Henüz
dört yaşında kaymaya başlayan, 11 yaşında snowboard ile tanışan Çiçek Güney'in hayatı tam bir başarı hikayesi. Çocukluğunda tenis, golf oynadı. Judo ve kick boks yaptı. Binicilik sevdası attan düşüp yaralanınca bitti ama o sporcu ruhunu her daim korudu. 15 yaşına geldiğinde ise snowboardda karar kıldı, ilk yarışında düştüğü halde pes etmedi. O gün bugündür şampiyonluğu kimselere bırakmıyor. Kimi ona "Dağların kızı", kimi de "Rüzgârın kızı" diyor. Pistlerin ve dağların tozunu atan, hız ve adrenalin tutkunu, snowboard ve rallide dünyaca ünlü milli sporcu Çiçek Güney'in (35) başarıları saymakla bitmiyor. Biz de dünyaca ünlü milli sporcuyla İstanbul Tarabya'daki evinde 20. yılına girdiği spor hayatını konuşmak üzere sözleştik. Güney, sımsıcak ve yaşam dolu karşıladı bizi. Spor hayatında elde ettiği 150'yi aşkın kupa ve madalyanın bulunduğu evinin en nadide köşesine buyur etti. Kupalarını ve madalyalarını gösterip onları elde ediş öyküsünü heyecanla anlatmaya başladı: "Her birinde ciddi emeğim var; psikolojik olarak da çok zor. Her yarış öncesinde 'Yarınki yarışta ne olacak?' diye düşünmekten mideme ağrılar giriyor. O heyecan ve adrenalini devam ettirmiyorsanız, yarışa da devam edemezsiniz. Yarış öncesi herkes bana 'Sen zaten birincisin, neyin stresini yapıyorsun?' diyor. Oysa beni şampiyonluğa bu stres ulaştırdı." Sadece sporda da değil, eğitim hayatında başarılı bir isim. Fransız Pierre Loti Lisesi mezunu. Fransa'da Sorbonne Üniversitesi'nde iktisat-işletme okuyan Güney, London School of Economics ve Bilgi Üniversitesi ortak programını dereceyle bitirdi, siyaset biliminde bölüm birincisi. Dört de dil biliyor. 10 parmağında 10 marifet! Ama o aile şirketinde çalışmaktansa kendi ayakları üzerinde durmayı tercih etmiş, 20 yılını profesyonel olarak spora adamış. İşte hızın dağlarda ve parkurlardaki kraliçesi Çiçek Güney...
- Size "Dağların kızı" diyorlar...
- Dağları çok seviyorum. Bütün kışımı dağlarda geçirmekten çok keyif alıyorum. Arkadaşlarım 'Artık yeter! Dön' diyorlardı ama zamanla alıştılar.
- Birçok spor dalına çocukken başlamışsınız. 10 parmağınızda da 10 marifet var.
- Babam 'Ne iş yaparsan yap, ama en iyisini yap' derdi. Bütün hayatımı bunun üzerine kurdum. Aileler çocuklarını erken yaşlarda farklı spor branşlarına yönlendirmeliler. Çünkü hemen hemen bütün spor branşlarını denedim ve sonunda snowboardu seçtim. Spor benim için hep bir tutkuydu.
- Kadın olarak snowboard zorlamadı mı sizi?
- Sporu çok seviyordum ama aynı zamanda yetenek, fiziksel özellikler de önemli. Hızı da seviyordum, korkusuz kayıyordum. Ama cesaretli değilseniz ve süratten korkuyorsanız bu branşta başarılı olmanıza imkân yok. Hız cesaret ister. Cesaret de bende var. Tehlikeli bir spor ama sayısız dünya şampiyonluğu bulunan Lindsey Vonn da, başka sporcular da snowboardda ve kayakta kazalar geçiriyor. Ama tehlikeye yoğunlaşmak yerine bunun bilincinde olmak gerek.
- Peki, siz kaza geçirdiniz mi?
- Ayak bileği ve köprücük kemiğim kırıldı. Kıpırdayamıyordum. Buna rağmen bir yıl sonra iyileşip tekrar yarışmaya başladım, yine birinci oldum. 'Kaza geçirdim ve bırakmalıyım!' diyebilir insan. Ama ben 'Düzeleceğim, tekrar yarışacağım!' dedim.
