Pervin Zengin hayatını el sanatlarına adamış bir isim. Marifetli mi marifetli, elinden el sanatına dair ne varsa geliyor. Öyle ki, evindeki mobilyalardan türlü türlü aksesuvarlara kadar tüm objeler onun tasarımı. Arada el sanatları dersleri veriyor. Çiçeklere ise özel bir ilgisi var. Yapma çiçekler de yapıyor, çiçek motifli tablolar da. İstanbul Kanlıca'daki evine adımınızı attığınızda bir sanat atölyesine gelmiş gibi hissediyorsunuz. Bizim evine misafir olma amacımız ise bambaşka bir tutkusuna dair; çiçekler... Çocukluğundan itibaren ömrünü bitkilere, çiçeklere adamış. Çiçeklerini çocuklarından ayırt etmiyor. Ailesinden gelen bu sevgiyi kızı Melis'e de aşılamış.
ÜÇ KEZ BİRİNCİ OLDU
Pervin Hanım'ın yetiştirdiği o kadar çok çiçek var ki, küçücük balkonuna sığmaz olmuş. O da çareyi apartman duvarına yerleştirdiği demirlerle çiçekleri duvardan aşağı sarkıtmakta bulmuş. Şu an lilyumdan ortancaya, camgüzelinden begonyaya, sardunyadan aslanağzına, yaseminden güle kadar 200'den fazla çiçeği var.
Çeşitli kurumların düzenlediği İstanbul'un en iyi balkonu yarışmalarında da üç birinciliğe sahip. Kızı Melis'in çiçek bahçesi gibi olan balkon fotoğraflarını çekerek yarışmalara annesinden habersiz katılmış.
Pervin Hanım "Jüri semt semt bütün başvuranları gezmiş. İki üç defa da bizim eve geldiler, çiçekleri incelediler. Birinci olmayı beklemiyordum" diyor. Çiçek yetiştirmenin ise emek gerektiğini söylemeden geçmiyor: "Her şey para değildir; bir peyzajcı çağırırsın, çok güzel bir şekilde balkonu bahçeye çevirir ama benimkisi şahsi emeğim. Örneğin akşamsefalarını Emirgan'da sokaklardan topluyorum, yoldaki bir gülün kenarından gül kesiyorum. Soğanlı bitkileri mevsimine göre saklıyorum, öyle çiçekleri çoğaltıyorum. Emek sarf ediyorum ben!" diyerek birinciliğin mutluluğunu paylaşıyor.
Üç kez İstanbul'un en güzel balkonu seçilmeden önce de sosyal medyada fenomen. Evinin önünden geçenler fotoğrafını çekmeden geçmez olmuş. Kapısını çalanı, meraklanıp eve misafir olanı da çokça: "Çiçekten bir dal isteyene saksıdaki çiçeği hediye verdiğim çok oldu" diyor.
HUZURUM VE HÜZNÜM
Çiçeklerinden solanlar olsa da atmamış, budamış her birini. Mevsimine göre zamanı geçen çiçeklerini diri tutmasını bilmiş. Soğanlı bitkilerinin soğanlarını özenle saklamış. Zaten onun en büyük özelliği bir çiçeği sürekli yaşatabilmesi. Hedefi ise binlerce çiçeğe ulaşabilmek. Çiçeklerin onun için ne ifade ettiğini şöyle anlatıyor: "Çiçekler benim için huzur ve hüzün. Akrabalarım ya da yakın çevremden vefat edenler olunca yetiştirdiğim gül ağaçlarını kendi ellerimle mezarlarına dikiyorum, bu işin hüzün tarafı. Huzur yanı ise her bir çiçek yavaş yavaş açıyor, soluyor, sonra yeniden açıyor. Tüm çiçeklerin bende bir hikâyesi var. Çiçekler beni seviyor, kesip budayınca bana gülerek karşılık veriyorlar. Onlar gerçekten benim ömrüm" diyor.
METRODA ÇİÇEK ŞÖLENİ
Bir çiçeği diğerinden ayırmıyor Pervin Hanım: "Gelgeç çiçekler vardır; şebboy ve yıldız çiçekleri gibi. Bir de seninle yaşlanmaya hazırlanan çiçekler var; limon çamı, ortanca onlardan. 10 yıldır benimle birlikteler, çok vefalıdırlar" diyor. En çok akşamsefalarına bayılıyor, çiçekler saksı boyutunu aştığı zaman ise bahçelere ekiyor. Yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul metrosunda ve billboardlarda Zengin'in balkonunu İstanbullularla buluşturacak. O da bu projede yer aldığı için mutlu: "İstanbul sadece yaşanılıp gezilecek bir yer değil; iş, trafik, hayat keşmekeşi içerisinde insan isterse balkonunda küçük bir çiçek bahçesi yapabilir. Benim gibi şehrin ortasında, küçücük bir balkonda ya da pencere kenarında yemyeşil bir dünya kurabilirsin. Bütün çiçekler aslında İstanbul'u sever ve her tür çiçek de yetişir!"
Güneş varken sulamayın
Çiçekleri gece geç ya da sabah erken saatte sulayın.
Düzenli olarak temizliğine dikkat edin, itina gösterin, ilaçlayın. Toprağın böceklenmemesi çok önemli!
Güneşi, yarı gölgeyi ya da yağmuru seven çiçeklerin yerlerini hava durumuna göre değiştirin!
Çiçeğin toprak kalitesine ve çiçeğine göre yirmi günde bir belli aralıklarla çiçekleri saksılarından çıkarıp toprağını tazeleyin!
Toprak saksıdan çıkarıldıktan sonra başka toprak çeşitleriyle harmanlayın. Toprağı bu halde bir hafta kadar havalandırın. Saksıya toprağı koyarken gübrenin derecesine dikkat edin.
En önemli temizlik, devamlı saksıların değişmesi lazım! Kasım-aralık aylarında ise toprağı temizlemek gerekiyor. Böylece toprak hiç böceklenmiyor.