Bermuda Şeytan Üçgeni, Atlantik Okyanusu'nda Bermuda Adaları, Florida ve Porto Riko'nun oluşturduğu, gemiler ve uçakların iz bırakmadan gizemli bir şekilde kaybolduğu iddia edilen alana verilen isimdir.
Bölge ilk olarak 1945 yılında tatbikat yapan beş Amerikan uçağının bölgede kaybolması ile ünlü oldu. Bermuda Şeytan Üçgeni isminin babası ise 1964 yılında Argosy isimli dergide yazdığı yazıda bu terimi kullanan Vincent Gaddis'ti. Ancak Bermuda Şeytan Üçgeni, özellikle paranormal araştırmacı Charles Berlitz'in 1974'te kaleme aldığı Bermuda Üçgeni isimli kitabı ile ünlü oldu. Berlitz'in yazdığı kitaptan sonra, onu temel alan çok sayıda kitap, dizi, TV programı, web sitesi Bermuda Şeytan Üçgeni'nin ününe ün kattı.
Peki, gemilerin kaybolmasına neden olan şey neydi? Atlantis'in varlığına inanan Berlitz, Bermuda'daki kazaları onunla açıklamaya çalıştı. Bu teori hâlâ çok popüler; insanlar deniz altında yatan gizemli bir şehirdeki sözde 'kristal enerjilerin' gemi ve uçakları çekerek yok ettiğini iddia ediyor. Uzaylıların deniz altındaki gizli üslerinden insanları kaçırdığını ya da bölgedeki bir karadeliğin her şeyi yuttuğunu iddia eden başka çok sayıda çılgın teori de mevcut.
GİZEMİ AÇIKLAYAN TEORİLER
Bu çılgın teorilerin yanında, gemilerin kaybolmasını açıklamak için bilim insanlarının geliştirmeye çalıştığı teoriler de mevcut. Mesela denizin altında yoğun şekilde var olabilecek yüksek miktardaki metan gazının, elektrik huzmesi ya da yıldırımlarla etkileşimi sonucunda büyük bir patlama ile yakındaki gemi ya da uçakları iz bırakmayacak şekilde yok ettiğini düşünenler var. Tabii bu teori de sorunsuz değil; zira dünyanın hiçbir yerinde böyle bir patlama gözlemlenmemiş, dahası Bermuda Şeytan Üçgeni'nde metan olduğuna işaret eden herhangi bir bulgu yok.
Buradaki manyetik alanın gemilerin elektrik aksamlarına zarar verdiği ya da pusulaları bozarak yanlış yönlendirdiği de iddialar arasında. Ancak bölgede yapılan gözlemler herhangi bir manyetik anomaliye işaret etmiyor.
Bermuda Şeytan Üçgeni gizemi üstüne insanlar teori üretedursun, aslında sorulması gereken daha temel bir soru var. Gerçekten de ortada bir gizem mevcut mu? Larry Kusche isimli gazeteci ve eski pilot tam da bu soruyu sordu. Bermuda Üçgeni'nde kaybolduğu iddia edilen, Berlitz'in yazdıkları dahil tüm vakalar üstüne araştırma yapan Kusche, bilim insanlarını bile kandıran yaygın kanaatin aksine Bermuda Üçgeni'nde bir gizem olmadığı sonucuna vardı.
BİLGİLER YANLIŞ ÇIKTI
1975 yılında konu ile ilgili yazdığı kitapta bütün bulgularını açıkladı. Kusche, Berlitz ve diğer yazarların yazdıkları ile görgü tanıklarının verdiği bilgiler arasında çok sayıda çelişki olduğunu fark etti. Ayrıca Bermuda Şeytan Üçgeni'nde kaybolduğu iddia edilen çoğu gemi ile ilgili verilen bilgiler yanıltıcı ya da yanlıştı.
