Eskrim eğitmeni Ateş Yaylıoğlu ve bir öğrencisiyle sıradan bir hafta içi akşamı Galata Kulesi'nin önündeyiz. Onlar bembeyaz eskrim kıyafetleri içinde, bize fotoğraf için küçük bir müsabaka yapıyor. Ve birkaç dakika içinde bunu bir gösteri zanneden meraklı bakışlarla çevreleniyoruz. Galata Kulesi, eskrimcilere doğal dekor olmuşken, "Neydi bu sporun adı?" veya "Galata Kulesi mi daha eski eskrim sporu mu?" gibi sorular geliyor kulağımıza... Sanki absürd bir komedi filminin ortasındayız. Halbuki tek amacımız, eskrimin bir spor olmanın ötesinde, kişisel gelişim yöntemi olarak da kullanılabileceğine dair bir mizansen yapmak!
32 ŞEHİRDE YAPILIYOR
Türkiye'de ilk eskrim federasyonu 1923'te kurulmuş.Türkiye'de federasyon aracılığıyla yaygınlaştırılmaya çalışılan eskrim sporu, şu an 32 şehirde yapılıyor. Ama küçük yaşlarda başlamadıysanız, bu sporu öğrenebileceğiniz yerler bulmak pek kolay değil. Ancak özel ders almak gerekiyor. Eskrim hocası Ateş Yaylıoğlu, bu eksikliği fark ederek Eskrim Okulu'nu kurmuş ve 'Yetişkinler için Eskrim' adlı bir atölye çalışması yapmaya başlamış. Bir aydır devam eden dersler, haftada iki akşam Galata'daki, Dans Buluşma adlı mekanda yapılıyor. Bu atölye çalışmasının en önemli özelliği, eskrimin konsantrasyon eksikliği veya kararsızlık gibi sorunlar yaşayanlar için ne kadar etkili olduğunu göstermek. Form tutmak da cabası...
CENTİLMENLİK HAD SAFHADA
Ateş Yaylıoğlu gündelik hayatta karşılaşabileceğiniz pek çok sorunu gidermede eskrimin kullanılabileceğini anlatıyor: "Duruş bozukluklarını giderebilirsiniz, kas yapınızdaki sıkıntıları giderebilirsiniz, vücudunuzu güçlendirebilirsiniz, fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Bunun yanı sıra eskrim, kendinizi ve yeteneklerinizi sınadığınız, korkularınızla yüzleştiğiniz bir spor. Dünyanın en güvenli sporu ama bir o kadar da vahşi... Karşınızdakini öldürmeye çalışıyorsunuz aslında. O yüzleşme, o heyecan sizi geliştiriyor. Sınırlarınızla yüzleşiyorsunuz. Bu arada çok disiplinli olduğu için centilmenlik had safhada oluyor. Küfür gibi durumlarda eskrimden men edilmek mümkün." Ateş Yaylıoğlu, lise yıllarından beri dağcılık yapmış bir sporcu. Eskrimle oğlu sayesinde tanışmış. "Ben oğlumu doğa sporlarına yönlendirmek istesem de o güvenliğe önem veren bir çocuk olduğu için eskrimi seçti. Ben de onu derslere götürürken başladım bu spora ve sonunda eğitmen oldum," diyor.
ESKRİM, HER DERDE DEVA
O dönemden beri eskrimin kişisel gelişim için kullanılabileceği fikri aklındaymış. Kişisel olarak bütün yaşam deneyimleriyle eskrimi birleştirerek bir model geliştirdiğini ve bu modeli 'Yetişkinler için Eskrim Atölyesi'nde uyguladığını anlatıyor: "Katılımcılara bazı hareketler yaptırıyorum ve onların ne gibi eksikleri olduğunu, tedirginliklerini tespit ediyorum. Tespit ettiğim eksikliği gidermek için kişiye özel antrenmanlar yaptırıyorum. Örneğin katılımcılardan birinin kendini çok kastığını fark ettim. Ona 'Geceleri dişini sıkarak mı uyuyorsun?' diye sorduğumda 'Evet,' dedi. Ona özel, onu rahatlatacak antrenmanlar veriyorum. Bir diğer katılımcı dikkatini toplamakta zorlanıyordu. Ona da konsantrasyona yönelik hareketler yaptırıyorum. Örneğin, pilotlar eskrim eğitimi alır. Çünkü dikkat toplamada önemli etkisi vardır. Veya karar verme yönünde sıkıntısı olanlara eskrim çok faydalı oluyor. Çünkü eskrimde çok hızlı kara vermeniz