Efendim, son dönemde yayımlanan pek çok araştırma, en geç 2050 yılına kadar insan zekasıyla robotik zekanın eşitleneceğini öngörüyor. Hâl böyle olunca, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz türden robotların gündelik hayatımızın parçası haline geleceğini tahmin etmek güç değil. Tabii bu 'dost ve kardeş' makina ırkının aramıza katılması, gündelik hayatımızı ve mevcut sosyoekonomik düzeni ciddi bir dönüşüme uğratacak. Kısa süre önce dünyanın en büyük elektronik imalat şirketlerinden Foxconn'un işçi çıkararak bir milyon robot istihdam edeceğini açıklaması açıklaması ve ABD'deki bir araştırmanın yakın gelecekte her 10 kişiden yedisinin robotlar nedeniyle işsiz kalacağını ortaya koyması, dönüşümün boyutuna dair ilk göstergeler. Bana inanmıyorsanız, M-GEN Gelecek Planlama Merkezi kurucularından fütürist Ufuk Tarhan'ın sözlerine kulak verin...
GELECEĞİN MESLEKLERİ
"Şimdiden eğitim, ikram, ağırlama, sağlık gibi alanlarda pek çok insansı robot deneniyor. Bunlar, 10 sene içinde eni konu alıştığımız ve beraber yaşamaya başladığımız 'türler' arasına girecekler. Diğer yandan tıpkı Sanayi Devrimi'nin ardından olduğu gibi, robotların devreye girmesiyle de insan emeği gerektiren işlerin çoğu yok olacak. Gelecekte ancak meslek ve becerilerini yeni çağa uyarlayabilenler ayakta kalabilecek. Örneğin giyilebilir teknoloji alanı hızla gelişecek. Bir mont üreticisi hava sıcaklığını anlayan, ona göre ısıtıcı ya da soğutucu fonksiyonları devreye alan mont tasarlayamazsa, gelecekte satış yapamayacak. Eğer bir meşrubat ya da gıda üreticisi, gelecekte kolestrolü düşüren, tansiyona iyi gelen, bir sürü vitamini içeren nano ve biyoteknoloji şaheseri bir takım içecek ve yiyecek üretimine geçiş yapamaz ise oyun dışı kalacak. Kısacası başta gıda ve ilaç sektörleri olmak üzere pek çok sektör bütünleşecek, iç içe geçecek. Her şeyin dijitalleştiği yeni dünyada en çok ihtiyaç duyulacak mesleklerse kod yazarlığı, developer'lık, dijital grafik tasarımcılığı, kreatif/artistik tasarımcılık olacak."
"Beyaz yakalılarda 'işsizlik', 2016'dan itibaren ciddi şekilde hissedilecek. 2012'de Batı'daki en sıcak gündem, bazı ülkelerde yüzde 25'lere varan işsizlik oldu. İşsizlik daha da artacak. Aslında son zamanlarda yaşanan toplumsal karmaşaların altında yatan neden de bu. Dünya değişiyor. Fay hatlarında kırılmalar, çatlamalar başladı. Biz bunları toplumsal karmaşa diye yorumluyoruz. Oysa hepsi değişimin, dönüşümün sancılı deviminleri..."
"Eskiden filmlerde robotların insanlığı yok etmeye çalışacaklarını anlatan senaryolarla karşılaşırdık. Şimdiyse robotlar pek çok filmde, reklamda insana dost, sevimli arkadaşlar, yardımcılar olarak yansıtılıyor. Ben insanların robot gibi çalışması yerine, robotların insanlara hizmet ettiği bir dünyayı yeğliyorum. Böylece tekrar özümüze, insan olmaya dönebilebileceğimize inanıyorum. Umarım insani değerleri ön plana alan kişiler olmayı başarabilir, kaynakları adil bölüşerek çabalarımızı insanlığın sürdürülebilir yükselişine kanalize edebiliriz." çok
ge ç olm adan...
"Dünya değiştikçe, bedensel olarak yeni koşullara uyum sağlayacağız. İnsan ömrünün bundan sonraki nesiller için 30-40 sene uzadığından bahsediliyor. Sadece bu bile ne kadar çok bünyesel değişikliğin bizi beklediğine dair bir işaret. Tabii ruhsal durumumuz da etkilenecek. İnsanlar konfor alanlarında öylesine gevşemişler ki, bangır bangır çalan değişim çanlarını duymuyorlar... Çok geç olmadan uyanıp, kollarını sıvamalarını öneriyorum."
Hangisini kullanmalı?
