Yıl 2003, SABAH'ta Mansur Forutan, 'Sarı Bıyık fenomeni' diye bir yazı yazıyor. Flash TV'de yayınlanan Gerçek Kesit'ten ve Cahit Kaşıkçılar'dan bahsediyor ve haklı olarak "Kim bu adam?" diye soruyor. Cinai vakaların dramalaştırıldığı Gerçek Kesit'te Cahit Bey her bölümde bazen katilleri bazen mağdurları canlandırdığı için nam salmış. 300 bölümlük programda 300 farklı karakteri oynamış. Sonrasında Forutan Cahit Bey'i buluyor ve bir söyleşi yapıyor. O gizemli ve fenomen Sarı Bıyık'ın kim olduğunu herkes Pazar SABAH'tan öğreniyor. Yıllar geçti aradan, Sarı Bıyık efsanesi bitmedi. Sosyal medyanın gücüyle fenomen olmanın ötesine geçti. Ama ortalıkta yoktu... Şimdi senaryosunu yazdığı ve başrol oynadığı Gerçek Kesit: Manyak ile tekrar karşımıza çıktı. Ana kuzusu şizofren bir manyağı oynuyordu... Pazar SABAH olarak "Hadi buluşalım" dedik ve buluştuk...
- Sarı Bıyık ismini ilk ne zaman duymuştunuz?
- Seyirci taktı bu ismi. Nereden, nasıl çıktı bilmiyorum. Uzaydan gelmiş gibi birden türeyiverdi. Eski zaman bir gün SABAH'ta bir yazı çıkmış. "Sarı Bıyık diye bir adam var nerede bu adam?" diye. Bir arkadaşım aradı "Seni arıyorlar" dedi. Aldım gazeteyi, okudum yazıyı. Altında mail adresi var. "Buradayım" diye mail attım. Sonra "Buluşalım abi" dedi yazıyı yazan arkadaş, "Tamam" dedim ilk defa röportajım çıktı.
- Hemen kabul ettiniz mi size yakıştırılan bu ismi?
- Ne yapayım halk böyle isim takmış. Eee onlar da haklı, Gerçek Kesit'te jenerik yoktu ki, izleyenler böyle takdir etmiş. Baktım kötü bir şey de değil kabullendim.
- Niye jenerik yoktu??
- Yaşanmış cinayet vakalarını anlatıyorduk programda. İnsanlar gerçek sansın diye mi, bilmiyorum. Hani niye böyle diye hiç de sormadık yapımcıya.
- Gerçek Kesit macerasına nasıl başlamıştınız?
- Flash TV Bursa kaynaklı bir kanaldı. Orada ben dublaj yapıyordum. Sonra "Böyle bir program yapılacak oynar mısın?" dediler. "Tamam" dedim. 10 bölümden sonra da dramaların senaryosunu yazmaya başladım. Öyle yürüdü gitti işte.
- Program yayınlanırken size olan ilginin farkında mıydınız?
- O zamanlar Bursa'da yaşıyorduk. Bursa'da kadınlar yolda görünce bana kızıyor, bağırıp çağırıyor, çanta fırlatıyorlardı. Neler yaşadım bir bilseniz? Beni sapık, manyak, katil sanıyorlardı. Ama ne zaman yolum İstanbul'a düştü baktım ortalık kalkmış yürümüş. Bursa'da katil diye kızılan ben, İstanbul'da şöhretim... Ama İstanbul'a gelene kadar ilginin farkında değildim.
- Gerçek Kesit'te canlandırdığınız insanlarla hiç karşılaştınız mı?
- Tabii karşılaştım. Rahşan Affı'ndan sonra o hikayelerini anlattığımız insanların çoğu hapisten çıktı. Bir gün restoranda oturuyorum arkadaşlarla. Masaya peynir tabağı geldi. Garson "Yan masadan gönderdiler" dedi. Baktım, birisi bana eyvallah çekiyor. Beş dakika sonra "Merhaba Abi ben Necmi" diye geldi masaya adam. "Hangi Necmi?" dedim. "Nasıl tanımazsın sen filmimi yapmıştın ya, hapiste seyrettim" dedi. Üç-dört kere böyle insanlarla denk gelince, tırstım, ürktüm biraz. Sonra emniyete gittim, durumu anlattım. "İstersen silah ruhsatı verelim" dediler. "Ne silahı ya ben oyuncuyum. Gerçek Kesit'i gerçek mi yapacağım sonra" dedim.
- Peki bu denkleştiğiniz insanların tepkisi nasıldı?
- Allah var, kötü değildi. Saygıyla yaklaşıyorlardı. Zaten biz programda o insanları rencide edecek şekilde anlatmıyorduk. Kimi izleyicilerimiz de o insanları seviyordu. "Abi sen o psikopatı çok iyi anlatıyorsun" diyorlardı. İşte kimi katil seviyor, kimi masum seviyor.
- Gerçek Kesit'ten sonra TV'de pek de görünmediniz.
- Diziyi bitirdik, sonra birkaç iş yaptım, olmuyor, tiyatroya devam ettim. Çocuk oyunları yapıyoruz biz. Mesela en son Diyarbakır'da oyun oynadım.
- Peki çocukların ailesi sizi tanıyıp tepki gösteriyorlar mı?
- Çok ilginçtir, oyun bitince gelip ailecek selfie çektiriyorlar. Galiba Türkiye'nin en çok sevilen kötü adamıyım. İnsanlar ailelerinden biri olarak görüyorlar beni. Halkın gözünde bir yere geldik... Zaten Gerçek Kesit sonrasında insanların bizi farklı algılayacağı işlerde çalışmadım. Şahan Gökbakar ile Kesik Ötesi'ni yaptık Leyla ile Mecnun da birkaç bölüm oynadım.
