Zorlu PSM Studio'dayız. Jeton Records'ın organize ettiği techno gecesinde önce Sezer Uysal kabine geçiyor. Arkasından da Ferhat Albayrak. Uysal'ın hareketlendirdiği kalabalık, Albayrak'ın çaldığı parçalar eşliğinde saatlerce durmadan dans ediyor. Bir hafta sonra Etiler'de bir otomobil galerisinin önündeyim. Jaguar, Ferrari, Porsche, Bentley gibi ultra lüks marka otomobillerin arasından geçip içeri giriyorum. Albayrak bu kez ofisinde takım elbisesiyle karşımıza çıkıyor. Ferhat Albayrak, S&S Motors Genel Müdürü. Aynı zamanda 20 yıldır DJ'lik ve prodüktörlük yapıyor. Türkiye'de techno müzik denince ilk akla gelen isimlerden. Albayrak gibi gündüz beyaz yakalı dediğimiz, farklı kariyerlere sahip geceleri DJ'lik yapan başka isimler de var. Kimi Albayrak gibi yıllarca bu işe emek vermiş, tecrübeli, kimi daha yolun başında. Akşam olunca takım elbiselerini çıkarıp tişörtlerini giyiyor ve DJ setinin başına geçiyorlar. İstanbul'un önemli mekanlarında, kulüplerinde performanslar sergileyen bu isimlere ulaştık ve müzik tutkusu ve DJ'lik üzerine konuştuk.
OFİSTE MÜZİK DİNLEMEM
Ferhat Albayrak
Ferhat Albayrak, iki işini keskin bir çizgiyle ayırdığını anlatarak başlıyor konuşmasına. "Çünkü ikisinin tamamen farklı bir kitlesi var. Bir üniversitede kariyer konuşması yaparken DJ'likten bahsetmem. Aynı şekilde bir müzik paneline çağırsalar orada da otomobilleri anlatmam" diyor. Albayrak'ın konsantrasyonunu bozduğu için ofiste çalışırken müzik dinlemediğini ve müzikle alakalı hiçbir iş yapmadığını söylemesi bizi şaşırtıyor. Ama akşam olunca olay değişiyor: "Setin başına ilk geçtiğimde heyecanlanırım. Play'e bastıktan sonra o heyecan biter. Setimde ne çalacağımı hiç bilmem, düşünmem. Benden önce çalan kişinin setini en az 20 dakika dinlerim, konsantre olurum, çaldığı müziği hissetmeye çalışırım. Ve o sırada ilk parçayı düşünürüm. Bazen çok sevdiğim bir parça olur bütün gece o parçayı çalmak için uğraşırım. Parçayı setin ortasında çalmaya karar verdiysem seti ona göre şekillendiririm." Albayrak performansları sırasında seyirciyi gözlemlemeyi seven DJ'lerden. "Benim için bir kişi bile yeter. Bir kişi bile dans etsin o kişiye çalarım" diyor. 2009'da Jeton Records'u kuran Albayrak parçalarını da buradan çıkarıyor. Jeton'un iyi DJ'lerin yer aldığı, yeni isimlerin katıldığı, aynı zamanda bir kültürü temsil eden bir platform olmasını amaçlıyor. Albayrak başarı eşiği yüksek bir DJ. Ona göre bir DJ'in festivalde ya da büyük kulüplerde çalması önemli bir kriter: "Çünkü festivalde kimse size arkadaşınız olduğu için programda yer vermez" diyor. Ibiza Space'te iki kez çalan ve aralık ayında Mix Festival'de çalacak olan Albayrak aynı zamanda Studio'da özel geceler gerçekleştiriyor. Son dönemde DJ'liğin popüler olmasıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: "Bu işin popüler olması hoşuma gidiyor. Ben iyiysem tepede kalırım ya da tırmanışım sürer. Bu da beni motive ediyor." Albayrak, DJ'lerin birbirine destek olması gerektiğini de belirtiyor: "Genç isimlerle işbirliği yapmaya başladım. Sezer Uysal'la ortak parça üzerinde çalışıyoruz. Techno kendini yeniliyor sınırları yok. Topu topu prodüksiyon yapan beş-altı kişiyiz."
DANS ETTİRMEDİ DEMEZLER DEĞİL Mİ?
