Merakla beklenen, üzerinde çok konuşulan, Türkiye için büyük önem taşıyan projelerin başında geliyor İstanbul Yeni Havalimanı. Haliyle gözler üzerinde!
Göktürk'ün ilerisinde, Arnavutköy, Tayakadın Köyü'nde yapımı neredeyse tamamlanan inşaatı gezmek için Balmumcu'daki gazete binasından 12:30'da yola çıkıyoruz. Navigasyon bizi havalimanı inşaatının olduğu noktaya kadar ulaştırdığında saatler 13:15'i gösteriyor... Temkinli ve tedirgin şoförlüğün bunda etkisi çok. Çünkü kavşağı kaçırırız, kayboluruz endişesiyle hızı pek de artırmıyoruz. Herkesin dilindeki "Yeni havalimanı uzak mı, değil mi?" konusu böylelikle açıklığa kavuşmuş oluyor. Yeni havalimanı uzak değil!
1 Mayıs 2015'te başlayan inşaat üç yıla yakın bir süredir devam ediyor. Cengiz- MAPA-Limak-Kolin ve Kalyon Ortak Girişimi, havalimanının hem inşasını hem de 25 yıl boyunca işletmesini üstlenmiş durumda. Yönetim, çalışmalarını dev bir konteynırın içinde yürütüyor. Havalimanının açılışı için belirlenen tarih 29 Ekim. Sayılı gün çabuk geçer.
Önce araçlarla havalimanı inşaat alanına gidiyoruz. Dışarıdan bakıldığında havalimanında tamamlanacak daha çok iş varmış gibi görünse de asansörle ulaştığımız terminalin neredeyse bitmiş halde olması bizi şaşırtıyor. Sanki birazdan yürüyen merdivenlerden geçip, dinlenme alanında biraz soluklanıp bizi bekleyen uçağa binecekmişiz hissine kapılıyoruz. İçeri girer girmez bizi bir ferahlık hissi kaplıyor. Tavanlardaki kubbe görünümü, duvarlardaki süslemeler havalimanına hem modern hem de geleneksel bir hava katmış. Sağlı sollu sıralanmış gate'lerin önünden geçip dinlenme alanına geliyoruz. Banklar konulmuş, hatta ağaçlar bile dikilmiş. Biraz soluklanmak için oturuyor ama sonrasında hiç da kalkmak istemediğimizi fark ediyoruz. Bu banklara ilk oturan olmanın keyfini sürüyoruz. Hemen plan yapmaya başlıyoruz. İlk uçakla soluğu Kapadokya'da almak ya da Kuzey Işıkları'nı görebilmek için İzlanda'ya gitmek...
Yönetim ekibini de heyecan sarmış. Havalimanı turunun ardından İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu'yla sohbete başlıyoruz.
- Herkesin en merak ettiği konu, havalimanı 29 Ekim'e yetişecek mi?
- Net bir taahhüdümüz var. Bunun için de eldeki tüm imkanlar kullanılıyor. Ülkemizin her yerinde yatırımlar yapılıyor. Bizim havalimanımızın etrafında yapılan Kuzey Marmara Otoyolu, Çanakkale Köprüsü ve diğer tüm inşaatları topladığınız zaman, bu ihtiyacı karşılayacak ekipman ve şoför yok. Kamyon ve kamyon şoförü bulunamıyor. Sahada 33 farklı milletten şoför çalışıyor. Bunları şunun için söylüyorum; havalimanını 29 Ekim'e yetiştirmek için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Yurtdışından bonservisini verip şoför bile transfer ettik (gülüyor).
- Nasıl bir havalimanıyla karşılaşacağız?
- Uçağa binsin, binmesin insanlar burayı merak edecek. Ben İzmir'den İstanbul'a 1986 yılında geldim. O yıllarda Ataköy'de Galleria açılmıştı. Aynı sene Taksim'de de ilk Mc- Donald's açıldı. İnsanlar görmeye giderdi. Kuyruklar dışarı taşardı. Yeni havalimanı da öyle olacak. Çok hacimli bir havalimanı göreceksiniz. Havalimanlarının en önemli özelliği insanlara ferahlık verebilmesidir. O duyguyu verebilmelisiniz ki insanlar kendilerini rahat hissetsinler ve o rahatlıkla içeride vakit geçirsinler. İslami ve Türk motifleri var, kubbe görünümünü fark edeceksiniz. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi burası bir zafer anıtı olacak. Bu ekonomik bir zafer. Burası Türk insanının özgüvenini çok yüksek hissedeceği bir yer olacak.
- Bu dünya çapında, koşulları değiştirecek bir proje değil mi?
- Kesinlikle bu dünyaya dokunabileceğimiz bir iş. Ulaştırma Bakanlığı son 15 yılda önemli projelere imza attı. Avrasya Tüneli'ni yaptık, Marmaray'ı yaptık, Üçüncü Köprü'yü yaptık, Osmangazi Köprüsü gibi çok önemli altyapı projelerini yaptık. Bunların ağırlıklı kullanıcıları biziz. Bu havalimanı biraz farklı. 200'ün üstünde ülke, altı kıta, tüm dünyaya dokunacağımız bir nokta. Bu insanları THY topluyor, bu kavşağa getiriyor, buradan dünyaya dağıtıyor. Bu kavşakta üç saat geçiriyorlar. Beş, on sene sonra inanılmaz bir yerde olacağız. Bunların hepsi ülkedeki büyüme stratejisinin bir sonucu.
