İbrahim Anaç, Peugeot Türkiye'nin 2017 değerlendirmesi ve gelecek beklentilerinin paylaşıldığı toplantıda, PSA Grubu'nun 2017'de bir önceki yıla göre yüzde 15,4 artışla 3 milyon 632 bin 642 araç satışı gerçekleştirerek bir rekora imza attığını söyledi.
Anaç, geçen yıl yüzde 23,2 artışla 2 milyon 378 bin araç satılan Avrupa'nın, grubun en büyük pazarları arasında yerini koruduğunu bildirdi.
PSA Grubu'nun, 2016'da açıkladığı "Push to Pass" stratejisinin ilk yılında elde ettiği rekor kar ve ticari başarının 2017'de de devam ettiğini anlatan Anaç, organik karlı büyüme, müşteri odaklı yaklaşım ve mobilite sağlayıcı çözümler gibi ana hedeflere dayanan bu planın, grubun sürdürülebilir performansında çıtayı yükselttiğini dile getirdi.
Bu plan kapsamında 2016-2018 döneminde ortalama yüzde 4, 2021 yılına kadar ise yüzde 6 operasyonel karlılık hedeflendiğini belirten Anaç, ayrıca 2015 ile kıyaslandığında 2018 yılına kadar yüzde 10, 2021 yılına kadar da yüzde 15 gelir artışı öngördüğünü aktardı.
Anaç, PSA Grubu'nun güçlü gelişimi ve büyüme stratejisinin yüksek kalitede ürün ve hizmetler, zenginleştirilmiş ürün planı ve teknolojik liderlik olmak üzere 3 ana temele dayandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Grup olarak 2018 yılına kadar müşteri memnuniyeti ve ürün kalitesinde ilk 3'te, 2021'de ise en üst sırada yer almayı hedefliyoruz. 2021 yılına kadar 26'sı otomobil, 8'i hafif ticari araç olmak üzere 34 yeni modelin lansmanını yapacağız. SCR ve PureTech gibi teknolojilerimiz, motorlarımızı emisyon konusunda en iddialı hale getirmiş durumda. Plug-in hibrit ve elektrikli otomobil atılımımız var. Önümüzdeki 2 sene içinde bu araçları ürün gamımızda göreceğiz. Ayrıca internet bağlantılı ve otonom sürüş özelliğine sahip otomobilleri içeren ileri teknolojilerimizle de iddialıyız."
İbrahim Anaç, Peugeot'nun dünya satışlarının ise 2017'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 10,4 artışla 2 milyon 120 binlik rekor seviyeye yükseldiği bilgisini verdi.
Peugeot Türkiye'nin de geçen yılı rekor bir satışla başarılı şekilde tamamladığını belirten Anaç, "Peugeot, 2017 yılında Türkiye'de 29 bin 981'i binek, 10 bin 501'i hafif ticari olmak üzere toplam 40 bin 482 satış gerçekleştirerek yüzde 4,2 pazar payı elde etti. Türkiye otomotiv pazarı aynı dönemde yüzde 2,8 daralırken, Peugeot Türkiye'nin satışları yüzde 13,8 artış kaydetti. Binek araç pazarında üç basamak yükselerek satışını en çok artıran ikinci marka olduk. Toplam pazarda ise bir basamak yükselerek yine satışını en çok artıran ikinci marka olduk." diye konuştu.
Anaç, Peugeot Türkiye'nin orta vadede 2021 yılına kadar yüzde 8 pazar payı elde etmeyi, 87 bin satışla ilk 5 markadan biri olmayı ve ithal markalar arasında ikinci sıraya yerleşmeyi planladığını söyledi.
