Güzel anılarımıza dönmeyi kim istemez ki? Aynı heyecanları ya da dinginlikleri hatırlamak... Anılarımız, beş duyumuzla yakından ilişkilidir. Bazen bir dokunuş, bazen güzel bir manzara, bazen bir şarkı, bizi anılarda kalmış güzel günlere geri götürür. Peki, hiç merak ettiniz mi bize geçmiş anıları en çok hatırlatan ve aynı duyguları tekrar yaşamamızı sağlayan duygu hangisidir? Cevabını çoğumuz biliyoruz: Koku. Çoğumuz belli kokuların belli bir anıyı ve bu anı ile bağlı yaşadığımız duyguları hatırlattığını fark etmiştir. Mesela taze kızarmış kurabiyenin kokusu, annemizi hatırlatır ve o çocukken kurabiye yaptığında yaşadığımız mutluluk duygusunu canlandırabilir. Ya da denizin kokusu, kumsalda geçirdiğimiz güzel bir günü ve o gün yaşadığımız huzur duygusunu canlandırabilir. Bu anılar da genellikle çocukluğumuzla ilişkilidir. Kokunun anı ve o anılara ilişkin duyguları hatırlatmaktaki etkisi, kişisel tecrübeler dışında bilimsel verilerle de ortaya konmuştur. 2004'te Brown Üniversitesi'nden Dr. Rachel Herz tarafından yapılan bir çalışmada beş kadının farklı kokulara maruz kaldıkları zaman beyinlerinde gerçekleşen aktivitelere bakıldı. Çalışma sonucunda söz konusu kadınların, olumlu anılarla ilişkilendirdikleri parfümleri kokladıklarında, tanımadıkları parfümleri kokladıklarındakine kıyasla beyinlerinde daha çok aktivite gerçekleştiği keşfedildi. Deneyde ayrıca parfümün görüntüsünün, kokusu kadar etkili olmadığı da gözlemlendi. 2013'te yapılan bir başka araştırma da kokunun görüntüye kıyasla daha çok beyin aktivitesine neden olduğunu doğruladı. Travmalar üstüne yapılan klinik araştırmalar da olumsuz duyguların yeniden oluşmasında kokunun önemli olduğunu ortaya koyuyor. Koku, diğer duyulardan farklı olarak doğrudan kişinin zihninde canlandırılamayan yegane duyu olması yönünden de ilginç ve benzersizdir. İyi ama koku, neden anıları ve onlara ilişkin duyguları canlandırmada en etkili duyudur? Hayatımızda en merkezi duyu olan görme, bu konuda neden koku kadar etkili değildir? Bu soruların cevabı beynimizde ve koku hissiyatının oluşma sürecinde yatıyor. Kokunun nasıl algılandığını 2004 yılında bu konuda Nobel Tıp Ödülü alan Richard Axel ve Linda Buck keşfetti. Sürecin kendisi çok karmaşık. Burnumuza giren koku molekülleri, koku reseptörleri ile etkileşir. Burnumuzda farklı türde koku reseptörleri mevcuttur. Her tür koku reseptörü, çok az sayıda kokuyu algılayacak şekilde gelişmiştir. Bu nöronlar beynimizin burun soğanı olarak bilinen bölgesine sinyal gönderir, bu bölgede gene farklı kokular için özelleşmiş çok sayıda farklı bölge mevcuttur. Koku soğanı, bu sinyalleri koku olarak algıladığımız duyuya çevirir.
KLOR KOKUSU HAVUZU HATIRLATIR
Burun soğanı, limbik sistemin parçasıdır. Burun soğanı, amigdala ve hipokampüs olarak bilinen beynin iki bölgesine bağlıdır. Amigdala, beynin duygusal süreçlerden sorumlu kısmıdır; diğer taraftan hipokampüs, hafıza ile ilişkili kısımdır. Burun soğanı ve dolayısıyla kokuların algılanışı ile anılar ve duygular arasındaki bağlantı bu fiziksel bağ ile açıklanabilir. Diğer taraftan diğer duyularımız ile amigdala ve hipokampüs arasında benzer bir bağlantı mevcut değildir. Peki, genelde hatırladığımız anı ve duygular neden çoğunlukla çocukluğumuzla ilişkilidir? Bu dönem, çoğu kokuyu ilk defa algıladığımız çağdır. Bir kokuyu ilk defa aldığımız zaman beynimiz, bu kokuyu bir olay, kişi ya da anla ilişkilendirir. Böylece koku, bir anı ile bağlanmış olur. Klor kokusunun çoğu insana havuzu hatırlatmasının sebebi budur.
