Son birkaç yıldır internette ilginç bir iddia dolaşıyor. İddialara göre Kara Şövalye (Black Knight) adında dünya dışı bir uydu, dünyanın etrafında tam 13 bin yıldır dönüyor. Bu uydunun videoları ve resimleri başta YouTube olmak üzere pek çok sosyal mecrada geniş yer alıyor. Peki, uzaylıların Dünya'ya yolladığı Kara Şövalye isimli bir uydu gerçekten var mı? İddialara göre her şey 1899 yılında ünlü fizikçi Nikola Tesla ile başladı. Tesla, 1899 yılında uzaydan gelen ve tekrar eden bir radyo sinyali yakaladı. Bu sinyalin varlığını bir konferansta açıkladı. 1928 yılında bu defa Norveç'teki bir grup bilim insanı LDE olarak bilinen yayından sonra yankı yapan dalgalar keşfetti. 1954 yılında Amerikan Hava Kuvvetleri'nin bazı çalışanlarının Dünya etrafında dönen iki uydu keşfettiklerini açıklamasıyla bu dalgaların kökeni bulunmuş oldu.
105 DAKİKADA BİR DÜNYA'YI TURLUYOR
1954 yılında Dünya'da henüz uydu teknolojisi yoktu, dolayısıyla bu uydu dünya dışı bir kökene sahip olmalıydı. Bu iddia 11 Şubat 1960 yılında aynı nesnenin Amerikan Deniz Kuvvetleri'nin radarına yakalanması ile de doğrulandı. Söz konusu nesne, diğer uydular gibi ekvatorla 90 derecelik bir açı ile değil de 79 derecelik bir yörüngeye sahipti ve ortalama 105 dakikada bir Dünya etrafında tur atıyordu. 1973 yılında İskoç araştırmacı Duncan Lunan, Norveçli bilim insanlarının tespit ettiği LDE sinyallerini incelemiş ve bu sinyallerin Epsilon Boötis takımyıldızına işaret ettiğini tespit etmişti. Lunan'a göre Kara Şövalye olarak anılan uydu bu takımyıldızından 12.600 yıl önce Dünya'ya gelmiş, yerküreye oradaki varlıklardan davet getirmişti.
TESLA PULSARDAN SİNYAL ALDI
Son olarak 1998 yılında Endeavor uzay aracı Uluslararası Uzay İstasyonu'na uçarken çok sayıda garip uzay nesnesinin resmini çekti. Bu resimler NASA'nın sayfasına kondu. Yüksek kaliteli bu fotoğraflar bir çeşit uzay gemisini gösteriyor gibiydi. Siyah görünen cisim Kara Şövalye olarak anılır oldu ve internetteki çok sayıda kaynağa göre bu yukarıda sözünü ettiğimiz dünya dışı cismi gösteriyordu. Bu iddialar ne kadar doğru? Gerçekten de Dünya'nın etrafında dünya dışı bir uydu mu dönüyor? Uzaylılar binlerce yıldır Dünya'yı izliyor olabilirler mi? Kanaatimce bu sorunun cevabı hayırdır. En tehlikeli yalanlar gerçeklerle yalanların iç içe geçtiği yalanlardır. Yukarıda anlattığımız internette dolaşan anlatı çok sayıda birbiriyle alakasız gerçek olay içeriyor. Teker teker olayları ele alalım. Nikola Tesla'nın 1899 yılında uzaydan geldiğine inandığı bir radyo sinyali aldığı iddiası doğrudur. Tesla muhtemelen doğru bir gözlem yapmıştı. Ancak Tesla'nın bir çeşit uzaylı uydudan radyo sinyali aldığını düşünmek için hiçbir gerekçe yok. Uzaydan pulsar olarak bilinen çok hızlı dönen 'ölü yıldızlar'ın (nötrino yıldızları) yaydığı radyo dalgaları devamlı olarak Dünya'ya gelmektedir. Dolayısıyla Tesla'nın tespit ettiği sinyal çok yüksek olasılıkla pulsardan gelen bir radyo sinyaliydi. Norveçli bilim insanlarının tespit ettiği LDE radyo yansımalarının da uzaylılar ya da Tesla'nın tespit ettiği sinyalle alakasını kurmak güç. LDE'lerin kökeni günümüzde hâlâ bir gizem olsa da, bunların Dünya etrafında dönen bir uydudan kaynaklandığını düşünmek için hiçbir ciddi gerekçemiz olmadığı gibi, bu yansımaları açıklamaya aday en az beş adet ciddi bilimsel hipotez mevcut. Duncan Lunan'ın LDE'lerin arkasında uzaylılar olabileceğini düşündüğü doğrudur. O, akıllı bir uzaylı ırkının Dünya'dan gönderdiğimiz sinyalleri bize geri göndererek bizimle iletişim kurabileceğini iddia etmişti. Bu, bir bulgudan çok bir hipotezdi. Ayrıca Lunan bunu Dünya etrafında dönen bir uyduya bağlamamış, dolayısıyla 12.600 yıl önce Dünya'ya gelip bizi Epsilon Boötis takımyıldızına davet eden bir uydu olduğunu iddia etmemişti.
