Doğup büyüdüğü Üsküdar'da herkes ona "Ayben başkan" diye sesleniyor. Tıpkı ağabeyi Ceza gibi Ayben de rap müzikle Üsküdar'da tanıştı, rüştünü orada ispat etti. İlk albümünün ardından uzun süredir gözlerden uzaktı ama rap müzikten hiç kopmadı. Ve geçen hafta 10 yıl aradan sonra ikinci stüdyo albümü Başkan'ı 24 Kasım'da yayınlayacağını duyurdu. Ayben'in baskı ve şiddetle susturulan kadınlara adadığı yeni albümü sözleri kadar güçlü altyapılarıyla da dikkat çekiyor.
- Müzik piyasasından uzak kaldığınız dönemde neler hissettiniz?
- Gerçekten beni seven, ilk zamanlardan itibaren destekleyenlere şükran borçluyum. Beni hiç bırakmadılar, onlara karşı hep sorumluluk hissettim.
- Uzun bir aradan sonra albüm yapmaya nasıl karar verdiniz?
- Geçen sene kış aylarında "Artık albüm yapmak istiyorum" dedim. En iyi yaptığım şeyin rap olduğunu idrak ettiğim bir an oldu. "Ben bunu yapmalıyım" aydınlanması yaşadım belki de. Ve kafamda nasıl bir şey yapmak, neler söylemek istediğimi toparlamaya başladım. Sonrası su gibi aktı.
- Bu arada özel hayatta da değişiklik oldu değil mi?
- Evet, âşık oldum, evlendim. Altı yıl oldu. Eşim Atıf Ülkü video ve fotoğraf sanatçısı.
- Birbirinize benziyor musunuz?
- Eşim mesleği gereği benden daha düzenli ve disiplinli... Aynı sektörde çalıştığımız için keyifli ve eğlenceli bir birlikteliğimiz var. Albümde de birlikte çalıştık, görseller ona ait. Tabii iş söz konusu olunca profesyonel bir ilişki sürdürmeye çalışıyoruz. Evin içerisinde toplantılar yapmak gibi...
- Bir ailenin kızı olmaktan bir başka ailenin gelini olmaya geçiş nasıldı?
- Enteresan bir şekilde kendimi gelin olarak hissetmedim. Eşimin ailesi beni benimseyip sanki oldum olası onlarla birlikteymişim, beni onlar büyütmüş gibi davrandıkları için yabancılamadım. Onlar için de ilginç bir durum oysa ki, müzikle uğraşan bir gelin... Eşimle daha önce arkadaşlığımızın olması ve birlikte çalışmamız da adapte olmamı kolaylaştırdı.
- Sürekli İstanbul'da kalmıyorsunuz değil mi?
- Değişiyor. Eşimin yakınlarının bir kısmı Berlin'de. Orada da çok işler yaptım, yürüttüğüm projeler, kadın etkinlikleri gibi davet edildiğim organizasyonlar oldu. Ara ara gittiğimde nefes almış gibi hissediyorum. Eşimin ailesiyle, arkadaşlarımla vakit geçirmek keyifli oluyor. Bir de farklı kültürler tanımak, orada çalışmalar yapmak, beslenmek de çok eğlenceli. Müziğimi taşımayı seviyorum.
- Aile kavramı sizin için önemli. Albümde emeği geçen isimler arasında sadece eşiniz değil, abiniz Ceza var, eşi Elif (Roka) var...
- Evet, önemli. Arkamda dağlar var gibi hissediyorum. Gerçekten o his bambaşka.
- Ceza hep rol model miydi sizin için?
- Tabii ki. Tam olarak küçük kardeşin abiye, ablaya özenme durumu... Rap müzik evde benden önce biri tarafından keşfedilmişti. Rap'in Türkçe yapılabildiğini ilk ondan görüp özendim. O da destekledi bu durumu.
- Albümdeki Fenomen adlı parçayı Ceza ile birlikte söylüyorsunuz. Abiyle çalışmak nasıl bir duygu?
- Ceza ile çalışmak benim açımdan zor. Abimle bir şey yapıyormuşum gibi hissetmiyorum. İdolümle çalışıyorum, en iyisini yapmak zorundayım gibi geliyor. Çünkü hâlâ kendimi ona beğendirme endişesi taşıyorum. İnsanların sandığı gibi "Kardeşidir, ne yaparsa kabulüdür" gibi bir durum yok. En ağır eleştirileri yapabiliyor. Çok disiplinli bir adam. Panik de yaptığım oluyor elbette.
- Albümü beğendi mi?
- Memnun, gurur duyuyor.
- Ceza doğanın içinde bir hayat sürüyor. Peki ya siz?
- Ben şehre yakın olmayı seviyorum. Ulaşım araçlarına yakın olmalıyım. Şehrin karmaşası yoruyor ama sahile inip kahve içmekten de vazgeçemiyorum. Bir kafede oturup kitap okumayı da seviyorum. Semtin çarşısına inmek, pazarlarında gezmek istiyorum.
- Bundan sonrası için planlar nedir?
- Artık bundan sonra müzik hep olacak. Uzun bir ara verdim artık durmak istemiyorum.
- Albümün adı Başkan. Rap müzikte bu iddialı olma halinin kaynağı nedir?
- Başkan'ı kullanma nedenim bir sokak jargonu olması, Üsküdar'da bana 'Ayben başkan' diye hitap edilmesi. "O başkan naber ya?" diye sesleniyorlar hâlâ. Ama rap müzikte gerçekten bir gövde gösterisi var. Ayaklarınızın yere sağlam bastığını göstermeniz gerekiyor. Hayattan, gerçeklerden bahsediyorsanız iddianızı ortaya koymanız gerekiyor.
ARABESK RAP'İ KABUL ETMİYORUM
- YouTube'ta rap adı altında birçok şarkı var. Binlerce insan tarafından dinleniyor. Takip edebiliyor musunuz?
- Rap kategorisine sokmadığım çok şey var. İnsanlar rap sanıyor ama değil. Arabesk rap'i kabul etmiyorum. Hiphop ritimlerinin üzerine arabesk söylemek rap değil. O arabesk müzik. Ama arabesk ezgilerine sahip rap ritimlerinin üzerine rap yapılabilir. Arabesk sample'lar kullanılabilir. Yener bunu yapan en başarılı örneklerden biri.
- Türkçe rap'te kimleri dinliyorsunuz?
- Ceza dememe gerek yok sanırım. Kamufle, Anıl Piyancı, Ezhel, Tankurt, Joker... Bir sürü isim var aslında. Gençler o kadar üretken ve iyiler ki.
- Kadın rapçi var mı?
- Ankara'dan Derya var.
KAĞIDA DÖKÜYORUM
- Rap dünyasında kadın olmak zor mu?
- Kadın olmak genel olarak hayatta zor. Beni en çok üzen kadına bakışla ilgili durum. En çok yara hissettiğim de bu konu. Hayatın her alanında olduğu gibi rap müzikte de kadınların sayısı erkeklere oranla çok az. Açıkçası bir organizasyonda sahneye çıkan tek kadın olmak istemiyorum.
- Son dönemde seni bir kadın olarak neler mutsuz ediyor?
- Hâlâ kadınların, çocukların şiddet görmesi, tacize uğruyor olması, öldürülüyor olmalarından çok mutsuz oluyorum. Fiziksel olarak kendimi kötü hissediyorum. Ve bununla ilgili bir şey yapamamak da beni üzüyor. Bunu kağıda dökme ihtiyacı hissediyorum.