"Dünyanın en önemli ve gizemli arkeolojik alanı neresidir?" diye sorulsa, birçok kişi piramitler ya da Stonehenge diye cevap verir. Oysa çoğu arkeolog bu tespite katılmayacak, onun yerine ülkemizde bulunan 12-13 bin yıllık Göbeklitepe cevabını verecektir.
Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın 12 km kuzeydoğusunda, Örencik yakınlarında yer alan, dünyanın bilinen en eski dini yapılarına ev sahipliği yapan arkeolojik bir kazı alanı.
20 civarında daire oluşturan, 200'den fazla, boyları altı metreyi bulan T şeklinde sütunlardan oluşmaktadır.
Göbeklitepe, bilinen en eski megalitik yapıdır. Sütunların üstünde, çeşitli hayvan sembolleri ile hâlâ tam olarak neyi temsil ettikleri anlaşılamayan soyut resimler, kabartma ya da oyularak resmedilmiştir.
Aslan, yılan, akbaba, yaban ördekler, tilki, boğa en çok resmedilen hayvanlar arasında.
Sütunlar boşluk bırakmayacak şekilde çok resimle süslendiği için, bu çizimlerin süslemeden çok bir hikâyeyi anlatmayı amaçladığı anlaşılmakta.
Ancak bu hikâyenin, ya da soyut sembollerin, ne anlama geldiği gizemini koruyor. T şeklindeki taşların ise kolları açık insanları temsil ettiği düşünülüyor.
Bölge ilk olarak, Chicago ve İstanbul Üniversiteleri tarafından 1963'te fark edilmiş, ancak T şeklindeki taşların dışarıda kalan kısımları mezar taşı zannedilmiş, böylece bölgede kazı yapılmamış. Ancak bu ekibin aldığı notları gören Alman arkeolog Klaus Schmidt, bölgede önemli bir arkeolojik alan olduğuna ikna olup bölgeyi incelemeye gitti.
Ertesi yıl da Şanlıurfa Müzesi'nin yardımı ile kazılar başladı.
Kısa süre içinde sütunlar ortaya çıktı ve tarihlendirme yapıldığı zaman Schmidt'i hayretler içinde bırakan bir sonuca tanıklık edildi.
Söz konusu sütunlar tam 12-13 bin yıl önce, yani M.Ö. 11-10 bin arasında yaşayan insanlar tarafından işlenip bölgeye konulmuştu. Bu, arkeoloji bilimini baştan yazmayı gerektirecek bir keşifti.
Bu sonuç neden şaşırtıcı idi?
Göbeklitepe'deki ibadethane olduğuna inanılan yapı Stonehenge'ten 7-8 bin yıl, Giza Piramitleri'nden 7 bin 500-8 bin 500 yıl önce inşa edilmişti. Söz konusu yapının inşa döneminde çanak-çömleksiz Neolitik A dönemi avcı-toplayıcılarının yaşadığı düşünülmekteydi.
BİR ARAYA NASIL GELDİLER?
Bunların ise metallere, yazıya ve tekerleğe sahip olmadığı, çanakçömlek yapamadığı, tarımcılık ve hayvancılığı keşfetmediği zannediliyordu.
Nitekim bölgede yapılan kazılar, gerçekten de ibadethaneyi inşa edenlerin bu özellikleri gösteren avcılar olduğunu desteklemekte.
Göbeklitepe'nin keşfine kadar, o dönemin avcı-toplayıcı insanlarının böyle bir eser yapamayacağına inanılıyordu.
Göbeklitepe keşfedilir keşfedilmez, cevabını tam bilemediğimiz önemli gizemler ortaya çıktı. Avcı topluluklar neden böyle bir yapı inşa etme gereği duymuştu? Yerleşik bir hayat yaşamayan bu insanları böyle bir şey yapmaya ne motive etmişti? Çıkarıldıkları yerde 50 tonu bulan taşları, yüzlerce metre taşıyıp bölgeye nasıl getirmişlerdi? Böyle bir işlemi yapmak için en az 500 işçinin çalışması gerektiği düşünülmektedir.
Bu kadar insan nasıl bir araya gelmişti? Nasıl beslenmişti?
Bu soruların tam olarak cevabını bilmiyoruz. Ancak bölgede önemli bir yerleşim yerinin izine rastlanmamasından hareketle, insanların bu bölgede dini motivasyonlarla bir araya gelip, böyle devasa bir projeyi gerçekleştirdikleri düşünülmekte.
Göbeklitepe keşfedilmeden önce, insanların tarım ve hayvancılığı keşfinden sonra büyük yerleşim yerlerinin ve tapınakların ortaya çıktığı düşünülürdü. Tabii insanların neden, protein açısından daha zengin gıda getiren ve tarımcılıktan daha kolay olan avcılığı terk edip, yorucu tarımla uğraştığı cevapsız bir soru olarak kalmıştı.
Göbeklitepe'yi keşfeden Schmidt'e göre bu keşif, denklemi tersine çevirdi. Avcılar önce Göbeklitepe'yi inşa etmişler, daha sonra oradaki yaşamı devam ettirmek için alternatif gıda kaynaklarına ihtiyaç duymuşlardı.
Nitekim en son arkeolojik veriler, Göbeklitepe'den sadece 30 km uzaktaki Karacadağ'ın ilk tarımın başladığı yer olduğuna işaret ediyor.
Tarım burada, Göbeklitepe'nin inşasından 500-1500 yıl sonra başlamıştı.
Gene ilk ilkel hayvancılık bu bölgelerde, ibadethanenin inşasından bin-2 bin yıl sonra ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla sanıldığı gibi, tarımın ortaya çıkması şehirleşme ile dini merkezlerin inşasına yol açmamış; din, şehirleşme ve dini merkezlerin inşasına yol açmış, bunun sonucunda tarımcılık ve hayvancılık ortaya çıkmıştı.
GİZEMİ ÇÖZÜLEMEDİ
Göbeklitepe'de yaşayanların nasıl bir dini inanca sahip olduğu belirsiz olmakla beraber, önceden iddia edildiği gibi avladıkları hayvanlar etrafında şekillenen kült inançlara sahip olmadıkları kesin.
Zira, sütunlarda avlanan hayvanlar ya da av sahneleri önemli bir yer tutmamakta, daha ziyade güçlü hayvanlar resmedilmekte.
Göbeklitepe'nin ortaya çıkışı kadar, kayboluşu da çok gizemli. Çoğu tarihi yapı gibi, ibadethane terk edilme ya da unutulma ile ortadan kaybolmamış. M.Ö. 8 bin yıllarında, bir anda Göbeklitepe'nin ziyaretçileri ya da sakinleri bu yapıları toprakla gömmeye karar vermişler ve 300-500 arası metre küp toprak dökerek yapıları gömmüşler. Gömmekte kullanılan toprak, küçük kireç taşı parçaları, taş alet ve hayvan kemikleri ile doludur. Bölge sakinleri neden ibadethaneyi kasıtlı bir şekilde gömdü? Bu soru da gizemini koruyor. Bu gömme işlemi olmasıydı, muhtemelen taşlar zarar görürdü.
Kim bilir belki de atalarımız gelecek nesillere mesaj göndermek istedi. Ama mesaj nedir?
HABERLER
GÜNEŞ SİSTEMİ VE SÜPERNOVA PATLAMASI
Güneş Sistemi'nin oluşumuyla ilgili sürdürülen uzun soluklu bir çalışmaya göre, Güneş Sistemi'nin oluşmasına bir süpernova patlamasından çıkan şok dalgası sebep olmuş olabilir. Bu süreçte, süpernovanın içindeki madde, etraftaki toz ve gaz bulutlarının içine yönelmiş ve bu bulutların kendi içine çökmesi suretiyle Güneş ve gezegenleri oluşturmasına sebep olmuş olabilir. Yeni bulgular bu teoriyi destekler yönde.
