışın' dedi. Gazi'de o güne kadar uygulanan klasik polisiye yaklaşımların suçu önlemede çare olmadığının farkındaydık. Biz de Çalışkan'ın toplum destekli polislik anlayışı doğrultusunda, yeni bir yaklaşımla Gazi'yi nasıl normalleştiririz diye uzun uzadıya çalıştık. Buranın sosyolojik yapısı incelendi, yıllardır uygulanan tedbirlerdeki eksiklikler tespit edildi. Halkı kazanarak normalleşmenin gerçekleşeceğini öngördük. Emniyet, valilik yani devletin bütün unsurlarının, dernek, vakıf gibi birçok sivil toplum örgütünün, muhtarların belediyelerin katılımıyla meseleye geniş çerçeveden bakan bir proje hayata geçirildi."
ÇÖZÜM SOSYOLOJİK BAKIŞLA GELDİ
Gazi Modeli olarak emniyetin literatürüne giren bu projenin iki ayağı bulunuyor. İlk ayakta yasa dışı örgütlere karşı verilen mücadele var. Bu mücadele sayesinde örgütlerin Gazi halkı üzerindeki baskısı kırılıyor. Projenin ikinci ayağındaysa semt sakinleriyle güven ilişkisi kurulması için yapılan çalışmalar bulunuyor. Halkı kazanmak için semtin sosyolojik yapısı incelenmiş ve buna göre bir eylem planı çizilmiş. Burada uzun yıllar görev yapan bir başkomiser "Burada ağırlıklı olarak Adıyaman, Malatya, Çankırı, Kastamonu, Siirt, Erzurum, Ardahan, Bayburtlu insanların oturduğu tespit edildi. Bu illerin İstanbul'daki il, ilçe, köy dernekleriyle iletişime geçildi ve kaymakamlık, belediye, emniyet yetkililerinin katıldığı huzur toplantıları düzenlenip insanlarla konuşuldu. İkinci olarak da Gazi'deki vakıf ve dernek yetkilileriyle, muhtarlarla görüşüldü. Yine ilköğretim okullarına gidildi, resim yarışmaları, atölyeler, söyleşiler düzenlenerek çocuklarla, gençlerle, aileleriyle diyalog kuruldu. Esnafla her gün birebir konuşuldu. Her kesimin şikayetleri tespit edildi" diyerek semt sakinleriyle nasıl bir güven ilişkisi kurulduğunu anlatıyor. Gazi halkıyla yapılan bu görüşmelerde çok farklı şikayetler gelmiş. En önemlileri, belediye hizmetlerinden yeterince yararlanamamak, gençlerin genel olarak işsiz olması buna karşın sosyal çevrelerinin kısıtlı oluşu, olaylar nedeniyle Gazi halkının çocuklarını okula gönderirken, işten eve dönerken sıkıntı yaşaması, sıklıkla toplumsal olayların yaşanması ve polisin olaylara müdahalesi sebebiyle sürekli biber gazıyla yaşamak durumunda kalınması... Öncelikle büyükşehir ve Sultangazi belediyeleri her türlü hizmeti vermek için seferber olmuş. İşsiz gençler tespit edilmiş ve becerilerine göre uygun işe yerleştirilmiş. Semtteki park ve bahçeler elden geçirilmiş. Yasa dışı örgütlerin esnaf ve halk üzerindeki baskısı kırılmış ve bu durumun geçici olmayacağı garantisi verilip buna göre uygulamalar yapılmış. Tüm bu uygulamalar sonucunda Gazi'de normalleşmenin etkileri görülmeye başlanmış. Yıllardır Gazi'de oturan Sedat Bey oğlunu, Yunus Emre Mahallesi'ndeki Aşık Veysel Parkı'na getirmiş. Baba oğul gün ortası güzel bir vakit geçiriyor. Sedat Bey "İki yıl öncesine kadar parkın önünden geçip giderdik. Her an olaylar çıkabilir kaygısıyla çocuğu parka getiremezdik. İmkanı olan aileler buradan taşındı. Bizim gibilerse kaldı. Sonunda devlet el uzattı bize. Artık rahat bir nefes alıyoruz, oğlum da parkta dilediğince oynayabiliyor" diyor.
EMLAK FİYATLARI YÜZDE 100 ARTTI
Semt sakini esnaf Mustafa Bey bu normalleşmenin emlak fiyatlarına yansıdığı anlatırken heyecanlı, evlerin, dükkanların değerinin yüzde 100 değer kazandığını söylüyor. Mustafa Bey "Eskiden kepenk kapatmak zorunda kalırdık. Artık kepenkler kapanmıyor. Hatta Gazi'ye yatırım yapılmaya başlandı" diyor. Semtte eskiden olayların yaşandığı İsmet Paşa Caddesi'nde artık akşamları trafik sıkışıklığı oluyor. Sebebini de 21 yaşındaki Mehmet anlatıyor: "Olaylar nedeniyle akşamları evden dışarı çıkmazdık. Şimdi cadde üzerindeki kafelerde rahat rahat vakit geçirebiliyoruz. Anne babamız artık sokakların güvenli olduğunu biliyor."