Mesela Berlitz, ünlü yelkenci Donald Crowhurst'un kaybolmasını bir gizem olarak sunarken, aslında delirdiği ve intihar ettiği bilgisini görmezden geliyordu. Ya da aslında Pasifik'te kaybolan bir gemi, Berlitz ve diğerleri tarafından sanki Bermuda Şeytan Üçgeni'nde batmış gibi sunulmuştu. Hemen her durumda, pilotun sarhoş olduğu veya çok büyük bir fırtına olduğu gibi gizemi ortadan kaldıran bilgiler okuyuculardan gizleniyordu.
Berlitz ve takipçileri bu kadarla kalmıyor, çok sayıda gerçekleşmemiş olayı gerçekleşmiş gibi sunuyordu. Örneğin, yüzlerce kişinin tanık olduğu iddia edilen 1937'de Florida'da gerçekleşen bir uçak kazasını doğrulayan ne bir gazete haberi ne de bir resmi belge bulunmakta.
GAZETECİLİĞİN ÖNEMİ
Bermuda Şeytan Üçgeni'nin kargo gemilerinin en çok geçtiği güzergahta yer aldığını, diğer bölgelere, mesela Pasifik'e göre buradan daha çok gemi geçtiğini hatırlatmakta fayda var. Yani buralarda daha çok kazanın gerçekleşmesi zaten istatistiksel olarak beklenen bir durumdur.
Kusche yaptığı analiz sonucunda, Bermuda Şeytan Üçgeni'nde, dünyanın diğer bölgelerine kıyasla, dikkate değer oranda daha çok kayıp ya da kaza olmadığı kanaatine vardı. Nitekim WWF, 2013'te, gemiler için en tehlikeli 10 yerin listesini hazırladı. Bermuda Şeytan Üçgeni bu listede yoktu. Ortada bir gizem yoktu.
Bermuda Şeytan Üçgeni efsanesi aslında bize, uydurmanın ne kadar kolay olduğunu ve kaynakların kontrol edilmeden böyle söylentilere inanılmaması gerektiğini hatırlatıyor.
Yazarlar, Berlitz'i araştırmadan kaynak olarak almış, o kaynakları başkaları kaynak olarak almış, böylece tüm dünyayı saran, fakat içi boş olan bir efsane doğmuştu. Bu efsaneye bazı bilim insanları bile kandı ve gizemi çözmek için uğraştılar. Tabii bu efsane bize, bilim gazeteciliğinin önemini hatırlatıyor. Kusche'nin araştırmaları olmasa, sahte gizem belki de hiç çözülemeyecekti.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Botoksun hasta ısrarıyla gelen keşfi
Kanadalı doktor Jean Carruthers, 1987 yılında kontrolsüz göz kırpan hastalarına yardımcı olmak için zehirli bir sıvı olan botulinum toksinini enjekte ediyordu. Bu, o zamanlarda yaygınlaşan bir pratikti. Bir gün, 30'lu yaşlarının sonunda olan bir kadın hastası kendisine gelerek bu toksini alnına yapmasını rica etti. Jean, o bölgenin göz kırpmasına engel olmada yardımcı olmayacağı gerekçesi ile karşı çıkıp bu isteğe şaşırdı. Fakat kadın, toksinin kırışıklıklarını engellediği gerekçesiyle, alnına yapılması konusunda ısrar etti. Jean o akşam yemekte dermatolojist olan kocası Alastair'e hastasının gözleminden bahsetti. Ancak kocası bu gözlem üstünde fazla durmadı. Ancak Jean, olayı unutmadı. Hastalarını karşılayan sekreteri Cathy Bickerton'u çağırdı ve kırışıklıkları üstünde bu toksinle deney yapmayı teklif etti. Cathy kabul etti, böylece insanlık tarihindeki ilk botoks işlemi gerçekleşmiş oldu. Jean kocasını çağırıp sonucu gösterince, Alastair kozmetikte devrimsel bir buluş yaptıklarını anladı. Hemen avukatlarına patent alıp alamayacakları ile ilgili danıştılar. Avukatları, toksin zaten bilindiği için patentinin alınamayacağını söyledi. Oysa avukat yanılmıştı; böylece çift bu kozmetikte devrim yaratan buluştan milyarlarca dolar kazanma fırsatını kaybettiler.