KOKULARLA ANNE KARNINDA TANIŞIRIZ
Kokuların bir kısmını daha anne karnındayken tanımaya başlarız. Örneğin çoğu bebek, alkol, sigara dumanı ya da sarımsak kokusundan rahatsızken, annesinin karnında bu kokulara maruz kalan bebek benzer rahatsızlıkları göstermez. Hatta bazı bebekler, ne yazık ki bu kokuları anne karnını hatırlattığı için rahatlatıcı bulabilir. Bu da bize hamileyken alkol ve sigara tüketmemek, bunlardan uzak durmak için başka bir gerekçe sunmaktadır. Kokuların hafıza ve duygularla olan bu ilişkisi çeşitli şirketler tarafından insanları farkında olmadan etkilemekte kullanılmakta. Yurtdışındaki çeşitli emlak şirketleri evlere çocukluğa götürüp güven duygusu aşılayacak kurabiye kokuları serpmekte, elbise ya da ayakkabı satan dükkanlar da satışlarını artırmak için dükkânlarına benzer şekilde duyguları etkilemeyi amaçlayan çeşitli kokular sıkmakta. Ne diyelim. Önemli bir karar verdiğiniz zaman, bunun bir kokunun etkisiyle olup olmadığından emin olmanızı tavsiye ederim.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Aslanın kükremesi 8 km uzaktan duyulabilir.
Sesler, insan gözbebeğinin küçülmesine neden olabilir.
1923 yılında Frank Hayes isimli bir jokey, yarış sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Fakat atı durmadı ve yarışı bitirdi. Frank Hayes, ölü bir şekilde yarış kazanan ilk ve tek kişi oldu.
Sahra Çölü'nün kumları rüzgar aracılığı ile Amazon'a kadar uçar ve oradaki mineral dengesini korur. Sahra Çölü, yağmur ormanlarını tam anlamıyla gübreler.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Suyun renksiz olduğu, denizlerin ise gökyüzünden dolayı mavi göründüğü söylenir. Ancak bu tam doğru değildir; su az miktarda alınıp incelendiğinde renksiz gözükse de aslında açık mavi rengindedir. Havuz gibi yüksek miktarda suya bakıldığı zaman bu mavi renk fark edilebilir. Suyun doğal rengi olan mavi, su moleküllerinin ışığın kırmızı tonlarını emmesi sonucunda oluşur.
Elbiseleri güveler değil, tırtılları yer.
BİLİMSEL BİLMECELER
Birinci odada bir, ikinci odada üç bilge vardır. Birinci odadaki bilgeye 1. bilge diyelim. İkinci odadakilere de sırası ile 2., 3. ve 4. bilge diyelim. Bilgelere iki adet kırmızı, iki adet de siyah şapkadan birini başına takılacağı söylenir. 1. bilgeye siyah, 2. bilgeye kırmızı, 3. bilgeye siyah, 4. bilgeye kırmızı şapka takılır. 1. bilge hiçbirini görememekte, 2. bilge 3. ve 4. bilgeyi, 3. bilge sadece 4. bilgeyi görmektedir. 4. bilge de hiçbirini görememektedir. Bilgelere başlarına takılan şapkayı kesin bildikleri zaman rengi sesle söylemeleri istenir. İlk hangi bilge seslenir? Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ
30 dakika. Cabir önce A ve B kayıklarını karşıya geçirir, ki bu dört dakika sürer. Sonra iki dakikada A kayığı ile geri döner. Sonra 16 dakikada C ve D kayıklarını karşıya geçirir. B kayığı ile dört dakikada Emirgan'a döner. Son olarak A ve B kayıkları ile dört dakikada Kanlıca'ya geçer. Dolayısıyla toplamda 30 dakika yolculuk yapar.
Bu oran 3'e 1'dir.
SÖZLER
Biri diğerini tamamladığı için din ve bilim arasında gerçek bir karşıtlık olması mümkün değildir. Max Planck
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Denizci elbisesiyle bir gelin
Marie Curie (1867-1934) Polonya asıllı kimyager ve fizikçidir. Radyoaktivite üstüne yaptığı çalışmalar sonucunda iki farklı alanda Nobel Ödülü kazanan ilk bilim insanıdır. Curie aynı zamanda Nobel Ödülü alan ilk kadın bilim insanıdır. Curie, evleneceği zaman düğününde gelinlik yerine denizci elbisesi giymek istediğini beyan etmişti. Onun bunu istemesinin sebebi, her gün giydiği günlük kıyafeti dışında bir kıyafeti olmamasıydı. Düğün için alınacak kıyafetin kullanışlı olmasını istiyordu. Ayrıca renginin kapalı olması noktasında da ısrarcıydı, böylece elbiseyi laboratuvarında giyebilecekti. Nitekim Curie evlendikten sonra düğün elbisesini deney yaparken yıllarca giyecekti. Curieler çift olarak paraya pek düşkün değillerdi. Yaptıkları araştırmaların sonuçlarını ve kullandıkları teknikleri diğer bilim insanları ve şirketlerle herhangi bir karşılık beklemeksizin paylaşırlardı. Bunun sonucunda, keşfettikleri ve üstünde araştırma yaptıkları Radyum, popüler olup pahalılaştığında Curie artık onun üstünde araştırma yapamaz oldu. O zamanlar Radyum'un gramı 100 bin doları bulmuştu.