- Neden kuzeyde bir lokasyon seçildi havalimanı için?
- Burası şansına seçilmiş bir yer değil. Kuzey'e doğru genişlemek 19. yüzyılın ortalarından itibaren başlayan bir sürecin devamı. Ama öyle bir yer seçti ki sayın Cumhurbaşkanı, böylesine zor bir alanı ekonomik değer haline getirdi.
- Yeni havalimanı Türkiye için gurur kaynağı, gözbebeği bir proje. Peki sizin için ne ifade ediyor?
- Bu bir profesyonelin yaşamında önüne çıkabilecek nadir fırsatlardan biri. Bu projeyi özel sektörün sahip olduğu bir iş olarak yaşamıyorum. Kamunun, özel sektörün, Türk halkının işi gibi yaşıyorum. Bunu salt özel sektörün yap-işlet-devret işi olarak görmek mümkün değil. Bu Türkiye'nin projesi. Bu nedenle çok ayrı bir duygu. Arkadaşlarım, "Bu işin altına nasıl girdin?" dediklerinde, "Profesyonel bir iş ama diğer yandan da vatana hizmet olarak yapılan bir iş" diyorum. Beni bu devlet okuttu. Hiç özel okulda okumadım. Devletin bana ne kadar yatırım yaptığını çok iyi biliyorum çünkü çocuklarım özel okulda okuyor (gülüyor). Bu bir ülke projesi. Türkiye'nin orta ve uzun vadedeki hedeflerine ulaşmasında çok önemli rol oynayacak bir altyapı projesi. Çünkü altyapı projeleri kritik sektörlerin büyümesini sağlar.
9 BİN KİŞİYLE SİMÜLASYON YAPILACAK 45 SAATTE TAŞINACAĞIZ
- Skytrax'in en iyi havalimanları listesi geçen hafta yayımladı. İlk sırada Singapur'daki Changi Havalimanı var. Sizin dünyada en beğendiğiniz havalimanı hangisi?
- Ben de Singapur'daki Changi Havalimanı'nı söyleyebilirim. Ama Changi, dört terminali ile bizim havalimanının epey küçük bir versiyonu. Üstelik yeni yapılan terminali bitirmeleri beş yıl sürdü. Londra'daki Heathrow da güzel bir havalimanı ama o da beş terminalden oluşuyor. Global bazda birden çok terminal yapmak yaygın bir yöntem. Ama bizimkinin bir benzeri yok. Biz tek terminalle büyük bir kapasitenin altından kalkacağız. Hedef 2023 yılında 100 milyon yolcusu olan havalimanları arasına girmek.
- Şu anki sistemde nasıl sorunlar yaşanıyor?
- Türkiye'deki yolcu konforunu en çok zorlayan konu bekleme! Yani terminal içindeki sıkıntı değil, terminal dışındaki sıkıntı. Siz yolcuya terminalin içinde çok iyi konfor sağlayabilirsiniz ama uçağa bindikten sonra ya da inerken havada bekletiyorsanız sıkıntı çıkıyor. Ankara'dan uçağa binip İstanbul'a gelecek yolcuların yarısı, "Acaba inerken havada kaç tur atacağız?" stresi yaşıyor. Atatürk Havalimanı'nda indikten sonra uçağın yanaşacağı yollarda da kapasite sınırlı. Bekleme oluyor, transfer araçlarıyla bir dünya yol yapıp çıkış kapısına ulaşıyor. O zaman reytingler de düşüyor. Ama bu yeni havalimanında sıfır kilometre bir altyapı söz konusu.
- Atatürk Havalimanı'nın taşınması büyük bir operasyon. Prova yapılacak değil mi?
- Havalimanını açmadan tüm sistemlerin çalıştığını test etmemiz gerekiyor. Bunu test etmenin en güzel yolu, bin, 3 bin ve 5 bin kişiden oluşan gruplarla prova yapmak. Ajanslardan kiralanan insanlar havalimanına yolcu gibi gelecek, check-in yapacak, kapıya gidecek, pasaporttan geçip uçağa binecek. Sonra uçaktan inip bagajını alacak. Bu testler bizim barometremiz olacak. 1 Kasım geceyarısından sonra neyle karşılayacağımızın ön testi olacak. O çalışmanın sonucunda çıkaracağımız dersler olacak, iki ay onlar üzerinde çalışacağız. Provalara sivil havacılık okullarından öğrenciler getirmek istiyoruz, çalışanlarımızı da davet edeceğiz. Güvenlik açısından sakınca teşkil etmeyen herkese açığız.
BU İŞ BENİM İÇİN TÜRKİYE'YE KARŞI BİR SORUMLULUK
- Aileniz sizin yaşadığınız süreci nasıl karşılıyor?
