Cihazın adından da anlaşılabileceği gibi mikrodalga fırınlar mikrodalgalar ile çalışır. Bu dalgalar saniyede 2.4 milyar titreşim yapan magnetron tarafından üretilir. Mikrodalgalar, radyo dalgalarına benzer ama onlardan daha kısa olan enerji dalgalarıdır. Su molekülü gibi asimetrik elektrik yapısına sahip moleküllerin titremesini sağlar. Asimetrik elektrik yapısına sahip olmaktan kasıt, molekülün bir tarafının pozitif, diğer tarafının negatif yüklü olmasıdır. Titremeye başlayan su molekülleri, sürtünme yolu ile yiyeceği ısıtmaya başlar. Böylece yemeğimiz pişer. Diğer fırınlar ısının konveksiyonla, yani doğrudan yayılması sonucunda yiyeceği pişirir. Yani yüzeyden içeri doğru ısının yayılması ile pişirme süreci gerçekleşir. Ancak mikrodalga fırın, su moleküllerini titreterek pişirdiği için, yiyecek içinden pişmeye başlar. Mikrodalga fırının daha hızlı bir şekilde yemeği pişirmesinin nedeni de budur.
KANSER YAPMIYOR
Mikrodalga ile ilgili en ciddi iddia, kanser yaptığı iddiasıdır. Bu iddia, mikrodalgaların bir çeşit radyasyon olması temeline dayanır. Bu temel olarak doğrudur; mikrodalgalar bir çeşit radyasyondur. Mikrodalga fırının zararlı olduğunu düşünenler, ya fırının yaydığı dalgaların kanser yaptığını, ya da yiyeceklere radyasyon bulaştırarak kansere yol açtığını söyler. Peki, bu iddialar doğru mudur? Bilmemiz gereken ilk şey, bütün radyasyonların kansere yol açmadığı ya da zararlı olmadığıdır. Radyasyon, elektromanyetik dalgalara verilen isimdir ve çoğu zararsızdır. Mesela ışık, kaynağı ister Güneş isterse bilgisayar ekranı olsun, bir çeşit radyasyondur. Radyo ya da TV yayınını taşıyan dalgalar da radyasyon türüdür. Altımızdaki toprak, etrafımızdaki toprak her şey radyasyon yapar. Radyasyonlar iki gruba ayrılabilir, iyonlaştırıcı radyasyonlar ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyonlar. Yüksek enerjili ya da yüksek frekanslı radyasyonlar iyonlaştırıcı radyasyonlar olarak bilinir çünkü bunlar moleküllerden elektron koparıp iyonlaştırma, dolayısıyla maddenin kimyasal yapısını değiştirme özelliğine sahiptir. Bu radyasyonlar, DNA'ya zarar verip kansere yol açabilir. Uranyumdan yayılan gama radyasyonu, X-ışınları, ultraviyole ışık, iyonlaştırıcı radyasyona örnektir. Diğer taraftan mikrodalgalar, radyo dalgaları, görünür ışık, infrared ışık gibi düşük enerji ve frekanslı radyasyonlar, molekülleri titreştirebilir ama onlardan elektron koparamaz. Bu yüzden bunlara iyonlaştırıcı olmayan radyasyon denir. Bu radyasyonlar, etki ettikleri maddenin kimyasal yapısını değiştiremez. Dolayısıyla bunların kansere yol açacağından korkmak için hiçbir gerekçe yoktur.
OMEGA 3 KAYBI OLUYOR
Mikrodalgalar bu grupta olduklarından dolayı, mikrodalga fırının yaydığı radyasyondan korkmaya gerek yok. Bu fırınlarda hazırlanan yiyecekler hiçbir şekilde iyonlaştırıcı radyasyon yaymazlar. Mikrodalgalarla ilgili diğer bir iddia da onların içinde hazırlanan yiyeceklerin besin değerine zarar verdikleri. Bu iddia kısmen doğrudur, ancak bunun nedeni mikrodalga fırın değil, ısıtma işleminin kendisidir. Örneğin mikrodalgada hazırlanan gıdalarda C vitamini kaybı yaşanır. Ancak bu durum, C vitamininin ısıda parçalanması ile ilgilidir. Zaten mikrodalga dışında herhangi bir pişirme işlemi de C vitamini kaybına yol açacaktır. Tam tersi 20 farklı sebze üstünde yapılan araştırmalara göre, en kısa pişirme zamanına sahip olan mikrodalgalar, diğer pişirme yöntem ve cihazlarına kıyasla daha az antioksidan kaybına yol açmakta. Bu veri de şaşırtıcı değildir, zira besin değerlerindeki kayıpların çoğu su aracılığı ile gerçekleşir ve mikrodalga da daha az su kullanır. Mikrodalga fırınlar, diğer pişirme yöntemleri ile kıyaslandığında tek önemli kayıp Omega 3 ile ilgilidir. Ciddi bir fark olmasa da Omega 3 kaybı mikrodalga fırında diğer pişirme yöntemlerine kıyasla daha fazla gerçekleşiyor. Sonuç olarak mikrodalga, modern teknolojinin insan hayatına kattığı imkânlardan biridir. Bu imkândan faydalanmamak, ondan korkmak için hiçbir gerekçe yok.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
En iyi iletken, bakır değil gümüştür. Gümüş pahalı olduğu için elektrik kablolarında bakır kullanılır.
Tam 40 ayağı olan kırkayak yoktur. Kırkayakların ayak sayısı 15 ile 191 arasında değişir ve genelde tek sayılıdır.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
El parmaklarınızdaki tırnaklar, ayak parmaklarınızdaki tırnaklara göre dört kat daha hızlı büyür.
Deve kuşunun tekmesi, insanı, hatta aslanı bile öldürebilir.
3.476 km çapa sahip Ay, 2.275 km çapa sahip Plüton'dan büyüktür.
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ
Parkta sekiz çocuk ve 10 kedi vardır.
Alttaki ip kopacaktır. Bunun nedeni Newton'un birinci yasası gereği topun süredurumu yani tembelliğidir. Harekete direnen gülle, alttaki ipin kopmasına yol açacaktır. Diğer taraftan ipi hızlı değil yavaş bir şekilde çekseydik bu sefer üstteki ip kopacaktı.
BİLİMSEL BİLMECELER
Bir saat önce, öğle vaktinden, o ana kadar geçmiş olan süre, gece yarısına kadar geçecek olan süre kadardı. Şimdi saat kaçtır?
Dört tecrübeli çiftçi ve altı çaylak çiftçi bir tarlayı altı tecrübeli çiftçi ile üç çaylak çiftçinin sürdüğü sürede sürer. Bir tecrübeli çiftçinin iş gücü, kaç çaylak çiftçininkine eşdeğerdir?
Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta