28
Haziran 2012, Türk çağdaş sanatı için özel bir gün olarak tarihe geçti. Ressam Burhan Doğançay'ın İstanbul Modern'de devam eden 'Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı: Burhan Doğançay Retrospektifi' başlıklı sergisi kapsamında, Doğançay'ın en ünlü ve en pahalı tablosu (2,2 milyon TL) Mavi Senfoni için Kamran İnce tarafından bestelenen eser, piyanist Hüseyin Sermet tarafından yorumlandı. Üstelik bu önemli anlar, mavisenfoni.com adresinden canlı yayınlandı ve tüm dünyadaki çağdaş sanat meraklılarının beğenisine sunuldu. Prömiyer gecesi herkes çok heyecanlıydı; Burhan Doğançay, tabloyu koleksiyonunda bulunduran Yıldız Holding'in yönetim kurulu başkan yardımcısı Ali Ülker, piyanist Hüseyin Sermet... Bunun nedeni de dünyada çok az örneği olan, Türkiye'de ise ilk defa gerçekleştirilen bir projeye imza atmalarıydı.
ESERİMDEN BESTE YAPILMASINDAN GURUR DUYDUM
Burha n Doğançay- Ressam: "Resimden ilham alınarak yazılmış müzik eseri pek fazla yok. Bu yüzden Türkiye'de böyle bir şeyin yapılması, bana güzel bir sürpriz oldu hem de bu Türk sanatı için dönüm noktası. İnce, çok değerli bir bestekarımız. Sermet de medarıiftiharımız bir piyanist. Kamran İnce, tablonun hissini tam olarak vermiş, müziğinde tablonun detaylarını hissedebiliyorsunuz. Hüseyin'in icrası ise harikaydı. Ben de herkes gibi henüz bir defa dinledim besteyi. Ama önemli olan dışarıda da, Viyana Filarmoni Orkestrası tarafından ya da Berlin'de, New York'ta da çalınması. Uluslararası festivallerde dinlenmesi önemli. Mavi Senfoni'nin kariyerimde çok önemli bir yeri var. Ondan ilham alınarak beste yapılması da benim için çok büyük bir zevk ve gurur. Zaten İstanbul Modern'de 23 Eylül'e dek devam eden sergi de her bakımdan muazzam bir sergi oldu. Dünyanın muhtelif müzelerinden 13 eser getirildi, serginin kataloğunu dünyaca ünlü bir yayınevi yayımladı. Bu beste de sergide çalınınca, dört başı mamur bir sergi oldu."
TABLONUN RUHUNU YANSITIYOR
Hüseyin Sermet - Piyanist: "Kamran İnce'nin bestelediği Mavi Senfoni eserini seslendirmem ile ilgili teklif bana İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve İstanbul Modern vasıtasıyla geldi. Ben de bu onur verici teklif karşısında çok mutlu oldum ve hemen kabul ettim. Kamran İnce'nin eseri çok güzeldi; çok başarılı ve içten bir eser bestelemiş. Mavi Senfoni tablosunun ruhunu ve enginliğini de çok iyi kavramış ve eserine yansıtmış. İnce'nin ne denli kabiliyetli olduğu biliniyor. Ama yine de kendisine içten tebriklerimi sunmak istiyorum.
İLK DEFA İNCE'NİN BİR ESERİNİ SESLENDİRDİM
İlk defa Kamran İnce'nin bestelediği bir eseri seslendirdim ve çok keyif aldım. Üstelik eserin prömiyeri internet üzerinden de yayınlandı. İstanbul Modern'de gerçekleşen bu özel geceyi canlı olarak izleme-dinleme fırsatı yakalayabilen değerli kişilerin yanı sıra dünyanın her yerinden milyonlarca insanın yeni bir eserin doğuşuna şahitlik etmesi çok heyecan vericiydi. Bu fikri hayata geçiren Yıldız Holding'e de çok teşekkürler. Ayrıca Burhan Doğançay, Türkiye'de çağdaş sanat denilince akla gelen ilk isimlerden bir tanesi. Burhan Bey ile tanışma fırsatım olmamıştı, ama eserlerinin çoğunu biliyordum. Bu vesileyle Doğançay ile tanışmaktan da onur duydum."
SANATLARIMIZ ARASINDA BENZERLİK VAR
Kamran İnce - Besteci: "Bu projenin hayata geçirilmesini, İstanbul Modern'in şef küratörü Levent Çalıkoğlu istemiş. İstanbul Müzik Festivali'nin direktörü Yeşim Gürel de, beni ve icracı olarak Hüseyin Sermet'i önermiş. Çok memnun oldum tabii. Bundan önce de tablolar için eserler bestelenmişti. Bunlardan haberdardım. Doğançay'ın da sanatını biliyordum. Yine de inceledim. Eserlerinin ses olarak neler çağrıştırdığına baktım. İlk olarak fark ettiğim, sanatlarımız arasında bir benzerlik olduğuydu. İkimiz de Amerikan ve Türk motiflerini bir araya getiriyorduk. New York'un ve İstanbul'un enerjisini birleştiriyorduk."
FİKİR BİZİ ÇOK HEYECANLANDIRDI
Ali Ülker - Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: "Çağdaş sanata olan desteğimizi değişik etkinliklerle sürdürüyoruz. Çağdaş sanat alanındaki en büyük projelerimizden biri de 'Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı: Burhan Doğançay Retrospektifi' oldu. Bu serginin en önemli eserlerinden Mavi Senfoni için bir beste yapılması fikri ortaya çıktığında çok heyecanlandık. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Mavi Senfoni bestesi için Kamran İnce'ye, muhteşem icrası için Hüseyin Sermet'e çok teşekkür ederiz."
RESMİ, SERHATLARLA ANLATIYOR
AlaIn Matalon - Müzik eleştirmeni: "
Bir bestenin, bir başka sanat eserini müzikle anlatması, az rastlanan bir durum. En bilinen örneği, Modest Mussorgsky'nin Viktor Hartmann'ın tablolarını betimlediği Bir Sergiden Tablolar eseri. Mussorgsky, bu eserinde tabloların üzerinde bıraktığı izlenimleri notaya dökmüş ve empresyonist karakterde bir beste yapmış. Kamran İnce'nin Doğançay'ın Mavi Senfoni'si için yapmış olduğu beste ise bize resmin kendisini sert hatlarla, objektif bir biçimde anlatıyor.
POST-MİNİMALİST BİR ESER
Mavi Senfoni, İnce'nin post-minimalist eserleri arasında sayılabilir. Eserdeki sert, kısa ve vurgusuz disonant akorlar, tablodaki dağınık konileri temsil ederken, piyanonun en bas ve en tiz notaları ile çalınan melodiler, ressamın kanvasındaki arka planı anlatıyor. Müzik, bütün sertliğine rağmen, oldukça sakin, adeta pastoral pasajlar içeriyor. Hatta İnce, müziğin ortalarında icracıdan ilahi benzeri bir melodi mırıldanmasını istiyor. Mavi Senfoni, herhangi bir tonal merkezden uzak dursa da, tam anlamıyla atonal bir eser değil. Post-minimalizmin getirdiği tekrarlar ve arada zorlukla da olsa seçilebilen geleneksel Türk müziği tınıları, eseri oldukça ulaşılabilir kılıyor."