- İşi kabul etmeden önce tüm ailemin onayını aldım. İşin önemini, bu işin benden ve ailemden istediklerini çok açık anlattım. Çünkü bu devletin, halkın, Türkiye'nin projesi. İlerde dönüp baktığımda "Ben ne yapmışım?" dediğimde, ölene kadar yetecek bir mutluluk, gurur, moral olacak bir iş bu. Bu projeyi ayağa kaldıran herkese karşı sorumlu hissediyorum kendimi. Çünkü bu bir vizyonun sonucunda ortaya çıkmış bir iş. Ülkemizin son beş senedir nerelerden geçtiğini biliyoruz. Yaşadıklarımızın, ülkemizin gelişmesinden duyulan rahatsızlık sonucu provoke edildiğini de tahmin etmek güç değil. Sadece beni işe alan beş ortağa karşı değil; Türkiye'ye karşı bir sorumluluk.
ROBOTLAR YAPAY ZEKALAR YÜZ TANIMA SİSTEMİ
Robotlar, yapay zekâ, yüz tanıma ya da diğer kişisel bilgilerle işlem yapabilecek makineler, checkin ya da bagaj teslim noktalarında kullanılacak.
Sanal asistanlık yapacak yapay zeka destekli robotlar yolcuların kendi diliyle, bilgilendirme ve yönlendirmeyi sağlayabilecek.
Yolcular için geliştirilen özel aplikasyonlar: Yolcunun evinden uçuşunun olacağı kapıya kadar yönlendirilmesi ve sürenin hesaplanması, terminal binası içerisinde yolcunun aradığı ürünü, aradığı mağazayı kolayca bulabilmesi, ilgilendiği marka ve mağazaların yakınlarındayken bildirim yapacak mobil uygulamalar kullanılacak. İGA Mobil uygulama, yolcuya evinden çıkarken anlık bildirimle; "Çok trafik var metroyu ya da raylı sistemi kullanın" gibi uyarılarda bulunacak.
Yolcuların terminal binası içerisinde gerçekleştirdiği yoğunluk analizi ve kalabalık yönetimi, kaos yönetimi sistemleri sayesinde gitmek isteği noktayı bularak iç ortamda navigasyon hizmeti ile en kısa sürede yönlendirilmesi, yoğunluk analizi sayesinde bina içerisindeki yürüyen bantlar, merdivenler ve asansörler akıllı hale getirilerek yolcu kalabalığına daha iyi ve daha doğru hizmet vermesi sağlanacak.
8800 KAMERA İLE 26KM'LİK ALAN İZLENECEK
Havalimanında araç güvenliği kapalı ve açık otoparklara giriş ve çıkışlarda plaka tanıma sistemi (LPR) ile kontrol edilecek.
Giden yolcu bagajları için yüksek hızlı, bagaj transfer zamanını kısaltan, yüzde 100 bagaj takip/izleme imkânı veren 'tekil taşıma sistem' olarak adlandırılan ve bagajların akıllı tepsilerde taşındığı bagaj teknolojisi kullanılacak. Böylece bagaj kayıplarının önüne geçilmiş olacak.
İstanbul Yeni Havalimanı'nda siber güvenlik sistemleri ve diğer sistemlerin loglarını gerçek zamanlı toplayıp bunları görselleştirerek ve anlık analiz yaparak gerekli zamanlarda otomatik aksiyon alan bir yapı olacak.
İstanbul Yeni Havalimanı bünyesinde, siber saldırılarla ilgili anında analiz tespit ve müdahale yapıp, orkestrasyon sağlayacak özel ekipler yer alacak.
Toplam 8800 CCTV kamera ve 26 km'lik çevre güvenlik sistemleri ile fiziksel güvenliğin en üst seviyede olduğu bir yapı olacak.
RÖTAR AZALACAK
Atatürk Havalimanı'ndaki toplam park sayısının üç katı park var. Pist sayısı Atatürk'le aynı ama burada aynı anda iki pistte de iniş ve kalkış yapılabilecek. Uçak iniş kalkış yani slot sayısı Atatürk'ün çok üstünde olacak.
Atatürk Havalimanı bu şartlarda 70 milyon insana hizmet veriyor. Yeni havalimanı açıldıktan 16 ay sonra üçüncü pist de devreye girecek. Pist de gelince slot sayısı Atatürk'teki en yüksek saattekinin iki katına çıkacak. Bunu yönetebilecek bir park sahası olduğu için gecikmeden, doğal koşullar haricinde söz edilmeyecek!
Atatürk Havalimanı'nda uçağın penceresinden baktığınızda bavulları taşıyan traktörler görürsünüz. Küçük küçük araçlar vardır. Çünkü bütün trafik pist üzerindedir. Burada bunların hepsi tünellerle gerçekleşecek. Yerin altına inecek. Uçak yollarını kesmeyecek.
Dünyadaki en yeni entegre bagaj sistemi kuruldu. Bagajların alınması ve verilmesi noktasında süreç hızlanacak.
Atatürk Havalimanı'na dört kapıdan girerken burada yedi kapı var. X ray cihaz sayısı da neredeyse iki katı.
Hedef, yolcuların uçağa yüzde 90 körükten binmesi.