2013'ün hemen başı... İyi aydınlatılmış, ferah bir stüdyodayız. Çoğunluk orta yaşlı kadın misafirler, görmeye can attıkları bir ünlüyü saatlerdir heyecan ve sabırla bekliyor. Vuslat anı nihayet geldiğinde, sahnede rahat ama şık giyimli, taze tıraşlı, fazlasıyla enerjik ve canayakın bir adam, Amerikan televizyon seyircilerinin sevgilisi Dr. Mehmet Öz beliriyor. Doktor Öz, epey uzun süren alkışları kibarca kabul ettikten sonra lafa giriyor. Mevzumuz mucizeler... "13'ten artık korkmayın," diyor Doktor. "13 artık uğurlu rakamınız. Madem artık 2013'teyiz, size bu yılın şerefine 13 ayrı mucizeden bahsedeceğim." Sözlerini bitirince hemen yanında duran, bir slot makinesinden yadigar kolu aşağı indiriyor ve stüdyonun dev ekranında 2013'ün 13 mucizesi yan yana sıralanıyor. Seyircilerden hayranlık ve sevinçle karışık bir uğultu yükseliyor. Gündüz kuşağında yayınlanan
The Dr. Oz Show, ABD'de çılgınlık derecesinde seviliyor. İki Emmy ödülü kazanan program, günde 4 milyon seyirciye ulaşıyor. Rakamlar baş döndürücü ama Mehmet Öz'ün etkisini anlatmaya bu reytingler bile yetmez.
DOKTORUN HARİKA OYUNCAKLARI
Öz, 15 yıl kadar önce, hem ABD'nin hem de Türkiye'nin gündemine, kalp cerrahisi ve organ nakli alanlarındaki en yetkin doktorlardan biri olarak girmişti. Bu konumunu halen koruyor. Columbia Üniversitesi'ndeki akademik görevine, New York Presbyterian Hastanesi'deki ameliyatlarına (haftada bir defa) ve kurucusu olduğu Columbia Kardiyovasküler Enstitüsü ile Bütünleyici Tıp Programı'ndaki yöneticiliğine devam ediyor. Organ nakli alanında patentleri var. Dr. Michael F. Roizen ile beraber kaleme aldığı ve
Diyettesiniz,
Genç Kalın,
Akıllı Hasta gibi kitapları içeren self-help tıp serisi
Siz, dünyada yaklaşık on milyon adet sattı.
Time gibi etkili dergilere sıklıkla kapak olmak gibi bir hobisi mevcut ve kapağına çıktığı dergiler anında tiraj alıyor. Yine
Time'ın,
Esquire'ın ve bilimum yayın kuruluşunun en etkili 100, 50, 10 listelerinde sürekli adı geçiyor. Doktor Mehmet Öz tek başına bir endüstri ve bu endüstri gelişmeye, genişlemeye devam ediyor. Dr. Öz'ün, ya da onu bir yıldız haline getiren televizyoncu Oprah Winfrey'in deyişiyle 'Amerika'nın doktoru'nun hikayesi buraya kadar kusursuz ancak işler artık çatallanıyor. Bugüne dek onu bağrına basan Amerikan medyası, Öz'e karşı cephe almaya başladı. Öz, reyting belasına bilimin güvenli sahasından çıkıp, 'mucizevi' zayıflama önerilerine, yaşlanmayı durduran 'sihirli' formüllere, hatta bilime meydan okuyan 'alternatif' tedavilere prim verdiği için eleştiriliyor. Örneğin, etkili online dergi
Slate, bu yılın başında Öz'e ve programındaki 'mucizelere' saldıran bir makale yayımladı. ABD'nin en saygın dergilerinden
New Yorker'da geçen hafta çıkan makale de benzer şekilde, Öz'ün metotlarını ve tıbba bakış açısını sorguluyordu. Üstelik bir de can acıtı soruyla: Amerika'nın en sevilen doktoru yarardan çok zarar mı veriyor? Doktor'un sözlüğünde mucize sözcüğünün kullanım alanı sınırsız. Öz'den onaylı mucize içecekler... Yaşlanmayı durduran mucize hap... Doktorumuz, 'inanılmaz', 'devrimci', 'çığır açıcı' gibi sözcüklere de bayılıyor. Programda, özellikle de diyet alanında her gün bir başka mucize yaşanıyor, yeni bir çığır açılıyor. Bu mucize bazen hızla kilo verdiriyor, bazen yaşam kalitesini yükseltiyor, bazen de zahmetsizce fit ve diri bir vücuda sahip olmanızı sağlıyor. Doktor Öz, büyük bir keyif ve yeni oyuncak keşfetmiş çocuk hevesiyle sıradaki mucizeyi açıklıyor. "Şunu bir kenara yazın hemen," diyor mesela. "Garcinia Cambogia... Bu mucize yağlarınızdan sonsuza dek kurtulmanız için basit bir çözüm olabilir."
