1948 yılında Britanyalı diplomat Alec Kirkbride Ürdün üzerinde uçarken kilometrelerce uzunlukta, yokluğun ortasında, hiçbir amaca hizmet etmiyormuş gibi duran bir duvar fark etti. 60 yıl önce Kirkbride'ın keşfettiği ve amacı konusunda şaşırdığı bu duvar 70 yıldır arkeolog ve tarihçileri şaşırtmaya devam ediyor. Bu yazımızda bu gizemli duvarı ele alacağız. Kirkbride'ın fark ettiği duvarın ismi Khatt Shebib, yani Şebib'in Duvarı. Şebib, İslam öncesi dönemde bölgede yaşadığına inanılan bir prensin ismi. Duvar kuzey-kuzey doğu Ürdün'den güney-güney batı Ürdün'e doğru, tam 106 km uzunlukta bir bölgeye yayılmış durumda. Bazı yerlerde ek paralel duvarlar eklenmiş. Bunlarla beraber Şebib'in Duvarı'nın uzunluğu 150 km'yi buluyor. Duvar, bu etkileyici uzunluğuna rağmen garip bir şekilde bir metreyi geçmeyecek yükseklikte ve yarım metre genişlikte inşa edilmiş. Duvar inşa edildikten sonra, çevresine iki ila dört metrelik çaplarda dairesel kuleler inşa edilmiş.
KÖYLÜLER Mİ İNŞA ETTİ?
Şebib'in Duvarı bir sürü gizemli soruyu beraberinde getiriyor. Bu uzun ama basit görünümlü duvarı kim, neden inşa etti? Duvar ne zaman inşa edildi? Kuleler ve duvarın amacı neydi? Duvardan bahseden bir yazılı belge maalesef yok. Bölgede bulunan kil yapılar üstünde yapılan incelemelerden hareketle duvarın Nebatiler (MÖ 312-MS 106) ya da Emeviler (MS 661- MS 750) arasındaki bir zamanda inşa edildiği düşünülüyor. Yani duvar, 2 bin 300 ile bin 250 arasında bir yaşa sahip. Duvar bu imparatorluklar ve bu zaman aralığında bölgede hüküm sürmüş imparatorlukların mimari yaklaşımlarına hiçbir şekilde benzemiyor. Buradan hareketle bazıları, bu duvarın, merkezi yönetimlerden ziyade bölgede yaşayan köylüler tarafından inşa edildiğini iddia ediyor. Duvarın asıl büyük gizemi ise neden inşa edildiği konusunda. Duvar söz konusu olduğunda akla ilk gelen şey, şehir ya da bir bölgeyi korumak amacı ile inşa edildiği olur. Ancak bu teoriyi Şebib'in Duvarı için savunmak pek mümkün değil. Zira bir metre yükseklikteki bir duvardan herhangi bir asker kolaylıkla atlayabilir. Savunma amacıyla 150 km'lik bir duvar inşa edip bunun yüksekliğini bir metre bırakmak saçmadır. Kulelerin neden inşa edildiği ile ilgili birkaç teori mevcut. Bazılarına göre bu kulelerin inşa edilme sebebi, bölgeden geçen yolcuların konaklayabileceği güvenli alanlar oluşturmak. Ya da avcıların hayvanlar fark etmesin diye gizlendikleri sığınak görevi gördüğünü düşünenler de var. Ancak bu teorilerin hiçbiri duvarın işlevini açıklayamıyor. Duvarın işlevi ile ilgili belki de en makul teori tarımcıların alanları ile avcıların alanlarını birbirinden ayırmak için inşa edildiği görüşü. Bu teoriyi destekleyen en önemli delil, duvarın bir tarafındaki tarım alanlarının izlerinin diğer taraftan daha fazla olması. Ancak bu teori de bazılarına göre makul değil. Zira iki araziyi birbirinden ayırmanın yüzlerce kilometrelik duvarlar inşa etmekten daha kolay yolları var. Bu amaçla yarım metre kalınlıkta duvarlar inşa etmek pek örnekleri olan bir durum değil.
CÜCELERDEN KORUNMAK İÇİN YAPILDI!