MİLAT 1 EYLÜL 2016
Gazi Mahallesi'nin normalleşmesinde milat 1 Eylül 2016. Gazi'deki emniyet yetkilisi "1 Eylül 2016'da buraya kalekol kuruldu. Aynı gün örgütlere gelir kaynağı sağlayan kaçak işletmelere müdahale edildi. Arkasından örgütlere yönelik operasyonlar başladı. Militan kadroları etkisiz hale getirildi. 24 saat hizmet veren kalekol sayesinde, semtteki emniyet kuvvetleri tek elden yönetilir oldu. Olaylara anında müdahale edilmeye başlandı. Esnafa zorla kepenk kapattırılıyordu. Bunun önüne geçildi. Yaya devriye sistemi ile sokakların emniyeti sağlandı. Güvenlik kontrolleri sıklaştırıldı. Sonuç olaysız günün geçmediği Gazi'de bu yıl sadece ve sadece dört olay çıktı" diyor.
BU YIL SADECE DÖRT OLAY OLDU
Gazi'nin normalleşmesi için İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan "Meslek hayatımın gurur duyduğum projelerinden biridir" demişti. Emniyet, Pazar SABAH'la Gazi Raporu'nu paylaştı. Bu rapordaki rakamlar Gazi'deki normalleşmeyi ortaya koyuyor. 2014'te 236 toplumsal olay gerçekleşmiş Gazi'de. 2015'te rakam 231'e, 2016'daysa 124'e düşmüş. 2017'de 12, 2018'deyse sadece dört toplumsal olay yaşanmış. Gazi'de asayiş olaylarında da suç oranları düşmüş. 2015'te kasten adam öldürme, yağma-soygun, oto hırsızlığı, evden hırsızlık, kapkaç suçlarından toplam 458 işlem yapılmış. 2016'da işlenen suç sayısı 330'a, 2017'de 197'ye, 2018'deyse 120'ye düşmüş.
ÇOCUKLAR ARTIK EL SALLIYOR
Gazi'de görev yapan bir emniyet yetkilisi, Gazi'de oturan insanlarla kurulan güven ilişkisinin en önemli ayağında çocukların olduğunu söylüyor ve bununla ilgili çarpıcı bir örnek veriyor: "Hiç abartmıyorum, annesinin elini tutmuş yürüyen dört-beş yaşındaki bir çocuk bizi görünce yere eğildi taş aldı ve bize attı. İçimden 'Yahu sen çocuksun ne ara bu kadar kinlendin polise' diye geçirdim. O çocuğun bir suçu yok, ne yaptığını bilemiyor. Biz o çocukların sevgisini kazandık. O çocuklar şimdi bizi görünce el sallıyor. Bence işin püf noktası bu. Biz çocukları kazandık. Gazi'nin normalleşmesinin en önemli ayağı budur. Çünkü onlar geleceğin Gazilisi."
GELECEĞİMİZİ KAZANDIK
Aşık Veysel Parkı'nda basketbol oynayan, liseye giden gençlerden Onur Kısan (15), beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor. "Benden önce okulumda okuyanların gelecekleriyle ilgili plan yapmaları mümkün değilmiş. Kaygı içinde okumuşlar. Ama yaşım 15 ve bir hayalim var. Bence değişimle geleceğimizi kazandık" diyor. Erdem Küçük (20) üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Küçük "Evdesiniz ve haneden biri gelmesi gereken saatte eve gelmemiş. Hemen arardık 'Başına bir iş mi geldi?' diye. Bu çok sinir bozucu bir durumdu. Şimdi hayatımız normalleşti. Ha eksiğimiz yok mu, var tabii. Potamızın filesi yok. Belediyeye duyrulur" diyor gülerek.
DEVLET EL UZATTI BİZ DE TUTTU
Turan Güner (53) Şah Hatayi Cemevi Kültür Derneği Başkanı. 1980'lerde Gazi'ye gelmiş. Gazi'nin son 40 yılına vakıf. Güner "1995'teki Gazi Olayları sonrasında devlet ile semt halkının güven ilişkisi zedelendi. Bu durumu örgütler kullandı. Bizim gençlerimizin ezilmişliğe karşı dik bir duruşu vardır. Bu duyguları kullanıldı. Birçok gencimizin hayatı karardı. O gençlerin aileleri neler neler yaşadı, bir bilseniz. Kolay değil bir çocuk yetiştiriyorsunuz ve elinizden çocuğunuzu alıyorlar. Medya da bizi çok rencide etti. Burada oturan insanlar öteki olarak lanse edildi. Ama 2015 sonrasında devlet bize iyi niyetle el uzattı. O eli tuttuk. Bizler toplumun kucaklaşmasını istiyoruz. Bu devleti hep birlikte biz ayakta tutacağız" diyerek Gazi'nin toplumsal hafızasını ve değişimin özünü özetliyor.
ÇOK ŞÜKÜR O GÜNLER GEÇTİ
"Burada yaşamak hiç kolay olmadı" diye söze başlıyor Uğur Bulut ve "Her gün her an olay çıkabilir endişesi vardı. Otobüs gelmezdi buraya. Aşağıda iner birkaç kilometreyi yürümek zorunda kalırdık. Taksiler bizi buraya getirmezdi. Kepenkli bankamatik nedir bilir misiniz, biz biliriz. Kendi semtimizde kafeye gidemezdik. Kafeye ilk defa üniversitede gittim. Çok şükür geçti o günler. Burada artık devlet var. Herkes işinde gücünde" diyor.
FOTOĞRAFLAR: SAFFET AZAK-MURAT ŞENGÜL