gerekir, bununla ilgili alıştırmalar yapılır. Katılımcıların öncelikle normal nabızlarını ölçüyorum. Nabız, hayatınızın ne kadar uzun olacağının bir göstergesi. Şimdiden nabzınız 90 atıyorsa bu iyi bir şey değildir. Eskrim yaparken yıllar içinde nabzınız düşer. Standart bir eskrimcinin nabzı 56'larda atar. Bu da ömrünün uzaması anlamına gelir. Bu nedenle 70 yaş üstü eskrim turnuvaları vardır; çünkü eskrim yapanlar uzun ve sağlıklı yaşar." Eskirimin kurallarını üç-dört ayda öğrenmek mümkün. "Ama hayat boyunca kendinizi geliştirirsiniz," diyor Ateş Yaylıoğlu ve ekliyor: "En çok kondisyon gerektiren ve kalori harcanan iki spor, eskrim ve Formula 1 pilotluğu. Eskrim için, fiziksel özellikleriniz çok iyi olsa da yetmez. Duygusal olarak hazır olmanız gerek. Bir adım ötesini kurgulayabilmeniz gerek. Kadınlar bu yüzden iyi eskrim oynar ve bu spora ilgi gösterir. Bir sonraki hamleyi görebilirler. Erkekler daha fiziksel oynasa da kadınlar daha teknik oynarlar." Eskrim Okulu'nda 'İş Yaşamında Eskrim' veya 'Oyuncular için Eskrim' gibi atölyeler de var. Sahne sanatları yapanların duruş bozukluklarını gidermesi için bu sporu öneren Ateş Yaylıoğlu, iş yaşamında 'yönetici özellikleri'nin geliştirilmesi için özel program hazırlamış.
Bilgi için: eskrimokulu.com
KATILIMCILAR ANLATIYOR
SPOR BEĞENMİYORDUM, ARADIĞIMI BULDUM
Gül Öztop (Tasarımcı, 39)
"Lise dönemlerinde lisanslı olarak basket ve atletizm yapmıştım ama sonra spordan koptum. İlerleyen dönemlerde bana heyecan veren bir spor bulamadım. Pilates de denedim fitness da... Ama hepsi ya yavaş geldi ya sıkıcı ve sıradan. Eskrimde tam aradığımı buldum. Bir aydır yapıyorum ve hiç ilgimi kaybetmedim. Aslında kolay bir spor zannetmiştim, biraz teknik çalışırım diye düşünmüştüm. Sonra bir baktım Ateş Bey bizi çok koşturuyor. Oldukça yorucu geldi. Ciddi bir şekilde kondisyon gerektiren bir spor. O yüzden forma girmeyi de sağlıyor. Hızlı düşünüp hızlı karar verme gibi bir faydası olduğunu da söylemişti Ateş Bey. Başlayınca bunun doğru olduğunu gördüm."
SAVAŞÇI RUH HOŞUMA GİTTİ
Aylin Bektaşoğlu (Dış ticaret, 26)
"İnternette tesadüfen eskrim atölyesini buldum. Kişisel gelişim başlığı altında karşıma çıktı ve merak ettim. Eskrim pek bildiğim bir spor değildi, fotoğraflarına bakınca hatırladım. Çok bilinen bir spor olmaması beni cezbetti. Hayatımda hiç spora başlayamamış ve spordan nefret eden biri olarak, ilgi çekiciydi. Belki biraz erkeksi geldi, savaşçı ruhu da hoşuma gitti belki."
DURUŞUNUZ DEĞİŞİYOR
Mağrur Kazak Hüdayioğlu (Diş hekimi, 37)
"Bu yaz Ataköy Olimpiyat Evi'nde düzenlenen Dünya Pentatlon Şampiyonası'nda milli yüzme hakemi olarak görev almıştım. Pentatlonda müsabakalardan biri eskrimdir. Kendi yarışlarımız bitince diğer yarışmaları izliyorduk. Bu arada ben de eskrimle tanıştım. Eski yüzücü ve su topçu olmam sebebiyle bu sporu da yapabileceğimi düşündüm. Çok estetik, asil, centilmenliğin ön planda olduğu bir spor olduğu için araştırmaya başladım ve Ateş Hoca'yı buldum. İlk grup açılır açılmaz antrenmanlara başladım. Haftada iki saat dolu dolu geçiyor. Her yeriniz çalışıyor. İlk başlarda yapamadığımız hareketleri zamanla yapmaya başladık. Kendimi rahatlamış, dinç hissediyorum. Oturuşunuz, duruşunuz değişiyor. Bu sporun en güzel tarafı da rakibinize her şartta saygılı olmak gerekiyor. Gündelik hayata da etkileri var. Stratejik düşünmeye yardımcı oluyor."