ERKEKLER BENİ GEÇEMEZ
- Erkek sporcuların size karşı tavrı nasıl oluyor?
- Erkekler ve kadınlar aynı pistte yarışıyor. Sadece
kategorileri farklı olduğu için kupaları ayrı veriliyor.
Erkek sporcular pistten aşağı indiklerinde hemen 'Çiçek
kaç yaptı?' diye soruyor. Erkek sporcuları geçmek
onlar için daha kötü oluyor (gülüyor). Ama o rekabeti
yaşamak çok güzel. Bazen 'Hadi bakalım, görelim seni!'
diye takıldıklarında 'Asıl sen gel de gör gününü, hadi
bakalım!' diye takılıyorum.
- Korkarlar mı sizden?
- Geçemezler ki... (gülüyor). Erkek kardeşim
Mehmet de snowboard yapıyordu.
Bir tek onun beni geçmesinde sıkıntı
yok, diğerleri asla geçemez!
- Bıraktım dediğiniz an yeniden pistlere döndünüz, 13. kez Türkiye Şampiyonluğu'na ulaştınız. Ne oldu da hız tutkunuz alevlendi?
- Zor bir karardı. Sezon
başında, düşündüm ki, iki
yıldır antrenman yapmıyorum.
Bugüne kadar da
geçilmemiş bir unvanım var. 'Bu
unvanı bozmaya gerek var mı?' diye
düşündüm. Korkular yaşadım. Ama
yine cesaretli Çiçek devreye girdi.
Yenilseydim bu ağır bir darbe olurdu.
Pes etmedim, başardım. Ama yenilmezlik unvanımı
kaybetseydim bir 10 yıl daha bunu unutturmak için
yarışırdım (gülüyor).
- Yarışlarda nasıl bir kişiliğe bürünüyorsunuz, çılgınlaşır mısınız mesela?
- Cesaretli, başarı odaklı, istikrar oluşturmaya çalışan,
pes etmeyen, mücadeleci, zorluklar karşısında
boyun eğmeyen, hayata tutunan bir insanım. Yarışlarda
daha cesaretli, hayatta daha tutucuyum. Sporda
aldığım riskleri almıyorum. Rüzgârın snowboard
yaparken yüzüme çarpmasını, o hızı hissederek
kaymayı çok seviyorum.
PİLOT OLARAK YARIŞMAK İSTERİM
- Aynı zamanda ralli de yapıyorsunuz. Nasıl başladınız?
- Burcu (Çetinkaya) benim çocukluk arkadaşım.
İkimiz de hız tutkunuyuz. Bir gün 'Özel bir pist
yarışı var, sen de katıl' dedi. Otomobil kalmamıştı,
katılamadım. Bir yıl sonra ralliye geçti. 'Uyumlu
bir co-pilota ihtiyacım var. Keşke seninle yarışsak.
İyi bir ikili olurduk' dedi. 'Pilot olmak istiyorum,
co-pilot değil' dedim. 'Bir sene co-pilot ol, camiayı
tanı, pilot eğitimlerini de birlikte alırız, sonra
pilot olarak yolumuza devam ederiz' dedi. Böyle
kandırdı beni (gülüyor). Hızlı araba kullanıyordum,
hız tutkumu yenmek için de ralliye yöneldim.
Sonra yıllarca süren muhteşem bir ikili
olduk.
- Kazalar tedirgin etmiyor mu?
- Korkuyorsanız rallide yarışmanız imkansız.
Çünkü 200 kilometre sürat yapılan etaplar var.
Birçok kaza da yaşadık. Güney Kıbrıs rallisinde
dağın eteğinden uçuruma yuvarlandık. Ama
burnumuz bile kanamadı. Belçika rallisinde takla
attık, ölümden döndük.
- Rallide çok fazla kadın göremiyoruz. Neden sizce?
- Geçen sezon üç kadın ekiptik ama dünyada
da öyle. Örneğin Ortadoğu Ralli Şampiyonası'nda
sezonu takip eden tek kadın ekip bizdik.
