Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin kapısından içeri giriyoruz. Bizi müzenin Sergiler Yöneticisi Hüma Arslaner karşılıyor. Hem çok mutlu hem de çok heyecanlı görünüyor. Nasıl olmasın? Sakıp Sabancı Müzesi, çağdaş sanatın en önemli isimlerinden Ai Weiwei'in bugüne kadarki en kapsamlı ve en büyük sergisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Akbank'ın desteğiyle 12 Eylül'de açılacak olan Ai Weiwei Porselene Dair başlıklı sergide sanatçının çalışmalarından geniş bir seçkinin yanı sıra yeni işleri de yer alacak.
Arslaner, sergide yer alan 100'ü aşkın eserin porselen gibi hassas bir malzemeden üretildiğini, bu yüzden hazırlık çalışmalarının büyük bir titizlikle yürütüldüğünü anlatıyor. Biz de Arslaner rehberliğinde bu çalışmalara tanık olduk.
KENDİ EKİBİ DE GELDİ
Sergi müzenin üç katına da yayılmış durumda. Koridorlarda ilerlerken yan yana sıralanmış ahşap kasalara rastlıyoruz. İçlerinde eserler yer alıyor. Eserlerin yerleştirilmesi 20 gündür 30 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştiriliyor. 15 kişinin görevi sadece bu çok hassas sanat eserlerini taşımak ve kasalarından çıkarmakla sınırlı. Yurtdışından gelen ekip ağırlıklı olarak Çinlilerden oluşuyor. Yarısı Pekin'den, diğer yarısı da sanatçının Berlin'deki stüdyosundan gelmiş.
Çalışmaların nasıl ilerleyeceği ilk gün yapılan toplantıda adım adım kararlaştırılmış. Çinli ekip önce süpervizörlük yapmış, direktifleri vermiş. Sonra hep birlikte çalışılmaya başlanmış. "Hadi şimdi bu işi hep birlikte tutup sağa doğru taşıyacağız" denildiğinde eser hep birlikte tutulup sağa taşınmış.
Arslaner, kararların Ai Weiwei anbean oradaymış gibi alındığına dikkat çekiyor: "Ekibinin gözü kulağı Ai Weiwei. İnternet üzerinden her bir adım kendisine onaylatılıyor, gerekirse alternatifler sunuluyor."
Serginin ikinci katında dolaşırken sanatçının Bir Han Hanedanı Vazosunu Düşürmek adlı eserinin yerleştirilme aşamasını izleme fırsatımız oluyor. Üç parçadan oluşan eser milim milim ölçülerek duvara yerleştiriliyor. Aynı bölümde sanatçının İstanbul için özel ürettiği eserinin de yer alacağını öğreniyoruz.
Müze ekibinden Konservasyon Laboratuvarı Yöneticisi Nurçin Kural Özgörüş, serginin kurulum aşamasını en iyi bilenlerden. Bu dönem için "Sürprizli bir süreçti" diyor: "Çok zor sandığımız eserlerin yerleştirilmesi kolay oldu, kolay olacağını sandıklarımız ise çok zor çıktı. Tomurcuklar adlı eserin malzemesi çok ağırdı örneğin. Aynı zamanda çok da kırılgan. Sergide yer alan Weiwei'in Ayçekirdekleri ise 5 ton ağırlığında."
Sergideki birçok eserde küçük küçük ve birbirini tekrarlayan çok obje var. Bu eserlerin kurulumu da ekibi oldukça zorlamış. Özgörüş anlatıyor: "Dakikalarca hatta saatlerce aynı işi yaptığımız oldu. Meditasyon yapar gibi... Aslında sanatçının eserlerini üretirken yaşadığı süreç de aynı. Çinli zanatkarları işin parçası haline getiriyor. Fark etmeden bir eserin önemli bir parçası oluyorsunuz. Burada da eserleri yerleştirirken aynı durumu yaşadık. O hissi yaşamak ilginçti. Aynı şeyi bir sürü insan birlikte yapıyorsunuz. Bir Çin atölyesinde çalışan Çinliler gibi. Çok enteresandı..."
ÇATLAĞA BİLE TAHAMMÜLÜ YOK
Ai Weiwei'in 'mükemmel hal' konusundaki hassasiyeti biliniyor. Dolayısıyla yere biraz sert konulmasında dolayı eserde oluşacak minik çatlak onun için eserin tamamen yok olması anlamına geliyor. Bu yüzden ekip tam bir konsantrasyonla çalışmalarını sürdürüyor. Biz de bu ortamı bozmamak adına ziyaretimizi kısa tutuyoruz.
12 Eylül'den sonra Sakıp Sabancı Müzesi'ne gelenler hem büyük bir sanatçının yaşam öyküsüne hem de sanatçının beslendiği kültürün derin geleneğine tanık olacak. En önemlisi de insanlık adına konuşan, hayata 'dört gözle' bakan bir sanatçıyı yakından tanıma fırsatı bulacaklar.
MÜZENİN MAKETİNİ YAPTI
Eserlerin yerleştirilmesi 20 gün sürse de aslında serginin hazırlık süreci yaklaşık iki yıldır devam ediyor. Geçen yıl Türkiye'deki sığınmacı kamplarını ziyaret amacıyla İstanbul'a gelen Ai Weiwei'in, Sakıp Sabancı Müzesi'ne gelip, müze müdürü Nazan Ölçer'le tanışması sürecin başlamasını sağlamış. Ardından kendisine gönderilen planlar üzerinden müzenin maketini yapıp onun üzerinde çalışmış.
Eserlerin deniz ve hava yoluyla Çin'den, Berlin ve Helsinki gibi farklı şehirlerden taşınması ise geçen haziran ayında başlamış.