Videolu Instagram,
Vine'a karşı
Bir dönem futbol camiasında sıkça dile getirilen sorular vardı: "Şifo ile Sergen birlikte oynar mı?", "Alex ile Tümer birlikte oynar mı?" gibi. Kimileri bu soruya cevaben teknik becerisi yüksek iki topçunun aynı takımda oynayamayacını söyler, kimileriyse "Önemli olan sistem," derdi. Instagram'ın iOS işletim sistemli telefonlar için video paylaşım özelliğini tanıtmasıyla, teknoloji dünyası da benzer bir soruyla karşılaştı: Twitter destekli Vine ile Facebook destekli Video for Instagram birlikte varolabilir mi? Olur efendim, pekala olur. Neden mi? Zira aralarında epey fark var.
Vine'da altı saniyelik videolar çekebiliyorsunuz, Instagram'da ise sınır 15 saniye. Dolayısıyla zamanla Vine, daha yaratıcı, üzerinde düşünülmüş çalışmalara, Instagram ise gündelik paylaşımlara ev sahipliği yapar hale gelecek. Kalite arayanlar Vine'a, üye sayısının çokluğu nedeniyle çeşitlilik arayanlar Instagram'a yönelecek.
Instagram'ın en büyük avantajı, 13 filtre sunması. Ayrıca Vine'a nazaran daha fazla video editleme seçeneği bulunuyor. En büyük dezavantaj ise 15 saniyelik videoların bekleme sürenizi uzatması.
Timeline tasarımında Vine daha başarılı. Ayrıca Instagram'da Vine'ın çok sevilen loop özelliği de bulunmuyor. Vine'ın 'Explore' bölümüyse, kategorilere ayrılmış haliyle, Instagram'ınkinden başarılı.
Nihayetinde bu gelişme, bizim işimize yarayacak. Zira Instagram'ın devreye girmesi, Vine'ı kendini daha hızlı geliştirmesi için motive edecek. Yine de uyarayım... Instagram'daki ayak fotoğrafları, yaz boyunca video formatında da karşımıza çıkacak. Tehlikenin farkında mısınız?
Uçaklar vücudunuzdan elektrik alacak
Bundan böyle uçaklar yolcuların vücut ısısıyla aydınlanacak, kabinler kütüphane kadar sessiz olacak, bavul bekleme derdi son bulacak. Nasıl mı? Dünyanın en büyük uçak üreticilerinden Airbus'ın düzenlediği Fly Your Ideas yarışmasına katılan üniversitelilerin geliştirdikleri projeler sayesinde. Öyleyse 600 takımın katıldığı yarışmada finale kalanların projelerine göz atalım.
İNER İNMEZ BAGAJINIZ ELİNİZDE: Yarışmada birinci olan Brezilyalı öğrencilerin kurduğu Levar takımının projesi, bagaj yükleme-boşaltma işini oldukça kolaylaştırıyor. Eğlence merkezlerinde gördüğümüz hokey masalarından esinlenilerek geliştirilen proje sayesinde, bavullar zeminden verilen hava desteğiyle tüy gibi hafif hale geliyor, otomotik bir şekilde uçaktan havalimanına, havalimanından uçağa taşınıyor. Bu sistem, hem işçilerinin fiziksel yükünü azaltıyor hem de yolcuların bagajlarına yüzde 30 daha hızlı ulaşmalarını sağlıyor.
YENİ VE ÇEVRECİ YAKIT: İkincilik ödülü Avusturalya'dan yarışmaya katılan CLiMA takımına gitti. Takımın geliştirdiği, sıvılaştırılmış biometan ve sıvılaştırılmış doğalgazın karışımından oluşan yeni ve çevre dostu uçak yakıtı, karbon emisyonunu yüzde 97 azaltıyor.
VÜCUT ISISIYLA AYDINLATMA: Yarışmaya Malezya'dan katılan Embarker takımı, uçak içinde kullanılan enerjinin, koltuklara yerleştirilecek çipler aracılığıyla oturan yolcuların vücut ısılarından sağlanmasını öngören bir proje geliştirdi. Proje sayesinde, kabin ışıklandırması ve kişisel eğlence sistemleri, ek enerji kaynağına ihtiyaç duymadan çalışacak.
DELİKSİZ UYKU İMKANI: Hindistan'ın AVAS takımı, şekil hafızalı alaşımları kullanarak uçakların motor gürültüsünü azaltmayı başardı. Egzoz bölümünde bu malzemenin kullanılmasıyla kabin içi gürültü ortadan kalkacak.
Rötara tahammül yok
Airbus'un yaptırdığı Uçuşun Geleceği temalı araştırmaya göre, yolcuların yüzde 96'sı, uçakların daha çevre dostu olmasını istiyor. Yüzde 37, hava yolculuğunun her geçen gün daha stresli hale geldiğini düşünüyor. Seyahate çıkanları en çok rahatsız eden üç şeyse, yüzde 32'yle rötarlar, yüzde 15'le ağır ilerleyen check'in kuyruğu, yüzde 10'la bavul bekleme süresinin uzunluğu.