KIZIMIN PEŞİNDE KOŞAMADIM
2011'de kızları Nisan dünyaya gelmiş. O sıralar Kural tartıda 200 kiloyu görmüş. Nisan doğduğu gün değil ama yürümeye başladığında babası, onun peşinde koşamadığını görünce içine oturmuş. "Zaten gerçeklerin son derece farkındaydım ama 'Ben böyleyim, beni de böyle kabul etsinler,' gibi defansif bir düşüncem vardı. Nisan'ın peşinde koşamamak ise son damla oldu" diyor. Derken bir gün Fevzi diye bir arkadaşıyla karşılaşmış. Fevzi mide ameliyatı sayesinde 175 kilodan 90'a düşmüş. "Adamı bir gördüm, bambaşka biri olmuş. Kaya tırmanışı filan yapıyordu. İşte o zaman algım değişti. Bu işin olabileceğini ve çok da zor olmadığını gördüm" diyor. Ve böylece ameliyat olmaya karar vermiş Kural. Şimdi eşi de kendisi de çok mutlu. Eskiden gideceği yere nasıl yedi adım daha az yürürüm diye hesap yaparken şimdi en özlediği şeylerden biri olan basketbolu yeniden oynayabilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Dünyada, çoğu ABD'de olmak üzere yılda 350 bin obezite ameliyatı yapılıyor
Kaan Kural'ın ameliyatını yapan doktoru, Obezite ve Diyabet Cerrahı Doç. Dr. Halil Coşkun'la obezite ameliyatlarını konuştuk. Coşkun, obezite ameliyatlarının tüm dünyada yaygınlaştığını, yılda 350 bin civarında ameliyat yapıldığını ve bunların 180-200 bin kadarının ABD'de olduğunu söylüyor. Coşkun şunları anlatıyor: "Vücut kitle endeksi 30'un üzerinde olan kişilere obez deniyor. Şu an Türkiye'de yüzde 30 oranında obez kategorisinde kişi var. Yüzde 30 civarında da kilolu insan var. Diyet, egzersiz gibi yöntemler deneniyor ama genel sonuçlara baktığımızda, bu yöntemlerde ciddi başarılar görülemiyor. Kiloların çoğu geri alınıyor. Cerrahi de bu noktada devreye giriyor. Tabii herkese cerrahi önermiyoruz. Ama vücut kitle endeksinin 40'ın üzerinde olmasına biz morbit obezite diyoruz ve ameliyat grubuna alıyoruz. Özellikle de diyabet, hipertansiyon gibi yandaş hastalıkları olan obezlerde, amaç sadece kilo vermek değil, bu hastalıkların tedavisi de oluyor." Doç. Coşkun, cerrahinin güvenliğinin son yıllarda çok arttığını söyleyerek, en çok uygulanan iki laparoskopik cerrahi yöntemini anlatıyor: "10 yıl önceki obezite cerrahisiyle şimdiki bir değil. Teknoloji gelişti. Obez insanların farklı metabolik yapıları anlaşıldı. Mesela Kaan'ı 210 kiloyla ameliyat ettik ama yoğunbakıma girmedi bile.
EN ÇOK UYGULANAN İKİ YÖNTEM
Bugün en çok uygulanan iki yöntem, Kaan'a uyguladığımız tüp mide ameliyatı ile gastrit baypas ameliyatı. Tüp mide ameliyatında midenin yüzde 80-85'lik bir bölümünü alıyoruz. Hem midenin hacmini küçültmüş oluyoruz hem de granin dediğimiz açlık hormonunun seviyesinde ciddi bir azalma oluyor ve hasta ondan sonra kolay kolay acıkmıyor. Gastrit baypasta ise ince bağırsağı alıp küçük mideye bağlantı yapıyoruz. Alınan gıda yemek borusundan küçük mideye geliyor. Küçük mideden direkt ince bağırsağa geçiyor. Sonuçta iki şekilde kilo kaybediliyor. Birincisi, mide küçüldüğü için az yemek yeniyor. İkincisi gıdalar midenin büyük kısmına ve onikiparmak bağırsağına uğramadığı için yüksek oranda emilmiyorlar ve emilim yetersizliğiyle birlikte hasta kilo kaybediyor. Bu biraz daha özellikli bir ameliyat. Özellikle tip 2 diyabetli hastalarda bu ameliyatı yaptığımızda, kilo vermeden bağımsız, yüzde 90 oranında şeker hastalığını düzeltiyor. Hastanın durumuna göre hangi ameliyatı yapacağımıza karar veriyoruz. Bu ameliyatlardan sonra genellikle bir buçuk yıl kilo vermeye devam ediyor hastalar. Fazla kilosunun yüzde80- 90'ını, hatta bazen yüzde 100'ünü kaybeden hastalar oluyor. Bir buçuk yılın sonunda, sarkmalar için bir estetik operasyon geçiriyorlar. O sırada da atılan derilerle 8-10 kilo kadar daha verenler oluyor. Kaan Kural, bir vakıf üniversitesi hastanesi olan Vakıf Guraba'da bu ameliyatı bir yıl önce 7 bin 500 liraya olmuş. Ancak yoğun talep dolayısıyla şu an ancak iki yıl sonraya ameliyat günü verilebiliyor. Özel hastanelerde ise bu ameliyatın fiyatı 25 bin ile 40 bin lira arasında değişiyor.