MUCİZELER ÇÜRÜK ÇIKINCA
Slate, Öz'ün önerdiği Garcinia Cambogia'nın, değil bir mucize bir yenilik bile olmadığını yazıyordu. Derginin aktardığına göre, üzerinde 15 yıl boyunca çalışılmış, 135 kişi üzerinde denenmiş Garcinia Cambogia'nın (bir tür asit) placebo'dan daha fazla bir etkisi olmadığı çoktan kanıtlandı. Öz'ün 'hızla yağ yakıyor' iddiasıyla ve yine müthiş bir hevesle önerdiği yeşil kahve çekirdeklerinin bir işe yaramadığını da New Yorker yazdı. Dergi, bu çekirdeklerle ilgili çalışmanın, bu üründen hap üreten Applied Food Sciences tarafından desteklendiğini de satırlarına ekliyordu. Yine de Doktor Öz'ün mucize önerilerinin sonu bir türlü gelmiyor. Eleştiri yazılarıysa, tüm bunların ya işe yaramadığı ya da her hastanın üzerinde farklı bir etki yarattığından tehlikeli olduğu yönünde uzman uyarılarıyla yüklü. Örneğin, bir başka 'hızla yağ yakma önerisi', ahududu ketonları, bugüne dek sadece fareler üzerinde denenmiş. İnsanlar üzerindeki etkisi kanıtlanmış değil. Programı seyredenler için, Doktor Öz'ün çoğunlukla zaten bahsetmediği bu tür ayrıntıların önemi yok. Her yayının ardından, ilgili mucizeyi içeren ürünler, piyasada anında tükeniyor; Forbes'un 'Dr. Öz Etkisi' adını verdiği bir pazar oluşuyor. Kutuların üzerine "Dr. Öz'ün şovunda anlatılan" ibaresi basılıyor; ticari linkler programın web sitesine bağlanıyor. Öz, bu konularda ihtiyatlı. Bu ürünleri satmadığını programlarında söylüyor. "Ben bunlardan para kazanmıyorum. Size hiçbir önermiyorum, dolandırılmanızı da istemiyorum."
HANGİSİ SİHİR, HANGİSİ GERÇEK?
Tek eleştiri konusu hem insanlara umut ve para harcatan hem de geri tepen bu mucizeler değil. Öz, programına çıkardığı alternatif uzmanlarla da tepki çekiyor. Program bir gün obeziteye savaş açan Michelle Obama'yla profil yükseltiyor; ardından bir medyumu, bir kırık çıkıkçıyı, kanserin bir mantar türü olduğunu ve buna göre yaklaşılması gerektiğini iddia eden bir alternatif tıpçıyı veya eşcinselliği tedavi ettiğini söyleyen bir doktoru konuk alabiliyor. New Yorker, bunları uzun uzun anlattıktan sonra Doktor'un yarardan çok zarar verdiğini öne sürüyor. Doktor Öz, bu eleştirilere cevaben modern tıbbın, konvansiyonel doktorlarla alternatif tedavileri yabana atmayan açık görüşlü insanlar arasında yaşanan bir savaş olduğunu anlatıyor. Kendi misyonunuysa bu sınır üzerinde gidip gelmek şeklinde tanımlıyor. Söz ettiği sınırı bizzat kendisinin sildiğini söyleyenler var. New Yorker'ın görüşlerine başvurduğu genom bilim profesörü Eric Topol, Öz'ün konumu ve yetkinliğinde birinin bu tür toplara girmesi karşısında şaşkınlığını saklayamıyor: "Sorun şu ki, söylediklerinin bazıları tam da ihtiyacımız olan şeyler. Peki insanlar neyin sihir neyin gerçek olduğunu nasıl bilecek? Mehmet ikisini de aynı kapta sunuyor."
DOKTOR ÖZ MÜ, SİHİRBAZ OZ MU?
Sezar'ın hakkı Sezar'a... Öz, çok çalışan, çok üreten, ürettiklerini paylaşmayı seven biri. Lisenin hem popüler, hem çalışkan, hem de sempatik öğrencisi gibi. Tanıyıp da gıcık olmak zor. Doğrusu, bu hasletlerinin karşılığını da alıyor. İnsanlar Doktor'a bayılıyor. Ona kolaylıkla inanıyorlar. Öz'ün alameti farikası karmaşık tıbbi meseleleri basitçe anlatabilmesi. Televizyon programında tam da bunu yapıyor. Daha da önemlisi müthiş bir iyimserlik ve dinamizmle insanları avucunun içine alıyor. Öz, şovunda hastasını önemseyen her doktorun o moral veren, sevecen şefkatiyle konuşuyor. O anlattıkça insan, işler ne denli kötü olsa da eninde sonunda geçecekmiş duygusuna kapılıyor. Yine bir doktorun çekince nedir bilmeyen nesnelliğiyle, çok fazla tartışılmayan meseleleri de ele alıyor. Bir örnek: "Sağlıklı dışkı kahverengidir, içinde azıcık altın tonu bulunur, S şeklindedir ve tıpkı olimpik bir dalgıç gibi suya ses çıkartmadan girer." Doktor Öz'ün kimselere kısmet olmayan, benzersiz bir ekran sihri var ve bu sihir anında reytinge dönüşüyor. Doktor, Amerikalılar'ın telafuzuyla 'Sihirbaz Oz' gibi okunan isminin hakkını veriyor ve eski mesleğindeki başarısını yeni mecrasına yansıtıyor. İnanması güç ama, ona yöneltilen eleştirilere takılmadığını ekrandan daha fazla insana ulaşmanın her şeye değdiğini söylüyor. New Yorker'a anlattığına göre, özlemi, insanları bin sene öncesine, atalarımızın küçük köylerde yaşadığı ve her köyde bir şifacının olduğu zamanlara geri götürebilmekmiş. O şifacının her şeyden önce insanları dinlediğinden dem vuruyor. Bunca yıllık kariyerden sonra Mehmet Öz, işte o şifacı haline gelmek istiyor. Ortada elbette bir bedel var. Aynı anda hem köyün şifacısı hem de bir numaralı kalp cerrahı olmak zor. Bir küçük örnek: Kalp nakli alanındaki hocalarından, efsane doktor Eric Rose onu artık hastalarına bir cerrah olarak tavsiye etmeyeceğini söylüyor.