Seyahat
etmek değiştirir insanı... Afrika'nın ücra bir köşesine gitseniz de, kozmopolit bir kenti gezseniz de, mutlaka kendinize bir şey katar, öyle dönersiniz eve. Tabii siz değişirken, sizi çevreleyen seyahat dünyası da değişir. ABD merkezli popüler seyahat portalı Skift'in yayınladığı Küresel Seyahat Eğilimleri araştırması, turizm dünyasındaki bu değişimin nasıl bir çerçevede gerçekleştiğini gözler önüne seriyor. Öyleyse Aziz Augustine'in "Dünya bir kitaptır ve gezmeyenler onun sadece ilk sayfasını okur," sözünü hatırlatalım ve raporun belli başlı maddelerini özetlemeye koyulalım.
İş seyahati tatille birleşiyor
Dışarıdan hoş gözükse de, iş seyahatleri çoğu zaman keyiften çok yorgunluk kaynağıdır. Çünkü ajandanız öylesine yoğun olur ki, gittiğiniz şehri görme fırsatı bile bulamazsınız. Ancak rapora göre günümüzde özellikle genç kesim iş seyahatlerini birkaç gün uzatarak "Hazır buraya kadar gelmişken birkaç gün de kendim için kalayım," diyor ve seyahati tatille birleştiriyor.
Rezervasyonda iade dönemi
Gidilen şehirde konaklamak için pek çok kişi Airbnb benzeri sitelerden ev kiralamayı tercih ediyor. Her gün bulunduğunuz şehirdeki indirimli otel fırsatlarını sunan HotelTonight uygulaması da sıkça kullanılıyor. Tripadvisor destekli otel rezervasyon sitesi Tingo da son dönemin gözdelerinden. Bu site aracılığıyla uygun fiyatlara rezervasyon yaptırabiliyorsunuz, ayrıca rezervasyon sonrası otel fiyatının düşmesi halinde, site aradaki farkı size iade ediyor.
Ağız sulandıran turlar revaçta
Sere serpe güneşlenmek, özgürce yüzmek, 'eller havaya yapmak', tarihi eserleri ziyaret etmek... Her yıl sınırlı gün tatil yapma imkanına sahip çalışan kesim, artık bunlarla yetinmiyor ve mideyi de bayram ettirmenin yöntemlerini arıyor. Özellikle varlıklı turistler, egzotik lezzetleri dünyanın hangi köşesinde olursa olsun arayıp bulmak istiyor. Turizmciler de onları memnun etmek için birbiri ardına 'lezzet turları' düzenliyor. Bu arada İtalya ve Uzakdoğu ülkelerinin yanı sıra Türkiye de listedeki ülkelerden. Lezzet turizminin öncü firmalarından Wholejourneys, yabancı turistlere Musa Dağdeviren ve Vedat Başaran gibi ünlü şeflerimizle buluşma imkanı da sunuyor.
Cep yormayan tasarım oteller
Ne sevimsiz tatil köyleri ne de en temel lükslerden bile yoksun pansiyonlar... Tatilciler, artık hesaplı fiyatlardan konaklama imkanı sunan tasarım otelleri tercih ediyor. Genellikle sadeliği şıklıkla buluşturan minimal tasarımlı odalara, sosyalleşmeye imkan sağlayan geniş ortak kullanım alanlarına ve başta hızlı internet bağlantısı olmak üzere teknolojinin son imkanlarına sahip bu oteller; abartıdan ve şatafattan uzak durdukları için özellikle genç turistlerce tercih ediliyor.
Beyazperdeden destinasyon seçmek
Hatırlarsınız bir dönem
Asmalı Konak dizisi, Kapadokya'ya gelen turist sayısını beşe katlamıştı. Benzer bir durum, dünya genelinde de geçerli. Filmlerde, dizilerde gördükleri mekanları ziyaret etmek isteyen turistlerin sayısı artıyor. Örneğin
Yüzüklerin Efendisi serisiyle turist sayısını hatırı sayılı ölçüde artıran Yeni Zelanda, bu yıl vizyona giren
Hobbit ile yeniden turistlerin gözdesi oldu. İngiltere'de
James Bond temalı sayısız tur düzenlenirken, serinin son filmi
Skyfall'un ardından çekimlerin bir bölümünün yapıldığı İstanbul'a gelen turist sayısının da arttığı tahmin ediliyor. Tabii Woody Allen'ın
Vicky Cristina Barcelona filminin, Katalanların başkentini nasıl cazip kıldığını da unutmayalım.
Havaalanı değil, yaşam alanı
Hande Yener'in "Gideceğim tek yer havaalanı, bana lazım yeni yaşam alanı," sözlü şarkısı geçerliliğini yitiriyor efendim! Zira rapora göre havaalanları yaşam alanı hâline geliyor. Uçuş sayılarının artması, havaalanlarında geçirilen sürenin de uzamasına neden olduğu için, restoran, alışveriş, eğlence seçenekleri her geçen gün zenginleşiyor. Örneğin Chicago'daki O'Hare Havaalanı'nda artık bir organik market, Münih Havaalanı'ndaysa kendi birasını üreten bir pub var! Rapora göre bu seçenekler daha da artacak, havaalanlarında vakit geçirmek zevk haline gelecek.