"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, paylaşım konusunu gündeme getirmesini çok olumlu görüyorum. İnşallah bunu başka patronlar da yapar. Biz aynı zamanda okul yaparak devlete veriyoruz. Şu anda özel, devlet okulları üniversiteler de dahil, Türkiye çapındaki 2 bin öğrenciden biri bizim yaptırdığımız okullarda okuyor. Adıyaman Besni'de bir fakülte yapıyoruz. Hatta orada 5-6 fakülteli Besni Üniversitesi yapmak istiyoruz. Mimarlık Fakültesi bitmek üzere... Yeni hükümetten onay alırsak diğerlerine de hemen başlayacağız. 500'e yakın üniversite öğrencisine aylık 200 bin lira civarında burs veriyoruz. Burs verirken tek kriterimiz o çocuk bursu alamazsa okuyamayacak olması. Gaziantep'te annemiz Selvi Erdemoğlu adına 5 bin kişilik cami yapılıyor. Babamızın adına da yaptırmıştık. Ayrıca üst düzey çalışanlarımızı şirketlerimizin kârına ya da direkt hisseden ortak etme projesi üzerinde çalışıyoruz. Üst düzey yöneticilerimizi de çalıştığı firmalara ortak yapacağız. Bunu da babamızdan öğrendik."
HULUSİ KENTMEN RUHUNU YAŞATAN PATRONLAR
G-20 Antalya Zirvesi'nde mühim iş adamlarımızdan Ali Koç "Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir" diyerek sürpriz ve şaşırtıcı bir çıkış yaptı. Koç'un söylediklerinin üzerinden birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine G-20 Antalya Zirvesi'nde küresel sermayedarlara ve iş adamlarına seslenerek"Toplumun tümü refah artışından pay almalı. Paralar ölenle beraber gitmiyor. O halde gel bunun bir kısmını işçinle paylaş. Ben işverenlere şunu tavsiye ediyorum. Biraz az kazanın ve kazandıklarınızı dar gelirlilerle paylaşın. Fakiri tahrik etmeyelim" dedi. İş adamlarının çalışanlarıyla kazancını paylaşması hiç de alışıla geldik bir durum değil. Hani Hulusi Kentmen gibi babacan patronlar filmlerde olur diyebilirsiniz. Çünkü günümüzde bırakın kazanç paylaşımını çalışanların hak ettiği ücreti alabilmesi bile lüks hale geldi. Ama G-20 Antalya Zirvesi gösterdi ki patronların daha fazla kazanç hırsına artık Ali Koç gibi büyük sermayedarlar bile eşitsizliği körüklediği için itiraz ediyor. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'paylaşın' öğüdü önemliydi.
ÇALIŞANLARA MİLYON DOLAR
Peki kazancını çalışanlarıyla paylaşan iş adamı var mı? Şaşıracaksınız ama var! İlk akla gelen isim de online yemek siparişi verilebilen yemeksepeti.com kurucularından Nevzat Aydın. Onun hemen akla düşmesinin nedeni olayın sıcaklığı ve bu kazanç paylaşım vakasının çok fazla haberleştirilmesi. Bilindiği üzere Aydın 15 yıl önce dört ortak kurdukları yemeksepeti.com'u bu yıl Almanlar'a 589 milyon dolara sattı. Paranın 27 milyon dolarını da 114 çalışanına paylaştırdı. Aydın bildik iş adamlarından değil. O yeni nesil girişimcilerden. Ne kendi ne de ortakları namlı ailelerin çocukları. Aydın, Yemeksepeti'ni kurarken ve büyütürken çalışanlarının çok çaba harcadığını her fırsatta söylüyordu. Bu çabanın bu şekilde ödüllendirmesini kamuoyuna net bir cümleyle açıkladı: "Hak ettiler."
KOMBİ BAŞINA 80 TL
Kazancını paylaşan, onları teşvik eden yeni örneklerden biri de Baymak. Şirket 'kombi satışı yapan bayi ve tesisatçılarına bireysel emeklilik sigortası (BES) hesabı açarak kombi başına katkı payı ödeme' projesiyle bu paylaşımı yapıyor. Proje şöyle işliyor: Bayi ve tesisatçılar kombi sattıkça Baymak, onların BES hesabına kombi başına 80 TL katkı payı yatırıyor. Nisan ayında başlayan projeye yoğun ilgi oldu, binin üzerinde bayi ve tesisatçı aileleriyle BES'e katıldı. Baymak'ın yıl sonu hedefi 2 bin. Kampanya yoğun ilgi görünce uzun vadede hedef de büyütüldü. Yeni hedef 2017 yılında 10 bin bayi ve tesisatçının BES sistemine katılmasını sağlamak. Baymak'ın bayi ve tesisatçılarını BES'e yönlendirmesinin sebebi genel müdürünün geçmiş kariyerini bilenler için şaşırtıcı değil. Baymak Genel Müdürü Ender Çolak, Serbest Piyasa Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmış, BES projesini yürüten ekipte çalışmış bir yönetici. Yenilikçi, bunu da "Ana ilkem, her zaman yenilikler peşinden koşmak ve çiğnenmemiş çimenden yürümektir" diyerek dile getiriyor.
