Bahsi geçen 4153 GT seri numarali Ferrari, üretilen 39 GTO'dan biri. Bu modellerin rekabetçi tarihi ve orijinalliği baz alınırsa, araçların kazasız olması neredeyse imkansız olarak görünüyor.
Ferrari'nin alametifarikası haline gelen kırmızı rengi yerine sarı ve gümüş boya işine sahip olan araç, Porter Press'in bastığı Ferrari 250 GTO kitabının da ana karakteri olarak tarihe geçiyor.
Motor 1 TR'nin haberine göre model, 250 GTO'nun meşhur olduğu çok yönlülüğü pist yarışlarında, rallilerde, dayanıklılık yarışlarında ve tırmanışlarda kanıtlamış. Hayatının ilk iki yılını ünlü Belçikalı Ecurie Francorchamps ve Equipe National Belge yarış takımları ile geçiren araç, bu sebeple sarı ve gümüş renklerine kavuşmuş.
Bu 250 GTO 1963 yılındaki 24 Saatlik Le Mans yarışını, Pierre Dumay ve Léon Dernier pilotluğunda 4. olarak bitirmeyi başarmış. 1 yıl sonra Lucien Bianchi ve Georges Berger ile 10 günlük Tour de France'i kazanan araç, 64-65 yılları arasında 14 farklı organizasyonda boy göstermiş. Bu yarışlardan biri de Afrika'da düzenlenen Angola Grand Prix'inin ta kendisi.
1966 ve 69 yılları arasında Eugenio Baturone ile beraber yarışmaya devam eden 250 GTO, bu dönemden sonra ortadan kaybolmuş. 1980 yılında Fransız Henri Chambon tarafından satın alınan araç, 1997 yılında İsviçreli Nicolaus Springer'a satılana kadar pek çok rallide yarışmış.
Springer'da yarış geleneğini sürdürerek ikisi Goodwood Revival'da bulunan pek çok yarışa katılmış. Milenyumun başlarında Alman Herr Grohe'nin eline geçen araç sadece 6.5 milyon dolara satın alınmış. Burada da fazla durmayan Ferrari modeli, ünlü yarışçı Christian Glaesel'in eline geçmiş.
Yakın zamanda İngiliz Ferrari uzmanı DK Engineering ekibinin sıkı çalışması ile restore edilen model, Ferrari Classiche sertifikasını 2012/2013 yılında almış.
DK Engineering aracın satışına dahil olmasa da firma yöneticisi James Cottingham araç hakkında şu ifadeleri kullanmış: "Orijinallik ve tarihi göz önüne alındığında piyasadaki en iyi 250 GTO bu diyebilirim. Yarış tarihi harika. Tour de France'i kazanan araç bir de Le Mans'da dördüncü olmuş. Bu inanılmaz bir şey."
"Ferrari'nin en ikonik takımlarından olan Ecurie Francorchamps tarafından kullanılmış. Büyük bir kaza geçirmemiş ve neredeyse tüm parçaları orijinal kalmış."
250 GTO hala en iyi Ferrari olarak gösteriliyor. Bu durum sınırlı sayıda üretilmesinden kaynaklanıyor olabilir. 62-63 yıllarında Series 1 adı altında 33 tane üretilen modele 64 yılında Ferrari 250 LM'in gövdesini kullanan 3 Series 2 modeli eklenmiş. Daha sonra "330 GTO Specials" adı verilen daha güçlü 3 model daha tasarlanmış. Toplamda 39 adet satılan 250 GTO'nun Series 2 gövdesi pek sevilmemiş.
"250" ibaresi aracın 250 cc'lik motorundan geliyor. 3.0 litrelik V12 motorundan 304 beygir gücü üretebilen araç, ilk çıktığı dönemlerde dudak uçuklatan 18.000$'lık fiyatı ile satışa sunuluyormuş.
Rekor fiyatla satılan araç Christian Glaesel'in ellerinden Amerikalı koleksiyoncu David MacNeil'in ellerine geçti. WeatherTech'in yöneticiliğini yapan MacNeil, firmasında araçlara paspas ve aksesuar üretimi yapıyor. MacNeil genellikle koleksiyonunu sergiliyor ya da kullanıyor. Yani 250 GTO'yu sık sık görmemiz mümkün olacak. Bu durum MacNeil'ı -Pink Floyd'un da içlerinde bulunduğu- elit 250 GTO kulübüne üye yapıyor.