Her
yazar eserinin sinema uyarlanmasından mutlu olmaz; yapımcıyla anlaşamaz, yönetmeni beğenmez, filmin hikayesini değiştirdiğini düşünür... Fakat
Pi'nin Yaşamı/ Life of Pi'ın yazarı Yann Malter için bu durum geçerli değil. Malter, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da düzenlenen Pazarlama Zirvesi'ne MCT Danışmanlık'ın misafiri olarak katıldı. Yaptığı konuşmada kitabının nasıl filme uyarlandığını anlatan Malter, 'Hollywood'un gerçek yüzü'nü de kendisini dinlemeye gelenlerle paylaştı. Filmin yönetmeninin birçok kez değiştiğini, insanların ayaklarının kaydırıldığını söyleyen Malter yine de kitabının film haklarını satmaktan pişman olmadığını aktardı.
- Pi'nin Yaşamı/Life of Pi'dan önce de kitaplar yazdınız. Fakat 10 milyon satan Pi'nin Yaşamı oldu. Sadece Pi'nin Yaşamı'nın yazarı olarak anılmak sizi sıkıyor mu?
- Bence tek kitapla da olsa tanınıyor olmak çok güzel. 10 kitap yazıp hiçbiriyle tanınmamaktansa bu daha iyi. Çünkü benim için kitap yazmak büyük bir zevk.
- Kitabı bir film şirketine sattığınız için pişman mısınız?
- Hayır. Çünkü film çok kötü de olsa kimse kalkıp kitabın yazarını suçlamaz. Ayrıca film sayesinde hikayemi daha çok insanla paylaşabildim. Ben de sinemaya âşık biriyim. Bu nedenle risk aldım.
- Konuşmanızda kitabın uyarlanma sürecini anlattınız. Hollywood'da nasıl oyunlar döndüğüne, yapımcılarla yönetmenler arasındaki savaşa şahit olmuşsunuz. Hollywood'un gerçek yüzünü görmek sizi rahatsız etti mi?
- Bu işin doğası böyle. Hollywood böyle işliyor, işler böyle yürüyor. İnsanların ayaklarının kaydırılması kimsenin suçu da değil üstelik. Hayat böyle ve bunların benimle bir alakası yok. Filmi ilk önce M. Night Shyamalan çekecekti, olmadı. Ardından Jean- Pierre Jeunet gündeme geldi. Fakat stüdyo ondan da vazgeçti. Ang Lee'de karar kılındı. Fakat M. Night Shyamalan da Jean-Pierre Jeunet de hayatlarına devam etti ve yeni projelere imza attılar. Bence bu filmin yapılmış olması, kitaba büyük katkı sağladı. Filmin ardından kitap, yeniden çok satan kitaplar listesine girdi. Biliyorsunuz, filmden 10 yıl önce yayımlamıştım. Film sayesinde kitap yeniden gündeme gelince farklı bir nesil de kitabımı okudu.
HAYVANLAR GÜCÜ SİMGELER
- Bir kitabınızın filme dönüştüğünü görmek sizin yazım sürecinizi etkiledi mi?
- Yazım sürecim hiç değişmedi. Çünkü yeni bir kitap yazmak apayrı bir yolculuk. Kendimi dış dünyaya kapattım. Bir tek değişiklik şuydu
: Pi'nin Yaşamı'nda kaplan kullandığım için ondan sonraki her kitapta da hayvanları kullandım. Çünkü hayvanlar gücü simgeler.
Beatrice and Virgil'da bir eşek ve bir maymun var mesela.
High Mountains of Portugal'da ise bir şempanze ve bir gergedan kullandım.
ORTAK NOKTAMIZ İNANÇ
Pi'nin Yaşamı'nın ilginç yanlarından biri de Pi'nin üç farklı dine de inanan bir karakter olmasıydı. Fakat yazar Malter, bunun kendisiyle alakalı olmadığını anlattı: "Ben, inançtan bahsetmek istedim. Sonuçta bütün dinlerin temelinde inanç var. Bu akılcı değil ama inanç güçlüdür. Ben kitabımda inancı anlatmak istiyordum, tek bir dini değil; ne Hristiyanlığı, ne Hinduizm'i ne de Müslümanlığı... Bu fikir de Hindistan ziyaretimde kafamda belirmişti. Hindular tapınaklarına giderken bir anda kiliseye girerek dua edebiliyor. Bu, benim dikkatimi çekmişti.