Telomer, yaş alma, uzun yaşama konuları gündeme gelince Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç yazısında 90 yaşında, yaşamın tam içinde olan ama tüm bu takviye ürünlere, sağlıklı yaşama maddelerine inanmayan nam-ı diğer Şapka, Ertekin Dinçay'ı anlattı.
"Ertekin geçin o garip kansorajen hapları, vitamin hapı bile almaz. Meyve sebzeden nefret eder... Kırmızı etten başkasını ağzına koymaz... Çayına, kahvesine dörder, beşer şeker atar. Önüne gelen yemeğin tadına bakmadan tuzu basar... Doktor benim önümde gazlı içecekleri yasakladığı halde, günde 10 şişe Coca Cola içer..." diye yazdı.
Aradım Dinçay'ı çok sevdiği Vakko Patiesserie'de olacağını söyledi. Zaten öğleden sonralarını ya orada ya da Nişantaşı'nda sevdiği bir başka kafede geçiriyor. Ben daha sağlıklı olduğuna inandığım için bitki çayı, o da bizzat inek sütüyle hazırlanan kahve siparişi verdi. Konumuz Dinçay'ın yaşam alışkanlıları. Doktorlar bas bas "Sağlığınıza dikkat edin, yediklerinize, içtiklerinize önem verin" derken nasıl oluyor da Dinçay 90 yaşında gayet sağlıklı ve enerjik kalabiliyordu?
Anlaşılan bu konu sadece bizim ilgimizi çekmemiş. Hemen yan masamızda konuştuklarımıza kulak kabartan iki kadın da "Biz de Hıncal Bey'in yazısını okuduk, sizi görmek için buraya geldik" demez mi. Bütün çıkan haberlerden kafaları karışmış, bir de Ertekin Bey'in hikayesini dinlemek istemişler. Dinleyemeyenler için de buyurun ben kaleme alıyorum.
1927 doğumlu Ertekin Dinçay. Bir davet, özel bir durum olmadığı sürece saat 22.00 gibi uyuyor. Sabah erken kalsa da yataktan çıkması 11.00'i buluyor. Ardından, dolapta hazır kuruvasan varsa onu yiyor, çayını içiyor.
Saat 13.00-14.00 gibi Nişantaşı'nda ya da Etiler'de vakit geçirmeyi sevdiği kafelerden birine gidiyor. En sevdiği şey sütlü kahve içmek. Bol bol şekerli sütlü kahve içiyor. "İnek sütü zararlıymış" diyorum. "Yahu ben bunlara gülüyorum" diyor.
BONFİLE YİYORUM
En sevdiği yemekler makarna ve bonfile. "Hem yapması da kolay oluyor" diyor. Penne Arabiata yapmayı seviyor. Onun dışında pek sevdiği yemek yok. "Vitamin alır mısınız, sağlığınız için neler yapıyorsunuz? diye soruyorum. Yanıtı "Hayır almam. Bugüne kadar almadım. Doktora da sormam. 90 yaşına kadar bu şekilde geldim, bana iyi geleni benden başkası nasıl bilecek! Ben kendimi daha iyi tanıyorum" oluyor.
Botoks ve genç kalmak için yapılan diğer müdahalelere karşı. Ama giyim kuşama önem veriyor. Kendi ütüsünü yapıyor, kıyafetlerini her sabah bizzat seçiyor. Alışveriş yapmayı seviyor. Tercihen Paris ya da Milano'dan. Sevdiği dostlarıyla tatile gitmek de sevdiği aktiviteler arasında. "Geçen yaz Mykanos'a gittim, çok beğendim. Bu yaz Santorini'ye de geçmeyi düşünüyorum" diyor. "Yürüyüş ve sporla aranız yokmuş" diyorum. Arada Bebek'teki favori kafesine yürüdüğünü anlatıyor.
OLMAYANA ÜZÜLMEM
"Bu kadar genç ve enerjik kalma sırrınız nedir?" sorusunu yönlendiriyorum sonunda. "Gam yapmam, olmayan için üzülmem. Hayatımda istediğim ama olmayan çok az şey oldu. Onlar için de niye olmadı? diye üzülmedim. Bir şey eksik ya da yok diye ne yapabilirim ki? Doğuştan itibaren böyleydim. Gam yapıp içime atmam hiçbir şeyi. Zihnim her zaman rahattır" diye yanıtlıyor.