DONANMA KAPSÜLÜ TESPİT ETTİ
1954'teki Amerikan Hava Kuvvetleri'nin sözde tespiti de Kara Şövalye ile ilgisi olmayan bir UFO haberine dayanıyordu. Bu da yine resmi bir açıklamadan çok, UFO gördüğünü iddia eden bir çalışanın açıklamasıydı. 1960 yılında donanmanın tespit ettiği cisim bir dünya dışı uydu değil, 20 Kasım 1959 yılında fırlatılıp kaybolan Discoverer VII kapsülüydü. Peki, internette dolaşan ve Endeavor uzay aracının çektiği video ve görüntüler, uydunun varlığını ispatlamıyor muydu? Onlar da ne yazık ki dünya dışı bir uydunun fotoğrafı değil. Söz konusu fotoğraflar, astronotların görev sırasında ellerinden kaçırdıkları termal bir battaniyeyi göstermekteydi. Termal battaniye uzaya çıkan araçların giysisi gibi düşünülebilecek bir kaplama malzemesidir. Sonuç olarak Kara Şövalye uydusu iddiası ne yazık ki uzaylıların Dünya'yı ziyaret ettiğini gösterebilecek bir iddia değil. Bu iddiadan öğrenebileceğimiz tek şey internette nasıl bir bilgi kirliliği olduğu ve gerçeği içeren yalanların nasıl daha inandırıcı olabileceği.
BİLİM TARİHINDEN NOTLAR
Bak şu vestiyer görevlisinin yaptığına
Svante Arrhenius (1859-1927)
1903 yılında Nobel Ödülü kazanan İsveçli ünlü kimyacıdır. Fiziksel kimyanın kurucusu olarak da bilinir. Kendi adını taşıyan tepkimelerin hızının sıcaklık ile ilişkisini tasvir eden denklemi bulmuştur. Arrhenius aynı zamanda atmosferdeki karbondioksit gazı ile küresel ısınma arasındaki bağa dikkat çeken ilk bilim insanıdır. Kendini bilime adayan Arrhenius, kilolu, dış görüşüne pek dikkat etmeyen bir insandı. Bilimsel bir kongre sırasında bilim insanlarının düzenlediği bir sosyal buluşma için bir otele davet edildi. Otele girip paltosunu verdikten sonra bilim insanlarının toplandığı odaya doğru yöneldi. Ancak vestiyer görevlisi bunu görür görmez Arrhenius'un arkasından koşmuş ve şöyle demişti: "Özür dilerim beyefendi ama yanlış odaya gidiyorsunuz. kasapların partisi diğer odada yapılıyor."
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Cep telefonunuz muhtemelen tuvalet sifonundan 18 kat daha çok bakteri taşımaktadır.
Vücudumuzun kan ile beslenmeyen tek parçası, gözdeki korneadır. Kornea, oksijeni doğrudan havadan alır.
İnsan 50 bin farklı kokuyu hatırlayabilir. Ancak bu, en yakın dostumuz köpeklere göre çok küçük bir rakamdır. Onlar bizim hatırlayabildiğimizin bir milyon katı kokuyu tanıyıp hatırlayabilir.
Deve kuşlarının gözü, beyinlerinden büyüktür.
SÖZLER
Gözlemle, dinle, sus, az yargıla, çok sor! Platon
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Gök gürültüsünün şimşeklerin çıkardığı ses olduğunu sanırız. Teknik olarak bu doğru değildir. Şimşek, buluttan buluta ya da buluttan toprağa zıplayan elektrik akımıdır. Gök gürültüsü, bu akımın çıkardığı bir ses değildir. Akım, havayı ısıtır ve hava, Güneş yüzeyinden üç kere daha sıcak bir plazmaya dönüşür. Bu ani ısınma sonucunda genişleyen hava, gök gürültüsü sesini çıkarır.
Yaygın iddianın aksine, çikolata yemek dişleri çürütmez. Tam tersi çikolata, diş çürümesine engel olur.