- Onlar da Gerçek Kesit'le ilgili değil miydi zaten?
- Evet... Şahan bir gün aradı atv'de program yapıyordu. O program için yedi bölüm çektik. Onu yaparken, seyircimden tepki geldi. Eşime sordum "Ne yapayım" diye. Eşim de "Sen oyuncusun, her şeyi oynarsın" dedi. Sonra beni eleştirenler "Helal olsun abi, kendinle bile dalga geçiyorsun" dedi.
- Peki neden Gerçek Kesit sonrasında başka popüler işlerle yollarınız kesişmedi?
- Ya galiba bizi oyuncu yerine koymadı İstanbul piyasası. Oysa o imkansızlıklar içinde iyi bir şey yapıyorduk. Gerçek Kesit üzerine üniversitede tezler yazıldı. Böylesi bir program nasıl popüler oldu diye. Polis Akademisi'nde suçluların psikolojisini anlamak için seyrettiriyorlardı. Bizi üniversitelerden söyleşiye çağırıyorlardı. Baktım İstanbul piyasası ciddiye almıyor, biz de tiyatro yaparak hayatımıza devam ettik.
ASANSÖR SIRASINDA BİLE KAVGA ÇIKIYOR
- Yıllar sonra Gerçek Kesit: Manyak filminde bir manyak olarak geri döndünüz aramıza. Ne oldu da manyak oldunuz?
- İzleyin haberleri, reality şovdan bir farkı kalmadı. Memleketin ruh hali bir tuhaf. Millet ergen gibi sinirli sinirli dolaşıyor. İnsanların hiçbir şeye tahammülü kalmamış. Ya asansör sırasında bile kavga çıkıyor. Herkeste genel bir manyaklık var, onu gözlemliyordum. İnişli çıkışlı bir hayatım oldu. Çok insan tanıdım. Her türden arkadaşım oldu. O yüzden insanları iyi analiz edebiliyorum. Filmdeki gibi ana kuzusu şizofren tiplere de rastladım. Ben de o gözlemlerimle böyle bir manyağın hikayesini yazdım. Ama Bursa'da, İstanbul'da akıl hastanelerine gidip şizofreni hastalarını gözlemledim.
- Tanıştığınız biri manyak mı değil mi anlar mısınız?
- Az çok tanırım.
- Bunca cinayeti incelemiş biri olarak bu cinayetlerin sebebi nedir desem?
- Alkol, kumar, namus, kefillik...
- Kefillik mi?
- Evet, kefil oluyorsun sonra dolandırılıyorsun. Aslında hep parayla ilgili şeyler. Geçim sıkıntısı milleti sıkıyor.
KAYNANAM TV'DE BENİ GÖRÜNCE KANAL DEĞİŞTİRİYOR
- Evde durum nasıl?
- Evde normalim. Kaynanam beni görünce TV'de "Yine mi seni izleyeceğiz" diye kanalı değiştiriyor. Aile içinde sen ünlüsün, fenomensin durumu yok, gayet sıradan biriyim, Cahit'im... Şimdi film için İstanbul'a geldim. Arıyorlar "Neredesin" diye. "İstanbul'a gala için geldim" diyorum "Ne
filmi" diyorlar... Düşün işte durumu.
- Ama sokakta fenomensiniz. Peki Gerçek Kesit fanları gelip sizi Bursa'da buluyorlar mıydı?
- Ooo, bulmuş telefonumu arıyor "Abi buluşalım." Buluşuyoruz, heyecandan titreyen mi dersin, boynuma atılan mı dersin. Bize gösterilen sevgi jön, artist, oyuncu sevgisi değil. İnsanlar başka türlü seviyor. Abi gibi, baba gibi, amca gibi. Bir oyuncu ne ister, sevilmek ister. Ben bunun manevi tatminini çok yaşıyorum. Ama ne biliyim biz havalanamadık işte... Olsun, sevilmek bana yeter. Belki havalansaydık bu kadar sevilmeyebilirdim. Neyse bu filmle sahalara geri döndüm.
İSTEDİĞİN KADAR VAKA YAZ SENARYOYU OYNA
- Sosyal medyada sürekli sizin fotoğraflarınız, caps'leriniz çıkıyor karşımıza. Sizin nasıl sosyal medya ile aranız?
- Aman eksik kalsın. Twitter'da biri benim fotoğrafımla Sarı Bıyık diye bir hesap açmış. Altına abuk sabuk şeyler yazmış. Hakkımda dava açıldı. Savcıya "Ya o ben değilim" dedim ama inandıramadım, iddianame hazırlandı.
- Geçmiş olsun.
- Aslında polisler sever beni. Bursa Emniyet Müdürü'yle bir gün karşılaştık. Bakıyor bana. Tanıyor ama çıkaramıyor. Sonra yanındakiler hatırlattı. Geldi "Sana istediğin kadar vaka, yaz senaryosunu oyna" dedi. Polisler çok seviyordu bizi. Bir gün Gerçek Kesit'i çekiyoruz. O zaman valilikten izin almak yok. Silah sesi, bağrışma çağrışma. Biri bizi ihbar etmiş. Polis geldi, baktı biziz, "Kolay gelsin abi" deyip gitti.
- 300 bölüm, 300 vaka, dosyaları okuyup senaryo yazıyorsun, o katilleri canlandırıyorsun. Hiç afakanlar basmadı mı?
- Yok bir sıkıntı basmadı. Herhalde Gerçek Kesit için yaratılmışız. Dünyada bu kadar farkı karakteri oynayan var mı bilmiyorum. 300 bölüm Gerçek Kesit, 300 farklı karakter demek. Canlandırmadığım meslek, insan kalmadı. Hepsinde de inandırıcılığımı kaybetmedim. En büyük başarım budur.