Kimi futbolcular belli mevkiler için doğar. Sahada üstlenecekleri roller kaderleridir. Maradona gibi. Ancak bazıları da onlar için en uygun olan mevkiyi kariyerlerin ortasında bir yerde bulur. İşte yakın geçmişte mevkisi değiştikten sonra 'iyi oyuncu'dan 'büyük yıldız'lığa terfi eden üç isim
Gareth Bale
Yetenek üretim fabrikasını andıran Southampton altyapısından yetişen Gareth Bale'in yıldızı, kariyerinin ilk zamanlarında sol bek performansıyla parladı. Londra kulübü Tottenham Hotspur'un yolunu tuttu. Benoit Assou-Ekotto ile girdiği forma yarışında, zaman zaman kendini kulübede buldu. Ancak inanılmaz sürati, patlayıcı gücü, sert şutları ve etkili servisleriyle dikkati çeken Galli yıldıza, bir süre sonra sol kanatta daha önde görev verildi. O da bu fırsatı iyi değerlendirdi. 2010'da San Siro'daki Şampiyonlar Ligi maçında, devreyi Inter karşısında 4-0 geride kapattıkları maçta ikinci yarı İtalyanların sağ kanadını paramparça etti. Tottenham'da zamanla sağ önde ve merkezde serbest adam olarak da görev aldı. Sol bekten dünyanın sayılı yıldızlarından birine evrilen Bale, bu performansıyla Real Madrid'e rekor bir paraya transfer oldu ve takım arkadaşı Ronaldo benzeri, çok yönlü bir forvet oyuncusu haline geldi.
Andrea Pirlo
Yeşil sahaların ikonik isimlerinden Andrea Pirlo, Brescia forması giyerken forvet arkasında, 10 numara olarak görev yapıyordu. Dikkatleri üzerine çekip Inter'e transfer oldu ancak Milano kulübü bu genç yeteneği önce Reggina'ya sonra da eski kulübü Brescia'ya kiralık verdi. Fakat Pirlo, o dönem aynı takımda forma giydiği Roberto Baggio'nun varlığında süre almakta sıkıntı çekiyordu. Hocası Mazzone, Pirlo'yu kazanabilmek adına ona biraz daha geride görev vermeye başladı. Milan'a transfer olduktan sonra da Ancelotti'nin teknik patronluğunda Pirlo, bekli de tüm zamanların en önemli "derin oyun kurucularından" birine dönüştü. Futbol zekası, oyun görüşü ve milimetrik paslarıyla oyunun temposunu dikte eden, takımını defansın önünden sevk ve idare eden 'cool lider' Pirlo, zeka ve teknik üzerine kurulu oyununu muhteşem frikikleriyle de süsledi. Kıymetini bilemeyen Milan onu yaşlı diye sattı. Pirlo da, sonraki durağı Juventus'ta da üst üste üç şampiyonluk yaşayarak bu kararı alanları pişman etti.
Bastian Schweinsteiger
O artık 32 yaşında... Son olarak Manchester United'da menajer Mourinho tarafından gözden çıkarılan Alman orta saha yıldızı, kariyerinin ilk yıllarında bir kanat oyuncusuydu. Sol açıktan orta sahanın ortasına geçmesi için 25 yaşına kadar beklemesi gerekti. Kanatta oynarken de dikkat çeken bir adamdı belki. Ancak 2009'da Bayern Münich'in başına geçen Hollandalı van Gaal tarafından merkezde görevlendirilmesi kariyerinde kırılma noktası oldu. Yetenekli ama inişli çıkışlı grafik gösteren, disiplinsiz tavırlarıyla tepki çeken ve maç kaçıran bir oyuncuyken, van Gaal içinde yatan "orta saha canavarını" keşfetti. Schweinsteiger de hem tavırlarına çeki düzen verip gerçek bir profesyonel gibi yaşamaya başladı hem de bitip tükenmek bilmeyen enerjisiyle orta alanda bir dünya yıldızına dönüştü. 2014 Dünya Kupası finalindeki epik performansı kupanın Almanya'ya gelmesinde belki de en büyük etkendi.