Heykel, hastalığımı daha kolay atlatmamı sağladı
- Dokuz sene önce heykele başladınız. Bu tarih aynı zamanda sizin ciddi bir hastalığa yakalandığınız zamana da denk geliyor. Bu iki süreç birbirini nasıl etkiledi?
- Hastalandığımı öğrenmeden birkaç ay önce başlamıştım heykele. Öğrendiğimde, evet, üst başlık kanserdi ama aslında hiç de önemli bir şey olmadığını biliyordum. Tabii bir taraftan ameliyat ve tedavi süreci de kolay değildi. Ama başka insanların neler yaşadıklarını, ne kayıplar verdiklerini, ne hastalıklarla uğraştıklarını bilirken, yaşadığım şeyin o kadar da ağır bir şey olmadığını görüyordum. Hayatı hep böyle algılarsak aslında çok da zor olmadığını anlıyorsunuz ve bu size başka türlü bir tevekkül sağlıyor. Bizi biz yapan aynı zamanda yaşadığımız zorluklarla mücadele etme şeklimiz. Onun için şanslıydım ki heykelle tanışmıştım ve bu o süreci olabildiğince rahat geçirmeme sebep olmuştur. Hastalığım bir milat değildi benim için. Dolayısıyla da yepyeni bir pencere açtığımı hissetmedim. Hayatıma getirdiği bir artısı vardır elbette. O da anlattıklarımın idrakında olmamdır.
Mehmet evimizin garajını benim için atölye yaptı
- Evinizde bulunan atölyeyi eşiniz Mehmet Aslantuğ sizin için hazırlamış...
- Evet, Mehmet benim için yaptı gerçekten de. Atölye olarak kullandığım bölüm eskiden garajdı. Teknik olarak, montajından kaynağına kadar heykel yapımı çok meşakkatli bir süreç... Hatta metalleri eğip bükerken sağ elimin başparmağını ciddi şekilde incittim. Atölye bana, evimin dibinde müthiş bir konfor sağladı. Karar verildikten sonra da birkaç ay içinde Mehmet burayı tamamladı.
- Heykelle ilgilenmeniz ilişkinizi nasıl etkiledi?
- Mehmet bir sanatçı olarak sanatın her dalına ilgi duyuyor. Ama mesleki olarak film sektörünün mutfağında da olan biri. Sonuç olarak heykelin hayatımıza girmesi sohbetlerimize yenilik, derinlik kattı. İlişkimiz zenginleşti.
- Eşinizin de heykel denemeleri var mı?
- Hiç denemedi! 'Bir eve bir kişi yeter' diyor herhalde.
Can'ı bırakıp dizide oynamak istemedim
- Heykel üzerine eğitim alma hedefiniz var mı?
- Keşke! İtalya'ya gidip eğitim almak isterdim. Ama kendi ideallerim, heveslerim ve uğraşım için Can'ı uzun bir süre geride bırakamam sanırım. Bir hafta, iki hafta, bir ay elbette ama bir yıl için şu an gidemem. Gelecekte neden olmasın? Belki Can'ı alır, öyle giderim.
- Annelik böyle bir şey galiba?
- Mutlak bir doğrusu yok. Benim duygularımla ilgili. Çok kolaydı aslında her sezon yeni bir diziye başlamak. Ama o şartlarda çocuk büyütemezdim. Ve ben Can'la birlikte olmak istedim.
- Çocuğunuza nasıl yansıyor heykele olan ilginiz?
- Can'a elbette yansıyor. Şimdi beraber Bienali gezeceğiz örneğin. Onu sergilere götürmeye çalışıyorum. İkna etmem gerektiği de oluyor. Ama inanıyorum ki hayatının bir yerinde sanat mutlaka hep olacak.
- Sizce sanatçı olur mu?
- Mehmet'ten ve benden daha yetenekli. Küçükken bir lokantaya gittiğimizde iki pet şişe, peçete ve pipetle birçok şey yapabilirdi örneğin. Karikatür çizer, Lego ile uğraşır. Kafası öyle çalışıyor. Büyüyünce göreceğiz.