Aydın Menderes, hazırlık sınıfında yaptığı resimleri görünce, olağanüstü duygular yaşadığını anlatıyor: "Resimlerimi görünceye kadar hatırlamıyordum. Buna mukabil az çok nasıl bir şey olacaklarına dair tahminde bulunabilirdim. Bu da rahmetli resim hocamız İlhami Demirci'yi çok iyi hatırlamamdan kaynaklanıyordu. Bize hep modern resimden bahsetti. Modern resmin de nonfigüratif olanlarından. Yani hiçbir özel şekle bağlı olmayan resimler. Rahmetli hocamızın en fazla üzerinde durduğu, resimde renk uyumuydu. Renk uyumu da en belirgin şekilde nonfigüratif resimlerde ortaya çıkıyordu. En çok bahsettiği ressam ise Paul Klee'ydi. Rahmetli hocamız gayet entelektüel, duygularını öğrencilerine aktarmakta heyecanlı ve ısrarlıydı. Hayatımda çok büyük bir iz bıraktı. Estetik ölçülerimin ve zevklerimin oluşmasını sağladı. Klee benim de ideal ressamım oldu. Epey bir zaman sonra Kandinsky de eklendi. Bu hocamızla beraberliğimiz çok kısa sürdü. 1958-1959 yılları arasında biz Robert Kolej'de Hazırlık 2-C sınıfı öğrencileriydik. O günlerde teşvik görseydim veya 1960'ta Robert Kolej'den ayrılmak durumunda kalmasaydım, İlhami Demirci hocamızı görebilmek imkanına sahip olsaydım nonfigüratif resimler yapmaya çalışırdım. Resimlerin açık artırmaya çıktığını öğrendim. Benim iki resmimi de okula bağış olarak oradan alır, çerçeveletir, odama asar ve altına da hikayesini yazarım."