Güneş Sistemi'nin, geçmişiyle ilgili teorileri test etmede kullanılan önemli bir yöntem olan meteor kimyası ile meteorların içinde saklı olan elementler, izotoplar ve bileşiklerin dağılımı hakkında bilgi elde ediyoruz. Bu bilgiler, bize sistemimizin erken dönemleri hakkında teoriler üretmemize olanak sağlıyor. Özellikle Kumlu Göktaşları'nın içinde bulunan radyoaktif izotoplar, onların bozunma süreç ve ürünleri incelenerek bu göktaşlarının nasıl oluştuğu anlaşılmaya çalışılıyor. Son analizlerde incelenen ve Nikel-60'a bozunma özelliği olan Demir-60 atomlarının, genellikle süpernova ve AGB (Asymptotic Giant Stars) yıldızlarında nükleer reaksiyonlar sonucu oluşabildiği biliniyordu.
Myriam Telus'a göre Demir-60'ın ikincil ürünü olan Nikel-60 incelemelerinde bulunan Demir-56'ya oranla Nikel-60 miktarının oluşması için en mümkün senaryo, bu sürece süpernova patlamasının sebep olması. Telus'un iddiaları Güneş Sistemi'nin bir şok dalgasıyla oluşup oluşmadığı hakkında kesin bir kanıt sunmasa da sistemimizin erken dönemlerindeki veriler ile süpernova bileşenleri gayet uyumlu gözüküyor.
Ekipteki diğer bir önemli araştırmacı Alan Boss ise, eldeki veriler ile en tutarlı ve mümkün senaryolar arasında en olağan senaryonun süpernova patlaması ve şok dalgasıyla ilişkili olan teori olduğunu söylüyor.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR:
Domatesin sebze olduğu düşüncesi doğru değildir. Teknik olarak domates meyvedir.
Bir insan yılının yedi köpek yılına eşit olduğu iddiası bazı köpek türleri için doğru olsa da, genel olarak doğru değildir. Köpeğin ömrü, cinsi, büyüklüğü gibi faktörlere bağlıdır.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER:
Mars'ı kırmızı yapan şey, yüzeyindeki demir oksit yani pastır.
Ay, her yıl bizden 3.78 cm uzaklaşmaktadır.
Bugüne kadar Ay'da 12 kişi yürüdü.
Çıplak gözle görülebilen en uzak nesne Andromeda galaksisidir. Andromeda galaksisi Dünya'ya 24 milyon adet trilyon yıl uzaktadır. Işığın bu galaksiden Dünya'ya varması 2.5 milyon yıl sürer.
SÖZLER
İki şey ruhumu, hep yeni ve artan bir hayranlık ve saygıyla dolduruyor; üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve vicdanımdaki ahlak yasası. (Kant)
BİLİMSEL BİLMECELER
Ping-pong topunuz sokaktaki ince bir metal borunun içine düşmüştür. Boru bir karış derindir, dolayısı ile parmaklarınız topa ulaşamamaktadır. Elinizde spor yaparken içmek için satın aldığınız, boruya sadece ağzı giren bir litre su şişesi, ping-pong raketi, ayakkabı bağcıklarınız vardır. Bunları kullanarak topu borudan nasıl çıkarabilirsiniz?
Bir adam bir binanın 10. katında yaşamaktadır. İşe giderken asansörü kullanıp alt kata inmektedir. İşten gelirken hava yağmurlu ise ya da asansörde birileri varsa gene asansöre binip 10. kata çıkarak evine geçmektedir. Aksi halde asansörle altı kata çıkmakta ve oradan merdivenleri kullanıp evine ulaşmaktadır. Adamın bu şekilde davranışını açıklayacak tatmin edici bir gerekçe bulabilir misiniz? Not: Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ:
Ahmet'in en az 15 pulu vardır. Makedonya: 1 mavi, 2 kırmızı, 4 bilinmeyen renk. Bosna: 2 mavi, 3 kırmızı, 1 bilinmeyen renk. Bilinmeyen ülke: 1 yeşil, 1 kırmızı.
2 kişi olsaydı 1 tokalaşma olurdu. 3 kişi olsaydı 3 tokalaşma olurdu. 4 kişi olsaydı 6 tokalaşma olurdu. Buradan şöyle bir formül bulunabilir N+1 kişinin olduğu toplantıda 1+2+3...+N tokalaşma olur. Bu şekilde 66 sayısını elde edene kadar sayıları toplarsak, toplantıda 11 kişi olduğu sonucuna varırız.