Duvarın boyundan hareketle bölgede cücelerin yaşadığını, halkın onlardan korunmak için bu duvarları inşa ettiğini düşünenler var. Bu da duvarların ve kulelerin savunma amacıyla inşa edildiği tezini tekrardan gündeme getiriyor. Ancak bu görüş ne yazık ki diğer tüm teorilerden daha az makul. Çünkü bölgede cücelerin yaşadığını gösteren en ufak bir delil bile söz konusu değil. Dolayısıyla bu yaklaşım bir gizemi başka daha büyük bir gizemle açıklamaya çalışmaktan öteye gitmemekte. Sonuç olarak Şebib'in Duvarı, Ortadoğu arkeolojisinin en büyük gizemlerinden biri. Bu duvarların kim tarafından, ne zaman ya da hangi amaçla yapıldığını ne yazık ki bilmiyoruz. Bölgede ciddi arkeolojik incelemeler yapılmadığından yakın zamanda bu soruya bir cevap bulmak da pek mümkün görünmüyor.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Sigaranın bıraktığı sarı ve kahverengi rengin nikotinden geldiği söylenir. Bu doğru değildir; nikotin renksizdir. Sarı renk, sigarada bulunan 4000'den fazla kimyasaldan biri olan katrandan gelir.
Bütün köpek balıklarının insan yediğini düşünürüz. Bu doğru değildir; 400 köpek balığı türünden sadece üçü insanlara saldırmaktadır. İnsan, köpek balıkları için uygun bir besin değildir. Çoğu köpek balığı, balık ve omurgasız yumuşak hayvanları avlayarak beslenir.
SÖZLER
Daima yukarıya bak, bilmediğin şeyleri öğren ve her gün yükselmeye çalış. Louis Pasteur
BİLİMSEL BİLMECELER
Bir parkta kedilerle çocuklar oyun oynamaktadır. Kedi ve çocukların başlarını sayarsanız 18 sayısını bulursunuz. Diğer taraftan ayaklarını sayarsanız 56 sayısını bulursunuz. Parkta kaç çocuk ve kedi vardır?
Tavana bağlı bir ipin ucuna ağır bir gülle bağlanmıştır. Böylece gülle havada iple bağlı bir şekilde durmaktadır. Güllenin altına gülleyi tutan iple aynı kalınlıkta ikinci bir ip bağlanmıştır. Bu alttaki ipten tutup çok hızlı ve güçlü bir şekilde aşağı çektiğimizde alttaki ip mi yoksa üstteki ip mi kopacaktır?
Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ
Yine üç dakika alır. Bütün yumurtalar aynı zamanda haşlanır.
İkinci plan daha kârlıdır. Birinci planda bir yıl sonunda 12 bin TL, ikinci yıl sonunda da 12 bin 480 TL ödeme yapılır. İkinci planda bir yıl sonunda 12 bin 120 TL, ikinci yıl sonunda 12 bin 505,6 TL ödeme yapılır. İki plan arasındaki fark, yıl geçtikçe artar.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Dahi ama çok unutkan
Şüphesiz en ünlü bilim insanlarından biri Albert Einstein'dır. Dahiliğin sembolü Einstein'ın hayatı ilginç olaylarla doludur. Einstein, süper zekâsına rağmen unutkanlığı ile ünlüydü. Bir keresinde ismini vermeyen biri çalıştığı enstitüyü aramış ve dekanla görüşmek istemişti. Dekanın yerinde olmadığını öğrenince sekreterine Einstein'ın ev adresini istediğini belirtmişti. Sekreter bu isteği ısrarla reddedince, telefondaki kişi sessizce şöyle demişti: "Lütfen kimseye söylemeyin ama ben Albert Einstein'ım. Eve dönerken evimin olduğu yeri unuttum. Lütfen bana ev adresimi söyleyin." Bir başka sefer de Einstein, tren yolculuğu yapıyordu. Yolculuk sırasında kondüktör, biletini kontrol etmek için geldi. Einstein bütün ceplerini aradı ama bir türlü bileti bulamadı. Einstein'ı tanıyan kondüktör, onun ünlü bir bilim insanı olduğunu bildiğini, bileti görmeye gerek olmadığını söyleyip diğer yolcularla ilgilenmeye başladı. Kısa bir süre sonra Einstein'a baktığında Einstein'ın koltuğunun altına bakarak hâlâ bileti aradığını gördü. Einstein'ın yanına gidip ona tekrar bilete gerek olmadığını, ona güvendiğini söylediği zaman Einstein'dan şu cevabı aldı: "Bana güvenip bileti görmek istemediğinizi anladım. Ama ne yazık ki nerede ineceğimi unuttum o yüzden biletimi görmem lazım."
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Göğe baktığınız zaman gördüğünüz uçuşan parlak noktalar aslında sizin akyuvarlarınızdır.
15 yıl boyunca Alaska'daki Talkeetna kasabasının belediye başkanlığını Stubbs isimli bir kedi yapmıştır.
Japon balıklarının göz kapağı yoktur, dolayısıyla gözleri hep açıktır.
İnsan kalbi kanı büyük bir basınçla pompalar, öyle ki kanı dokuz metre yükseğe kadar fırlatabilir. Bu yüksek basınç sayesinde kanı başınız dahil vücudunuzun her köşesine gönderebilir.