Türkiye'nin ABD'ye Fetullah Gülen'in iadesi için baskıları artarken, ABD'nin ünlü güvenlik uzmanı Dr. Abraham Wagner, ABD'nin Gülen belasından bir an önce kurtulmak istediğini söyledi. ABD'nin en etkili okullarından biri olan Kolombiya Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve New York Üniversitesi'nde terörizmle mücadele konusunda dersler veriyor. ABD'nin en önemli politikalarını oluşturan Ulusal Güvenlik Konseyi'nde önemli görevlerde bulunmuş olan Wagner, ABD'nin ulusal güvenlik yasası ve istihbarat operasyonları ve güvenlik stratejileri konusunda uzman.
- 15 Temmuz'da Türkiye'de yaşananları siz nasıl gözlemlediniz?
- Eldeki veriler, bunun Fetullah Gülen'in ordudaki kadrosunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı düzenledikleri, çok kötü hazırlanmış bir darbe girişimi olduğunu gösteriyor. Bu girişim Türkiye'nin seçilmiş cumhurbaşkanı hedeflemişti. İstihbarat konusunda yıllarca kitaplar yazmış bir kişi olarak bu konudaki bilgilere tam anlamıyla ulaşmamızın biraz zaman alacağını düşünüyorum. Amerikan vatandaşları ve NATO ülkelerinin vatandaşları, demokratik olarak seçilmiş bir hükümetin darbe yoluyla devrilmesini desteklemiyorlar.
- Peki CIA'in bu darbe girişiminde hiç mi rolü yok?
- Bunun somut bir kanıtı da ortada yok. Hayatının büyük bir bölümünü istihbarat dünyasına adamış biri olarak, bu tür bir girişimini, artık ne CIA, ne de batıdaki herhangi bir istihbarat biriminin destekleyeceği bir şey olduğunu düşünüyorum. ABD'nin hem istihbarat hem de askeri açıdan bir NATO ülkesini destekleme sorumluluğu var. O yüzden buna kesinlikle ihtimal vermiyorum.
- Ama nedense Türkiye darbe girişimi sonrası, batılı müttefikleri tarafından yalnız bırakıldı. ABD'nin iki numarası Joe Biden, kalkışmadan 40 gün sonra Türkiye'yi ziyaret etti. Bu normal mi?
- ABD'nin son dönemde belirgin bir dış politikası yok ya da bu politika akıl dışı bir noktaya gidiyor. Obama yönetiminin yaptıklarını, Amerikan vatandaşlarının düşüncelerinden ayrı bir yere koymanız gerekiyor. Dış politika uzmanlarının büyük bir bölümü, bugün izlenen politikanın ne Türkiye'ye, ne de bölgeye saygı gösteren bir politika olduğunu düşünüyor. Ulusal güvenlik uzmanları da Türkiye'nin NATO ülkesi olduğunu, DAEŞ'e karşı mücadele etmemiz gerektiğini çok geç anladılar. Ortadoğu'nun çevresini kaos ortamına çevirdiler.
- Burada Türkiye'ye karşı tavırda bir kasıt mı var sizce?
- Hayır. Sadece aptallar! ABD'nin dış politikasını yönetenler ne yaptıklarının farkında değil. Mesela birkaç yıl önce, Libya'da ABD büyükelçisinin öldürülmesinin ardından, ABD'nin BM Büyükelçisi çıkıyor ve olayın planlı olmadığını açıklıyor. Ne dediğini bilmeyen bu kadını da Ulusal Güvenlik Danışmanı yapıyorlar. Şunu anlamak lazım. ABD, uzun süredir Obama değil, ne yaptığını bilmeyen kişiler tarafından yönetiliyor.
- Joe Biden Türkiye'ye ziyareti sırasında, "Keşke Gülen başka bir ülkede olsaydı" dedi. Bu söz ne anlama geliyor? ABD, Gülen'i geri verir mi?
- Bence şu anda gelinen noktada ABD, Türkiye'ye geri vermeyi ve üzerindeki bu beladan kurtulmayı çok istiyor. Ama ne yazık ki iade süreci ülkeler arasında yaşanan bir hukuki süreç. Joe Biden'a bağlı değil bunun kararı. Biden senatörken, senatonun hukuk komitesi başkanıydı ve iade sürecini çok iyi biliyor. Bu sözleri de, onun bu konuda elinin kolunun bağlı olduğu anlamına geliyor. Gülenciler ABD'de sivil toplum kuruluşları aracılığıyla çok para topluyorlar. Ama Gülen bir terörist! Umarım terörist olduğu kanıtlanır. Ama kanıtlanmasının o kadar hızlı bir şekilde olmayacağını bilin.