BİLİMSEL BİLMECELER
Bir telefon şikayetinden hareketle polis bir şüphelinin peşine takılır. Polis sadece bu kişinin isminin Ahmet olduğunu ve karşıdaki evin içinde olduğunu bilmektedir. Evi basan polis, evde okey oynayan dört kişi yakalar, bir marangoz, bir tamirci, bir garson ve bir aşçı. Polisler tereddütsüz bir şekilde hiç konuşmadan tamirciyi gözaltına alırlar. Polisler doğru adamı yakaladıklarını nereden bilmektedirler?
Neden kare yerine, yuvarlak rögar kapakları tercih edilir?
Not: Cevaplar haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ:
Onar paradan oluşan iki küme oluşturun. Kümelerden birindeki tüm paraları ters çevirin, diğerine dokunmayın. Bu işlem sonucunda birinci kümedeki yazı ve tura sayısı, ikinci kümedekine eşit olacaktır.
Arabanızın diğer koltuğuna yaşlı kadını alırsınız. Sürücü koltuğunu da arkadaşınıza verirsiniz. Siz ise hayatınızın kadını ile durakta beraber otobüs beklersiniz.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Peygamberdevesi karidesi sadece 10 cm boyundadır. Bu küçük boyuna rağmen bu karides, kıskaçları ile size saatte 80 km hızla, 90 kg kuvvetle vurabilir.
Gezegenimize en yakın yıldız, Proxima Centauri'dir. Bu yıldız, Dünya'ya 40 trilyon km uzaktadır. Işık, bu yıldızdan Dünya'ya 4.2 yılda gelir.
Güneş'in kalbinde oluşan ışık zerresinin Güneş'in yüzeyine çıkıp Dünya'ya ulaşması tam 100 bin yıl sürer.
Jüpiter'in yüzeyi çok soğuk olsa da (-121 derece Celsius), çekirdeği 24.000 derece Celsius'tur. Yani Jüpiter'in kalbi, Güneş'in yüzeyinden 4 kat daha sıcaktır.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Denizanası ısırığının etkisini azaltmak için bölgeye sidik dökülmesi uygulaması yanlıştır. Evinizde bulunup da denizanası ısırığı ağrısını azaltabilecek şey sirkedir.
Bacak bacak üstüne atmak, yaygın inanışın aksine bacak varisine yol açmaz. Varisler genelde güçlü darbeler, genetik faktörler ya da doğum sonucunda ortaya çıkarlar.
SÖZLER
Cehalet korkuya, korku nefrete ve nefret şiddete yol açar. (İbn Rüşd)
GÜNCEL HABER
2017'NİN NOBEL BİLİM ÖDÜLLERİNDE PEK SÜRPRİZ YOK
Bu yıl tıp alanındaki ödül Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young'ın sirkadyan ritimlerin (24 saatlik vücut zamanının) moleküler mekanizmasıyla ilgili keşiflerine verildi. Söz konusu çalışma; bitkilerin, hayvanların ve insanların biyolojik ritimlerine nasıl uyum sağladıklarının ve böylece yeryüzünün döngüsüyle nasıl senkronize olduklarının açıklamasını sunuyor.
Fizik alanındaki ödül herkesin tahmin ettiği gibi geçen yıl LIGO ekibi tarafından deneysel olarak tespit edilen yerçekimi dalgalarına verildi. Ödülü Rainer Weiss, Barry Barish ve Kip Thorne paylaştı.
Kimya alanındaki ödül ise numunelerin düşük sıcaklıkta incelenmesini mümkün kılan kiro-elektron mikroskopisini geliştirdikleri için Jacques Dubochet, Joachim Frank ve Richard Henderson'a verildi. Kiro-elektron mikroskopisi, biyomoleküllerin doğal hallerinin görünmesine olanak sağlıyor. Böylece biyokimyasal süreçler gerçek zamanlı olarak kaydedilebiliyor. Kiro-elektron mikroskopisi, biyokimyada devrime yol açtığı için bu ödül de sürpriz olmadı.