Belki çocukluktan itibaren yetiştirme tarzı,
belki de kadınların otomobille daha geç tanışmasından.
- Ralliye Burcu Çetinkaya ile devam edecek misiniz?
- Kasım ayında Türkiye Ralli Şampiyosu'nda
yarıştık. Sekiz yıldır da birlikteyiz.
Nisanda sezon başlıyor ama Burcu kişisel durumu
itibariyle ara verdi. Aradan sonra devam
ederiz. Çünkü rallide bırakmak diye bir şey
yok. Hız tutkusu insanda sürüyor.
OLİMPİYATLAR İÇİMDEKİ TEK UKDE
Gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?
- Gerçekleştiremediğim tek hayalim olimpiyatlar. Katılmayı çok istedim, ama olmadı. En büyük yaram da bu oldu. Kayak Federasyonu'na kendi imkanlarımla gidip Avusturya'nın bir kasabasında hazırlanarak katılmak istediğimi belirtmiştim. Bir önceki dönemde federasyon, 'Hayır, gidemezsin! Sadece milli takım olarak götürürsek, gidersin!' deyince olimpiyatlar içimde tek ukde kaldı.
- Sporu bıraktıktan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Ailem inşaat ve enerji yatırım danışmanlığı yapıyor. Ama çocukluğumdan beri hep kendi ayaklarım üzerinde durmak istedim. Ailemin yanında çalışmak yerine kendi işimi kurup kendi başarımı yazmam gerektiğini düşündüm. Fransa'da Sorbonne Üniversitesi'nde okurken keşfettiğim kozmetik markasını Türkiye'ye getirmeye karar verdim. Spor hayatım bittikten sonra iş kadını olarak ticarete devam edeceğim. Spor kulübü faaliyetlerini de sürdüreceğim. Sporculuk bir gün biterse bile, spor hayatımdan hiç çıkmayacak.
GELECEĞİN ŞAMPİYONLARINI YETİŞTİRİYOR
- Türkiye'de kış sporlarına kadınların ilgisi nasıl?
- İlk başladığım yıllarda çok az snowboard yapan kadın vardı. Ama git gide artıyor. Şu an yaklaşık olarak Türkiye'de 40 sporcu var.
-
Sizin başarılarınız bu artışta bir etken mi?
- Umarım öyledir. Bu yıl yarıştıktan sonra da sporcuların gelip bana 'Senden ilham alıyoruz, sen orada durmalısın. Hatta hep yarışmaya devam etmelisin. Bizim için bir hedefsin!' demeleri çok keyifli. Çünkü sporu belirli bir noktaya getirmiş ve insanlara da geçmeleri gereken noktayı belirlemiş oluyorsunuz.
- Aynı zamanda gelecek kuşakları da yetiştiriyorsunuz. Nasıl karar verdiniz buna?
- Sporculuk hayatım bittikten sonra kazanmış olduğum tecrübeleri aktarmak istedim. Türkiye snowboard şampiyonu ve çocukluk arkadaşım Tuğhan Kırbaç ile Riders Factory Kayak ve Snowboard Okulu'nu kurduk. Amacımız, tutkuyla bağlı olduğumuz bu sporu ve dağları insanlara sevdirmek. Aynı zamanda dünya çapında başarılı sporcular yetiştirebilmek için Çiçek Güney Spor Kulübü'nü hayata geçirdik. Kulübü sosyal sorumluluk olarak görüyorum. Hedefimiz olimpiyatlarda snowboard dalında sporcularımızı yarıştırmak.
- Kaç öğrenci var şu an?
- 15 öğrencim var. Gelecek vaat ettiklerine inandığım sporcular. Beni kendilerine örnek alıyorlar. Bütün kış Kayseri'de eğitimler sürüyor. Sponsorlar olursa dünya çapında başarılı sporcular haline gelmeleri mümkün. Elimden geldiği kadarıyla aktarabildiğim bilgi ve tecrübelerimi onlara aktararak destek oluyorum, geleceğin şampiyonları onlar. Geleceğin Çiçek Güneyleri yetişiyor.