Beste Peköz Bonnard, 10 yıl avukatlık yaptığı büyük şehrin koşuşturmacasında daha fazla kaybolmamak için yönünü değiştirmiş ve kendisini doğaya bırakmış. 46 yaşında bir anne. 10 yaşındaki oğlu Leonardo, üç kedisi ve sekiz tavuğuyla, Cherbourg köyünde yaşıyor. 10 yıl önce Normandiya'nın Manş bölgesindeki bu köye yerleşmiş. Eşinin arkadaşları sayesinde burayı keşfetmiş. Beste yaşadığı bu köyü şöyle anlatıyor: "Uçsuz bucaksız ıssız kumsalları, kilometrelerce gelgitle çekilen denizi, vahşi doğası, ineklerin, atların yer aldığı zümrüt yeşili peyzajı, tarihi taş evleriyle tam hayalimdeki gibiydi. Hep, bahçe hayalimi gerçekleştirebileceğim, elimin toprağa değebileceği minik bir köy hayal etmiştim. Eşim de Parisli olduğu için bu köy hayatı onun için de yeni bir atmosferdi."
Beste'nin en güzel çocukluk anıları, bitkilerin büyümesini gözlemlemekmiş. Yani o, çocukluğundan bugüne doğa aşığıymış. Oğlunu da doğada büyütmek istemiş. Kendisi de ait olduğu yere dönmüş, köye yerleşerek. Beste, hayalindeki bu köyde ilk günden itibaren başlamış keşfe. Defalarca köyün yollarını arşılanlayıp, karşısına çıkan birçok bitkinin peşine düşmüş. Bu süreçte botanik bilgisi de arttıkça artmış, çeşitli eğitimlerle kendisini geliştirdikçe geliştirmiş. Lille Üniversitesi'nde etnobotanik okumuş. İyi bir botanik kütüphanesi oluşturmuş. Doğayla bütünleşmesini şöyle anlatıyor: "Mevsim değişimlerini, bitkilerin gelişimlerimi gözlemledim. Kiminin yaprağı, kiminin kökü, kiminin kabuğu... Her birinin bambaşka kullanım alanı var. Bitkilerin şifasıyla başlamıştım kendi merhemlerimi, tentürlerimi vs. yaparım. Yabani otlardan yemek ya da kurutup yaptığım bitki çayları yaparım... Bitkileri tanımak büyük bir güven sağlıyor insana, kimsenin bilmediği bir dili bilmek gibi. Bitkilerin isimlerini, kullanım alanlarını bilince zaten kendim için yaptığım bir şeyi kursa dönüştürdüm. Meraklılarla birlikte botanik gezileri yapıp, yenilebilir otları topluyoruz. Bazen sepetlerini doldurup gidiyorlar veya birlikte pişirip yiyoruz."
BİTKİ BÜYÜCÜSÜ
Beste, tüm bilgisini kurslar düzenleyerek, meraklılarıyla paylaşıyor. Bilgisi ve Türklüğü genelde kursiyerlerde büyük şaşkınlığa neden oluyormuş: "Bir bitkinin esas adı soyadı Latince. Yanında Fransızca, Türkçe ve İngilizce isimlerini söylüyorum. Sonrasında da ne işe yaradığını ya da yarayabileceğini, ne renk vereceğini, nasıl pişirileceğini anlatıyorum. Çok eğleniyoruz. Bitki büyücüsü diye espri yapanlar bile oluyor." Bu noktada Beste'ye, "Heidi" gibisiniz diyorum. O da, 'Çocukluğumda bana Heidi' derlerdi" diyor.