Defansif bir ruh halindeydim
Obez insanların en büyük sorunlarından biri de ağır bir psikoloji içine girmeleri. Kaan Kural, 210 kiloyu bulduğu günlerde nasıl hissettiğini şöyle anlatıyor: "Kimseden zayıflaman gerektiğini duymaya tahammül edemiyorsun. Karşındakinin haklı olduğunu bilsen bile defansif oluyorsun. Biri bana böyle bir şey söylediğinde 'Biliyoruz ya, kapatalım bu konuyu' diyordum direkt. Ben zaten zihinsel bir iş yapıyorum. O yüzden daha çok zihinsel aktiviteyle kapatmaya çalıştım eksikliğimi. 'Hayatta her şeyi başarmışım, bu da benim bir parçam. Beni böyle kabul etmiyor musun?' gibi bir düşünceye giriyorsun. Tabii ki başka özelliklerin var, bunları biliyorsun. Ben zaten göz önünde biri olarak toplum tarafından kabul görmüştüm. Ama 'farklı olma' psikolojisi var her şeye rağmen. İnsanlar seni başının üzerine de koysa, sen bir şekilde farklı olduğunu biliyorsun.
İki ayağım alçıdan çıkmış gibiyim
- Sorması ayıp, ne kadar yemek yiyordunuz eskiden?
- Aslında öyle 20 hamburger, 30 lahmacun yemiyordum. Ama normal bir insanın yediğinin iki katı kadar yiyordum. Karşı konulmaz bir vahşi hayvan iştahı vardı. Yemekten büyük keyif alıyordum. Yurtdışına seyahate gittiğimde, nerelerde yemek yerim, önceden programını yapıyordum.
- Şimdi?
- İştah diye bir şey kalmadı. Bir yıl oldu, ben bir yıldır doğru düzgün acıkmadım. Bu da doğal olarak bu keyfi törpülüyor. 'Yemeğe dalma' hissi ortadan kalktığı gibi, yemekten aldığım o keyif de bayağı azaldı. Yemeğin sana yaşattığı psikolojik tatmin ortadan kalkıyor yani.
- Ne değişti hayatınızda?
- Artık basket oynuyorum bir kere. Onu bırak, hareket edebiliyorum. İstediğim yere gidebiliyorum. Eskiden bir yere giderken, 'Şuradan gidersem yedi adım daha az atarım' diye hesap yaparken şimdi istediğim kadar yürüyebiliyorum. İki ayağım alçıdayken alçıdan çıkmış gibiyim.
- Daha mutlu musunuz?
- Kesinlikle...
- Sosyal olarak neler değişti hayatınızda? Kendinize güveniniz arttı mı?
- Eşim de ben de daha mutlu insanlarız artık bir kere. Ve evet, bana da müthiş bir özgüven geldi. Bunu kimseye anlatamazsın ama senin şişman olman insanlara rahatsızlık veriyor gibi bir duygu yaşarsın. İnsanları rahatsız etmemeye çalışırsın. Uçağı filan hiç saymıyorum. Bir işe girerken, yurtdışına çıkarsam ancak business class uçabilirim diye anlaşma yapmak zorunda kaldım.
- Sizin durumunuzdaki insanlara ne önerirsiniz?
- Bir tetikleyici lazım bu işi kafada bitirmek için. Her insanı farklı şeyler tetikleyebilir. Ama bu süreci yaşamış ve başarmış birini kanlı canlı görmek kadar etkileyici hiçbir şey olmuyor.
- Ne kadar sürede hangi oranlarda kilo verdiniz?
- İlk bir ay 20 kilo verdim. Sonra uzun süre ayda yedi kilo verdim. Şimdi ayda 2-3 kilo filan veriyorum.
- Zor bir ameliyat mı? Ağrısı çok oluyor mu?
- Kişiden kişiye değişiyor anladığım kadarıyla. Belli yerlerde ağrı oluyor. Bir şeyler yedikten sonra karın ağrısı oluyordu mesela bir süre. Bazılarında ilk bir ay kusmalar oluyormuş. Ben hiç kusmadım. Yani çok kolay bir ameliyat değil ama sanıldığı gibi çok büyük bir ameliyat da değil. Ve sonuçta bunları bir kere yaşıyorsun. Sonra hayatın bambaşka bir hal alıyor. Ben 300 metre yürüyemeyecek hale gelmiştim artık, kıpırdayamıyordum, düşünsene...