Ali Şahinbaş
Şahinbaş, 20 yıldır radyoculuk ve DJ'lik yapıyor. Karnaval Media Group'ta operasyonlardan sorumlu genel müdür yardımcısı. Ama müzikseverler onu DJ'lik yaparken kullandığı ismiyle yani Fuchs olarak tanıyor ve takip ediyor. Bu işin duayenlerinden. Performanslarına festivallerde, Kiki, Minimüzikhol gibi kulüplerde rastlamış olabilirsiniz. Yaptığı iki işin ortak paydasının müzik olması Şahinbaş'ın işini kolaylaştırsa da ikisi arasında seçim yapmakta zorlanıyor. "İki işimden biri eğer beni bırakırsa belki ancak o zaman diğerini seçebilirim" diyor. Amacını beğendiği müzikten ödün vermeden insanları dans ettirmek olarak açıklıyor: "Yakınlarıma arada sırada şakayla karışık şu soruyu sorarım: 'Dans ettirmedi demezler değil mi?'" Şahinbaş, DJ'likten kopamasa da prodüksiyona zaman ayıramadığını itiraf ediyor: "Kendimi bildim bileli hep daha önce dinlemediğim müziklerin peşindeyim ve bu açlığım hiç bitmiyor. Bu müziklerin iyilerini bulduktan sonra da bu sefer onları dinletip paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Çok tatmin edici bu duygu döngüsü yüzünden prodüksiyona istediğim zamanı ayıramıyorum." Ve son olarak DJ'liğin hayatındaki yerini, "Hayat zaten zor. Kolaylaştıran ve şükrettiren tek şey sevdiğiniz ve iyi bildiğiniz işi yapma lüksüne sahip olabilmek. Gerisi bir şekilde geliyor" diyerek özetliyor.
FİZİKSEL OLARAK YORABİLİYOR
Berk Pakkan
Berk Pakkan, bir holdingde strateji, planlama ve iş geliştirme uzmanı olarak çalışıyor. Aynı zamanda Hudson, Flamme gibi mekanlarda DJ'lik yapıyor. DJ kabininde olmayı iyi vakit geçirmek ve insanlara iyi vakit geçirtmek için bir fırsat olarak gören Pakkan, "Beğenerek hazırladığım şarkılarla insanların dans ettiğini görmek bende çok değişik bir haz ve tatmin duygusu yaratıyor" diyor. Pakkan, işletme sahipleri ve müşteri profilini kendisine yakın ve samimi hissettiği yerlerde çalmaya özen gösteriyor. Setleri de çalacağı mekana ve kitleye göre farklılık gösterebiliyor: "Ya nu disco/indie dance ve klasik soul/funk/disco şarkılarının yeni editlerini çalıyorum ya da daha techno ağırlıklı bir playlist ile setin başına geçiyorum." DJ'liği farklı bir meslekle birlikte sürdürmenin zorluklarını ise şöyle anlatıyor: "Konsantrasyon gerektiren bir iş olduğu için hem zihniniz yoruluyor, hem de mesai saatlerimin devamında çaldığımda fiziksel olarak çok yorucu olabiliyor." Pakkan iki işi bir arada yürütmekten dolayı mutlu: "Şu andaki dengeden çok memnunum. Eğer bir gün başkalarının şarkılarını çalma noktasından kendi şarkılarımı yapma noktasına gelirsem o zaman tekrar değerlendiririm."
SAF MUTLULUK HİSSEDİYORUM
Emek Emre
Mesleği avukatlık olan Emek Emre, Klein, Flamme, Lucca gibi popüler yerlerde çalsa da DJ'liği şimdilik hobi olarak yaptığını söylüyor. Ama müziği hayatından çıkarmayı düşünmüyor, hatta ileride prodüktörlük de yapmak istiyor. Bu yıl Burning Man'de çaldığını hatırlatmamız üzerine ise şu özeleştiride bulunuyor: "Piyasada kaç kişi toplayabildiğiniz, mekanları ne kadar doldurabildiğiniz önemli olabiliyor. Ben de bunun ekmeğini yiyorum, diyebilirim. Burning Man'de çaldım ama büyütülecek bir şey değil." 23 yaşındaki Emre, DJ'lik konusunda mütevazı davransa da setleri beğeniliyor, Furkan Kurt gibi rüştünü ispatlamış, yurtdışında ödül almış yetenekli isimlerle birlikte çalıyor. Avukatlıkla DJ'liği bir arada nasıl yürüttüğünü ise Emre şöyle anlatıyor: "Avukat olarak insanların problemleri üzerinden çalışıyorum. İster istemez hayatımı sorunlarla geçiriyorum, sorun çözüyorum. DJ'lik benim için özgür olduğum alan. En kötü hissettiğim günde bile DJ'lik yapınca mutlu oluyorum. Saf bir mutluluk bu." Albayrak'ın aksine Emre, gün içinde arabada, ofiste kulaklığını takarak sürekli müzik dinlediğini söylüyor. Hatta dilekçelerini de fonda müzik çalarken yazdığını anlatıyor. Emre'nin hayali ileride Ibiza'da Pacha adlı kulüpte çalmak.