BURSLA OKUDU BURS VERİYOR
Çalışanına değer veren bir başka iş adamı ise Isımsan Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Güner. Yeni Asır'da çıkan 'Bu patron kazancını işçilerine harcıyor' başlıklı haberden dolayı kendisinden haberdarız. İşçilerine hayat sigortası yaptırıp ikinci bir gelir elde etmelerini sağladıktan sonra onların ev sahibi olması için arsa satıp alıp binalar dikti. Yaklaşık 50 çalışanını ev sahibi yaptı. Güner'in bu paylaşımı yapmasının sebebi aslında kendi yaşamında gizli. O bir çiftçi çocuğu, üniversiteyi bir profesörün verdiği bursla tamamlayıp makine mühendisi olmuş. Mesleğe başladığında profesörün yanına gidip "Size olan borcumu nasıl ödeyebilirim?" diye sorduğunda profesör ona "Bana borcun yok, sen de benim gibi okumak isteyen dar gelirli kişilere burs sağlarsan beni çok mutlu edersin' demiş. Güner profesörün ricasını hiç unutmamış. Ve şimdilerde elden geldiğince çalışanların hayatına dokunmaya çalışıyor. Ayrıca işçilerinin çocuklarına burs veriyor. Güner'e göre insan çevresindekileri mutlu edemedikten sonra kendi mutluluğunun bir anlamı yok.
HER İŞÇİYE 9'AR BİN LİRA
Güner gibi işçilerinin hayatına dokunan bir başka babacan 'patron' da İzmirli iş adamı İbrahim Kadrıçalı. 1997'de Dekpax adlı bir vida fabrikası açan iş adamı 2011'de fabrikayı İsviçreli bir firmaya devredip emekli hayatına geçiş yapıyor. Yıllar sonra 1997-2011 arasında bu fabrikada çalışan 61 işçi, hesaplarına 9'ar bin lira yattığını görüyor. Önce yanlışlık olduğunu düşünüyorlar. Sonra bu paranın Kadrıçalı tarafından yatırıldığı öğreniyorlar. Kadrıçalı öyle ki işçilerinden birinin vefat ettiğini öğrenip onun hakkı olan parayı da işçinin eşinin hesabına yatırmış. Kadrıçalı zaten fabrikanın satışından önce de işçilerinin maaşlarına zam yapmış, ayrıca satışın hemen ardından her işçisinin hesabına fazladan para da yatırmış. Ama geçen ay işçilerine toplam 546 bin TL'yi yatırması ve olayın SABAH'ta haber olmasıyla bunları öğrenebildik. Kadrıçalı tüm bunlarla ilgili "Bu durum işçilerimle aramdaki hukukla ilgili. Yorum yapmam" diyordu haberde. Lakin tüm bu örneklere rağmen hafta için TÜGİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Yücelen'den bir açıklama geldi. Patronların yeterince kâr ettiği ve artık kazandıklarını çalışanlarıyla paylaşması gerektiği yolundaki tartışmalara karşın Yücelen, Türkiye'de reel sektörün kârlılığının azaldığını; pek çok şirketin çalışanların maaşlarını ödeyebilmek için büyük sıkıntı çektiğini söyledi. Yücelen "Bu çağrı, KOBİ'lerden çok; büyük şirketler, özellikle gayrimenkul ve finans sektöründekiler için geçerli olabilir" dedi.
USTASINA EV ALDI
Gerçekten öyle mi? Ümraniye'de otomotiv tamir işletmesi bulunan bir küçük girişimcinin yaptıklarını anlatalım. İsminin bilinmesini istemeyen bu beyefendi yanında çalışan işçisine ev alıp verdi. Yıllarca her sabah saat 06.00'da işyerini açan, işinin ehli işçisinin işletmesine yaptığı katkıyı fedakarca bulan bu beyefendi işçisi evlenirken banka kredisi ile bir ev alıyor ve evin anahtarını düğün günü ustasına uzatıyor. Onun da bunu yaparken duygusu Nevzat Aydın ile aynı "Hak etti"!