Bertrand Piccard bir kaşif. Dünyayı balonla kesintisiz dolaşan ilk insan. 2015'te dünyayı güneş enerjili bir uçakla dolaşan ilk insan olup bir kez daha tarih yazmaya hazırlanıyor. Amacı, gelecekte daha yaşanılabilir bir dünya yaratmak için güneş, rüzgar gibi temiz enerjilerin kullanımını özendirmek. Başarının sırrını "Bizim takım eşek arısının stratejisine sahip. Rakipler ise balarısı gibi." diye açıklıyor.
- Türkiye'de nasıl bir inovasyon kültürü buldunuz?
- Türkiye dinamik ve heyecan verici bir ülke. Genç nüfusu, imkan verdiğiniz, ortam yarattığınız takdirde dünyayı değiştirme potansiyeline sahip.
Yeter ki iyi bir eğitim sistemi ile gençlerin önünü açın.
- Nasıl kaşif oldunuz?
- Mucit ve kaşif bir aileden geliyorum. Dedem, stratosfere çıkan ilk insan. Babam ise deniz yüzeyinin 11 bin metre altına yani okyanus tabanına inmeyi başarmış ilk insan.
İnovasyonun duygusal ve fiziki yaşamımızın bir parçası olduğu bir aile ortamında büyüdüm.
Başka şansım yoktu.
- Dünyayı balonla dolaşan ilk kişisiniz. Nasıl oldu bu?
- Çok zor oldu. İlk denememde takım olarak rüzgarın gücünü doğru hesaplayamadık.
Bu nedenle havalandıktan birkaç saat sonra denize düştüm.
Çocuklar gibi ağladım. İkincisinde Çin üzerinden uçmamız gerekiyordu ama Çin hava sahasını açmadı. En iyi rotamızdan sapıp farklı bir rota seçtik ama yine balonun tasarımı rüzgara tam uyumlu olmadığı için başaramadık. Üçüncüsünde, artık irtifa değiştirerek ve safra atarak rüzgara tam uyum sağlayacak bir balon tasarladık ve ürettik. Böylece rüzgar gücünü en iyi şekilde kullanmayı becerdik. Bizim takımın eşek arısı stratejisi vardı. Rakiplerimizin ise balarısı stratejisi. Bu evdeki bir gözlemime dayanıyor.
Evdeki verandanın bir tarafı açık, bir tarafı da cam ile kaplı. Cam ile kapalı olan tarafta ise hiç kapatmadığımız bir pencere var.
Yazın, istisnasız her gün o pencerenin altında ölü balarıları bulurduk.
Balarılarının, camda hep tek bir noktayı belirlediğini ve hep o noktadan geçmeyi denediğini, ancak bu inadının sonunda başarılı olamayıp öldüğünü gözlemledim. Eşek arıları ise bir noktada cama çarpıyorsa, bir sonrakinde farklı bir noktayı deniyor ve eninde sonunda açık camı bularak dışarı çıkmayı başarıyorlardı.
Bizim rakiplerimiz milyarderlerden oluşan takımlardı.
Ama onlar, bizden farklı olarak her seferinde stratejilerinde hiçbir değişiklik yapmadan bir kez daha denediler. Biz her seferinde soruna bir öncekinden farklı stratejilerle çözüm aradık.
- Güneş enerjili uçak fikri nasıl doğdu?
- Balonla dünya turunu tamamladığımızda ekip olarak çok mutluyduk ve kutlamalar yaptık. Ama bu mutluluğumuzun ardında bizi çok endişelendiren bir gerçek vardı.
İndiğimizde sadece bir saatlik yakıtımız kalmıştı ve eğer bitseydi, yere çakılırdık.
O zaman, bir sonraki dünya turumu kesinlikle sıfır yakıt kullanarak yapmaya and içtim ve derhal güneş enerjisiyle ve sıfır yakıtla uçabilen bir uçak yapma fikrinin peşine düştüm.
Bu uçağın 72 metrelik kanat açıklığına sahip olması gerekiyordu.
Güneş enerjisinin gece de uçağı uçurabilmesi için ağırlığının sadece küçük bir araba ağırlığında, yani 2 bin 300 kilo olması şarttı. Bunu başarmak pek kolay olmadı.
Projeye 2002'de başladık ve bugüne kadar tamamen özel şirketlerden karşıladığımız fonlarla 150 milyon dolar harcadık. İlginçtir, ana destekçilerimizin hiçbiri havacılık endüstrisinden değil. Sonuçta ampülü, mum satan bir firma keşfetmedi. İnovasyon zaten sistem dışından gelmeli.
Temiz enerji havacılıkta devrim yapacak
-Yakın gelecekte temiz enerjilerin daha yaygın kullanımına tanık olacak mıyız?
- Dünyadaki eski ve verimsiz teknolojileri yenilenebilir, temiz ve daha verimli enerji sistemleriyle değiştirsek, dünyanın enerji tüketimini yarı yarıya azaltabiliriz. Ancak bunun için kamuoyu farkındalığını ve toplumların bu yöndeki talebini artırmamız gerekir. Bir önceki bin yıl dünyayı keşfetme ve fethetme çağıydı. İçinde yaşadığımız bin yıl ise yaşam kalitesini nasıl artıracağımızı keşfedeceğimiz bir dönem olmalı. Ancak bunu yaparsak gelecek için daha yaşanılabilir bir dünya yaratabiliriz. Havacılık 20. yüzyıl başında dünyayı değiştirerek bu sürece önemli katkıda bulundu. Bugün, yenilenebilir, temiz enerji sayesinde havacılık bir kez daha devrim yaratmanın eşiğinde. Bu fırsatı, petrol, doğalgaz gibi doğal enerji kaynaklarına sahip olmayan Türkiye gibi ülkelerin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Ünlü isimlerin gizli dünyaları
1964'de İngiltere'de tasarım ürünlerin fonksiyonel de olabileceği inancı ile Terence Conran tarafından kurulan Habitat, bu sene 50'inci yaşını kutluyor. Alara Koçibey, Ali Kırca, Aslı Kuseyiroglu, Salih Memecan, Gül Ağış, Gamze Bursa, Zeynep Atılgan gibi ünlü isimler de Habitat'ın doğumgünü için farklı bir projeye imza attı. Kendi alanlarında başarılı bu yedi isim markanın geniş koleksiyonundan kendilerini yansıtan ürünleri bir araya getirerek, mağaza içinde kendi Habitat'larını oluşturdu. Levent'teki Kanyon Alışveriş Merkezi'nde düzenlenen sergide yaratıcıların anıları, fotoğrafları, özel objeleri arasında gezinmek mümkün. Sohbetler, seyahat sunumları, kitap imza günleri gibi etkinlikler düzenlenecek sergi ay sonuna kadar gezilebilir. Ayrıca bu hafta sonu ünlüler kendi odalarında mağaza müşterileri ile sohbet ediyor.