- Gülen'in ABD'nin ulusal güvenliği için tehlikeli olduğunu savunuyorsunuz. Bu konuda geçmişte ABD'nin prestijli gazetelerinde yazılar yazdınız.
- Çünkü oldukça büyük miktarda para ile ABD'de birçok okulu yönetiyor. O okullarda çocuklara 'terörist' eğitimi veriyorlar. Bu çok büyük bir tehlike. Küçücük çocuklara insanları öldürmeyi öğretiyorlar. İfade özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ama canlı bombaların yetiştirildiği okulların da kapatılması lazım.
- Gülen'in ABD'de oturum alınmasına CIA'nın eski direktör yardımcısı Graham Fuller'ın önayak olduğu söyleniyor. Peki buna ne diyeceksiniz?
- Derinlemesine incelenmeli bu konu. Ama elimizde Fuller'ın ona oturumu aldırdığına dair somut bir delil yok.
CLINTON SATILIK BİRİ
- Gülen'in ABD'nin Demokrat Başkan adayı Hillary Clinton'ın kampanyasına yardım ettiği tespit edildi. Bu durumda Clinton seçimleri kazanırsa, Gülen'i koruyacak mı?
- Son 30 yıldır Hillary Clinton ile ilgili öğrendiğimiz en önemli şey, nakit para ile satın alabileceğiniz biri olduğu! Bu konuda hiçbir ahlaki duruşu yok. Tamamen satılık! Eğer ABD Başkanı olursa da, kim daha çok öderse, istediğini yaptıracak. Clinton'ın kurduğu Clinton World'e üç yıldır yardım yapan 1900 kişinin adını bir türlü açıklamıyorlar. Ama Gülen konusunda emin değilim. Çünkü artık kamuoyunda öyle bir duyuldu ki, herkes bir an önce bu teröristin Türkiye'ye iade edilmesini ve mahkemenin karşısına çıkartılmasını istiyor. Artık Gülen'in ABD'de olmasının kimseye bir faydası yok! Clinton bile onu koruyamaz.
- Gülen sadece Clinton'ın kampanyasına para aktarmamış, yüzlerce senatöre, politikacıya da para yardımı yapmış.
- Evet bu eskiden mümkündü. Ama son birkaç haftadır politikacılara yardım yapma çok daha sıkı kurallara bağlandı.
ABD'NİN SURİYE POLİTİKASI ÇÖKMÜŞTÜR
- ABD ile Türkiye arasındaki sorunlar Gülen ile sınırlı değil. ABD'nin, ısrarla PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD-YPG'yi Suriye'de müttefiki olarak görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Öncelikle şunu söyleyeyim. ABD vatandaşları, kim terörist kim değil, farkında değil. Suriye'de bütün Kürtlere 'Kürt güçleri' diyorlar. Bir ayrım yapmıyorlar. ABD ise artık Türkiye ile PYD arasında kalmış durumda. Yaptığımız siyasi hatalar bize çok pahalıya mal oldu. Afganistan'a, Irak'a gönderdiğimiz silahlar teröristlerin eline geçti. Bunlar ABD'nin yanlış politikasının sonuçları. Son beş yıldır Suriye ile ilgilenmiyoruz. Bütün bu başarısızlıklar son birkaç haftadır kabak gibi ortaya çıktı. ABD'nin Suriye politikası çökmüştür. Bana göre, Trump başkanlığı kazanırsa, Suriye'de ve Ortadoğu'da yapılan yanlışları düzeltmeye çalışacaktır.
- Anladığım kadarıyla Trump'ı destekliyorsunuz. Ama o da Müslüman karşıtı ve ırkçı bir politikacı değil mi?
- Trump'ın söylemlerinin Müslümanlar tarafından o şekilde yorumlanmış olabileceğini tahmin ediyorum. Ama ben kişisel olarak onun Müslüman karşıtı olduğunu düşünmüyorum. Kamuoyunun dikkatini terörizmle mücadeleye çekmeye çalışıyor. DAEŞ teröristlerinin ABD'ye ve Avrupa'ya sızdığı konusunda endişeleri var.