Burada yeni model lansmanlarının çok önemli olduğunu bildiren Anaç, şunları söyledi: "Bayi sayısı ve satış verimliliğimizi artıracağız. Perakende satış yapan bir marka özelliğimizi biraz daha geliştireceğiz. Şu anda yüzde 60 civarında olan perakende oranımızı 2021'de yüzde 70'e taşıyacağız. 13 yeni modelin lansmanını yapacağız. SUV'daki atağımız devam edecek. Hafif ticari araçta da önemli oyunculardan biri haline geleceğiz. Bayi başına düşen satış adedini 2 katına çıkaracağız. Sektördeki en karlı bayi teşkilatını yaratmayı hedefliyoruz.".
Anaç, 2018'de Türkiye toplam otomotiv pazarının geçen yıla benzer şekilde 950 bin seviyesinde gerçekleşmesini öngördüklerini, Peugeot Türkiye'nin ise yüzde 5 pazar payı ve yaklaşık 47 bin satış elde etmeyi beklediğini dile getirdi.
Bu yıl biri binek diğeri hafif ticari olmak üzere iki yeni modelin lansmanını yapmayı planladıklarını ve 7 yeni bayi ile tüm Türkiye'deki bayi sayılarını da 53'e çıkaracaklarını anlatan Anaç, "Önümüzdeki dönemde her sene pazar payımızı bir puan artırmayı hedefliyoruz. Bu agresif bir plan ama Peugeot'nun ürün gamı, bayi teşkilatının gücü ve süreçlerdeki iyileşmemiz bizi buraya taşıyacaktır." ifadelerini kullandı.
Peugeot Türkiye Genel Müdürü İbrahim Anaç, bir soru üzerine, 2019 yılında seçimin otomotiv pazarı için olumlu bir etki yaratacağını düşündüklerini, çünkü genelde seçim olan yıllarda pazarın büyüdüğünü gördüklerini söyledi.
PSA Grubu'nun, Türkiye'de ithalat ve dağıtım hizmetlerinin sorumluluğunu Peugeot Otomotiv Pazarlama AŞ'ye de verdiği DS Automobiles'e ilişkin soruya ise Anaç, "Şu anda özellikle DS'i satacak bayi yapılanması üzerine çalışıyoruz." yanıtını verdi.
Anaç, binek araçlar için kredi kullanım limitlerinin yükseltilmesinin pazarı olumlu etkileyeceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Biz döviz kurları konusunda çok aceleci değiliz. Zaten zamlar tüketiciye hiçbir zaman tamamen yansıtılmıyor. Bunu sektör olarak bir noktaya kadar göğüslüyoruz. Türkiye temkinli bir iyimserliği gerektiren bir ülke. Biz de sektör ve marka olarak temkinli bir iyimserlik içindeyiz. Faiz ve döviz kurundaki artışlar önemli ama son iki senede yaşadıklarımıza bakarsak, sektör olarak bunu bir şekilde göğüsledik ve ona rağmen 950 binlik bir pazar gerçekleşti. Dolayısıyla daha kötümser olmak için bir neden görmüyoruz. ÖTV baremlerinin biraz artması, fiyatlama konusunda tüketici açısından oldukça önemli. Yani bazı zorluklar var ama 2018 özelinde birtakım pozitif gelişmeler de olduğunu görüyoruz."
PSA Grubu'nun satın aldığı Opel'in Türkiye operasyonlarının nasıl yönetileceğine ilişkin soru üzerine Anaç, "Öncelikle bu, orta ve uzun vadede grubu güçlendirecek bir adım. Grubun genel stratejisi zaten markaların tamamen bağımsız olarak yönetilmesi şeklinde. Arka planda birtakım sinerjiler yaratılmaya çalışılıyor ama Opel, Türkiye'de mevcut yönetim yapısıyla devam edecek. Kısa vadede büyük bir değişiklik olacağını öngörmüyoruz. Bütün markalar kendi yönetimleriyle devam edecek." görüşlerini aktardı.
Anaç, ocak ayında, sektör ağırlıklı olarak 2017 stoklarını erittiği için 2018 fiyatlamalarının henüz yansımadığını söyledi.